Tarih Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/44
Browse
Browsing Tarih Bölümü by Author "Dinç, Fasih"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article İslam İnşâ Hukukunun Mardin Kent Mekânına Yansıması (11.-19. yy)(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Dinç, Fasih; 02.14. Department of History / Tarih Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiHer toplumun bir kent modeli olduğu gibi İslâm hukukuyla düzenlenmişMüslüman toplumunun da kendi dünya görüşü ve bunun ön gördüğü ilişkibiçimine göre bir kent modeli bulunmaktadır. Meskenin mahremiyeti vekomşuluk haklarının gözetilmesine ilişkin Peygamber’e atfedilen hadislerbu modelin şekillenmesine kaynaklık eden inşâya yönelik normlarınoluşmasını sağlamıştır. İslâm hukukçularının, meskenin dokunulmazlığı vekomşuya zararın önlenmesine yönelik hadisleri yorumlamalarıyla fıkıhkitaplarında inşâya ilişkin özel bölümler ortaya çıkmıştır. Bu bölümler, dahasonradan inşâya yönelik özel metinlerin oluşmasına kaynaklık etmiştir.Duvarların işlevleri ve hukukî yapılarının esas alındığı bu metinler, İslâmcoğrafyasının farklı yerlerinde fıkhü’l-bunyân/inşâ hukuku temasıyla İslâmhukukunun özel bir dalı olarak “amele” yani uygulamaya dönüşmüştür.İslâm coğrafyası kentlerine yönelik mekân çözümlemelerinde topoğrafyave geleneğe daha çok vurguda bulunulmasına rağmen kendi normlarınasahip ve sorumlu olan İslâm inşâ hukuku göz ardı edilmiştir. Bu makaledeMardin’in kentsel kimliğine esas teşkil eden kalenin güney yamaçlarınakurulu alanın mekân üretiminde İslâm inşâ hukukunun etkisi ve yansımalarıele alınmaktadır. Bu çerçevede, kale eteğine kurulu yerleşimin Mervanilerile başlayan ilk oluşumundan Artuklular Dönemi’nde kazandığı kentselkimliğine ve oradan da Osmanlı egemenliğinin sonlarına kadar uzanansüreçte kentsel mekânın yeniden üretimi, düzenlenmesi vesürdürülmesinde İslâm inşâ hukukunun rolü, gerek konuya dâir literatürgerekse de Mardin şer’iyye sicillerine başvurularak irdelenmektedir. Öteyandan, Mardin’in kentsel mekân üretiminin İslâm inşâ hukukunun kendineözgü normlarıyla Cami, çarşı ve mesken gibi İslâm kent formunun temelunsurlarının şekillendirdiği ve söz konusu unsurların gerek birbirleriylegerekse de kent topoğrafyasıyla uyumunu sağladığı ortaya konulmuştur.Article Kaht u Galâda Kaht-ı Rical: Merkezî Yönetim ve Musul Vilayet İdaresinin 1879-1880 Kıtlığıyla İmtihanı(Türkiyat Mecmuası, 2020) Dinç, Fasih; 02.14. Department of History / Tarih Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiKıtlık; kuraklık ve dengesiz yağışların toplumun üretim olanaklarını ortadan kaldırmasıyla ortaya çıkan doğal bir afettir. Bu afet, her ne kadar coğrafi koşulların bir neticesi olsa da afetin giderilmesi, devlet mekanizmasının sağlıklı işleyişiyle yakından ilişkilidir. Bu mekanizmanın en önemli ayağını başarılı ve deneyimli yöneticiler oluşturmaktadır. Tespit ettiğimiz kadarıyla kıtlıkların baş gösterdiği merkezden uzak yerlerde yeterli deneyime sahip yöneticiler, memuriyet görevlerine herhangi bir leke gelmemesi için idarî sorumluluk almaktan kaçınmışlardır. Bu sebeple söz konusu yerler, daha alt düzeydeki deneyimsiz memurlar tarafından idare edilmiştir. Bu memurların afetlerden kaynaklı olağanüstü koşulların hüküm sürdüğü idarî birimlerde varlık gösterebilmeleri, sahip oldukları yetenek ile merkezî devletin yardım kapasitesiyle doğrudan ilişkilidir. Ne yazık ki olağanüstü koşullarda krizi koordine edebilme kabiliyetinden yoksun yöneticilerin merkezî hükümetten gerekli desteği de alamaması durumunda söz konusu idarî birimlerde yaşayan halk, bir trajediyle karşı karşıya kalır. Bu çalışmada; 1879-1880 zaman aralığında şiddetli açlığın meydana geldiği Musul vilayet alanında Osmanlı merkez bürokrasinin yönetici atama yaklaşımları ile atanan yöneticilerin kıtlıkla nasıl mücadele ettikleri hususu ele alınmıştır.Article Citation - Scopus: 1Osmanlı Diyarbakır’ında Kelekçilerin Örgütlenme Yapısı ve İlişki Ağları(Türk Tarih Kurumu, 2021) Dinç, Fasih; 02.14. Department of History / Tarih Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiKeçi veya koyun tulumlarının şişirilmesi ve üzerlerine keresteden platformların eklenmesiyle yapılan kelek, Osmanlı dönemi boyunca Dicle Nehri’nin DiyarbakırMusul arası kısmında hem nakliyat hem de ulaşımda kullanılan yegâne vasıta olmuştur. Diyarbakır ve çevresinde üretilen mal ve eşya, kelek vasıtasıyla Irak pazarlarına, oradan da uluslararası pazarlara taşınmıştır. Şehir ticareti ve ulaşımındaki etkin rolüne dayalı olarak, kelek imâl eden ve onu nehir yolunda kullanan kelekçiler, şehrin iktisadi örgütlenmesinin önemli bileşenlerinden biri hâline gelmiştir. Dicle’nin Musul’a kadar olan kısmının topoğrafyası ve sığ debisinin kelek dışında başka bir vasıtaya imkân tanımaması kelekçiliği, bu bölgeyle sınırlı bir mesleğe dönüştürmüştür. Böylece kelekçilik, Osmanlı Devleti’nin esnaf birliklerinin belli ilkelere bağlı olarak işleyen yapısına Diyarbakır bölgesine münhasır bir meslek olarak dâhil olmuştur. Mesleki anlamda kelekçiliğin örgütsel yapısı ve bu yapıdan kaynaklı ilişkiler ağına dâir çalışma eksikliği, bu konuya yönelmemizi sağlamıştır. Söz konusu eksikliği gidermek amacıyla hazırladığımız bu çalışmada, kelekçilik mesleğine ve loncasına yönelik detaylı bilgiler sunulmaktadır. Çalışmada, Osmanlı Arşivi ve Diyarbakır Şer’iye Sicillerinin 18. yüzyıl ile 19. yüzyılın ilk yarısına ait verilerinden hareketle, Osmanlı Dönemi’nde Diyarbakır ekonomisinin önemli bir iş kolu olan kelekçiliğin örgütlenme biçimi ve işleyiş düzeni incelenmiştir. Bu çerçevede mesleki örgütlenmenin işleyişinde kelekçilerin devlet ve esnaf örgütleriyle kurduğu ilişki ağları tespit edilerek söz konusu ilişkinin yapısı çözümlenmeye çalışılmıştır.