Ömerli Meslek Yüksekokulu
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/33
Browse
Browsing Ömerli Meslek Yüksekokulu by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Article Investigation of micro and macro element content of wheat varieties grown commonly in turkey(Scibulcom Ltd., 2015) Doğan, Yusuf; Doğan, YusufStudy of 15 bread wheat varieties commonly grown in Turkey (Triticum aestivum L.) was conducted in 2011–2012 and 2012–2013 growing seasons in Mardin to reveal the existing potentials in terms of macro and micro elements content. Grain yield and thousand seed weight of wheat were also examined. According to the combined analysis of two years data, Zn content of the varieties varied between 21.69 to 37.06 mg kg–1; Fe content 25.41–43.38 mg kg–1; Mn content 27.38–42.98 mg kg–1.Varieties had different contents in terms of the macro elements, Ca content in terms of macro elements varied between 590.3 and 999.5 mg kg–1, Mg content was 907.2 to 1115 mg kg–1 and K content ranged between 2250 and 3242.5 mg kg–1. The highest grain yield was obtained with 3920 kg ha–1 from Sonmez variety. Significant correlations were detected between Fe and grain yield (0.48*), C (0.63*), Mg (0.81**), K (0.54*); C and K (0.73**), Mg (0.64**), Zn (0.63*); Mn and Mg (0.55*), P (0.66**); Zn with Ca (0.80**), K (0.63 *), Mg (0.77 **) and Na and Ca (0.61*). It has been identified that Pehlivan, Osmaniyem and Altana varieties can be used in the studying of increasing the nutritional value of wheat grain since it has been identified as having high value in terms of macro and micro elements contents grain yield and thousand seed weight. © 2015, Scibulcom Ltd. All rights reserved.Article KAMU HİZMETLERİNDE KALİTE: MARDİN ADALET SARAYINDA BİR ARAŞTIRMA(Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, 2016) Ay, Fatih; Büyükkeklik, ArzumÖzel sektörde hayati öneme sahip olan hizmet kalitesi kavramı, son yıllarda kamusal alanlarda da kendisinden söz ettirmeye başlamıştır. Vatandaşların kamu kurumlarından beklentilerinin karşılanması ve kamusal alandaki hizmet kalitesinin artırılması, özellikle vatandaş-devlet bütünleşmesine katkısı göz önüne alındığında oldukça önemlidir. Bu çalışmada Mardin Adalet Sarayı’nda SERVQUAL Ölçeği kullanılarak hizmet kalitesinin ölçülmesi ve hizmet kalitesinin boyutlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik önce hizmet kalitesi skorları hesaplanmış, daha sonra bu skorlar üzerinden keşifsel faktör analizi yapılmıştır.Hizmet kalitesi üç boyutlu bir yapıda çıkmıştır. Vatandaşların hizmet kalitesine ilişkin beklentilerinin yüksek olduğu bununla birlikte verilen adli hizmetlerin kalitesine ilişkin algılarının orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Mardin Adalet Sarayı’ndan aldıkları hizmetlere ilişkin beklenti ve algıların vatandaşların demografik özelliklerine göre farklılık göstermediği de tespit edilmiştir.Conference Object ULUSLARIN DÜŞÜRÜLÜŞÜ: ÇAD ÖRNEĞİ(2018) Bayar, İlyas; Şahin, Harun; Karaköy, FıratGüçler dengesinin değişmesi her devirde değişikliğe uğrasa da sömüren-sömürülen paradigması hiçbir zaman değişmemektedir. Avrupa siyasi tarihi Portekiz, Hollanda ve İngiltere’den başlamak üzere birçok ülkede her zaman sömürü eyleminin (fiilinin) öznesi/etkeni haline gelmiştir. Daha fazla tüketmek, daha fazla refahı arttırmak için “Pareto Yaklaşımı” öncülüğünde bir başkasının kaynaklarını azaltmak suretiyle olabilir düşüncesi Batı Emperyalizminin odak noktası haline gelmiştir. Ezber ve amentu sayılabilecek biçimde Afrika ülkeleri salt “coğrafi” dezavantaj kavramı üzerinden politik, iktisadi okumaya maruz bırakılamaz. Bu bağlamda Çad Cumhuriyetinin tarihsel süreç içinde sürekli olarak geri kalması, gelişmişlik endeksinin alt seviyelerde olması, az gelişmişlik yaşamasının içsel ve dışsal sebeplerinin olduğu aşikardır. Fransa’nın hüküm sürmesi ve Çad’ı sömürgeleştirmesi madalyonun dışsal sebebini oluşturmaktadır. Kurumlarının ve siyasi yapılarının az gelişmiş bir şekilde inşası, özgürlük ve demokrasi eksikliğinin yol açtığı askeri darbeler ve iç çatışmalar ülkenin gelişmesini engelleyen içsel çerçeveyi oluşturmaktadır. Bu anlayışla ekonomik kalkınmanın sağlanmasında oluşturulan ekonomik kurumların bağımsızlığı, rasyonel hareket edebilme kabiliyetine sahip olmasının vurgulanması önemli bir projeksiyon sağlayacaktır. Bu düşünce aynı zamanda demokrasi-ekonomik gelişme arasındaki korelasyonun saptanması noktasında yeni perspektifler sunması açısından önem arz etmektedir.Conference Object BİR SÖMÜRÜ ARACI OLARAK DOLAR VE TÜRKİYE EKONOMİSİ(2018) Bayar, İlyasGelişmekte olan ülkelerin yaşadıkları handikaplar, iktisat yazınında tartışılmakla birlikte gelişmekte olan ülkelerin yerel para birimiyle borçlanamama durumunu ifade eden “ilk günah” (original sin) kavramıyla geçiştirilemeyeceği gibi bu kavramın yeniden tahlilini gerekli kılmaktadır. Ana akım iktisadın serbest piyasa ekonomisinden öte bütünüyle kapitalist ideolojinin savunucusu olması ve bütün enstrümanlarıyla ekonomide dominant bir hale gelmesi en çok gelişmekte olan ülke ekonomilerine sekte vurmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte ülkelerde yaşanan ekonomik krizlerin kaynağı spekülatif kökenli para akımları oluşturmaktadır. Sömürgeciliğin günümüzdeki son versiyonu modern bir biçimde ülkeleri petrol dolara bağımlı hale getirmek ve de kur üzerinden ülkeleri ekonomik bir kriz girdabına sokarak gelişen ülkelerin ekonomik bağımsızlıklarının önüne geçmektir. Çalışmamızda özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde yaşanan döviz kuru oynaklıklarının reel bir tarafının olmadığı belirtilmiş olup yeni çareler ve çözüm önerileri sunulmuştur.animation.listelement.badge GÖÇÜN İNSANİ BOYUTU: ÖMERLİ ÖRNEĞİ(Sosyal Bilimler Dergisi, 2018) Bayar, İlyas; Arslan, İbrahim; Kavak, OsmanOrtadoğu ve Arap Baharının tesiriyle başlayan Suriye iç savaşının yıkıcı yansımaları, sınır komşusu olmamız nedeniyle kaçınılmaz bir şekilde ülkemizin her noktasında hissedilmektedir. Yalnızca ekonomik, kültürel, sosyal boyutu ile değil en önemlisi yaşamsal nosyonlara dayanan “insani” boyutu ayrı ve öncelenmesi gereken bir biçimde önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının formüle ettiği ve literatüre eklediği insani yoksulluk endeksinin ne boyutta olduğunu belirlemek ve sosyal politika çerçevesinde hem kamuyu hem özel sektörü nasıl harekete geçirebiliriz sorusuna cevap aramak araştırmamızın asıl amacını oluşturmaktadır. Bununla birlikte göç olgusunun sonuçlarından biri olan mekânsal ve kültürel değişimin, sosyal çevreye uyum ve iletişim üzerindeki etkisini ölçmek sosyal programların oluşturulması açısından öncül bir projeksiyon sağlayacağına ve katkı sunacağına inanmaktayız. Araştırmamızda nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Mardin ilinin Ömerli ilçesine göç etmek zorunda kalan Suriyeli evli kadınların sosyoekonomik durumunu özellikle yoksulluk boyutuyla ele almaya çalıştık. Suriyeli göçmenlerin toplumsal entegrasyon noktasında birçok eşiği atladıkları halde ekonomik anlamda ciddi zorluklar çektikleri görülmektedir.Article MALİ KURAL VE YOLSUZLUK İLİŞKİSİ: SEÇİLMİŞ LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNE EKONOMETRİK BİR ANALİZ(Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayını, 2019) İLYAS BAYAR; İBRAHİM ARSLANMali politikalara kısıt getirmenin geçmişi binlerce yıl öncesine dayanırken, mali kuralların oluşum ve inşa sürecinin esasında 35-40 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Ekonominin sistemli bir disiplin olma sürecinde etkin rol oynayan ve etkisi 20. yüzyılın başlarına kadar süren iktisadi akımlardan Klasik anlayış, reel kaynak yaratan büyük altyapı yatırımları harici bütçe gelirlerinin bütçe giderlerine eşit olmasını savunan denk bütçe esaslı bir iktisat politikasını savunmaktaydı. 1929 Büyük Buhran devletin ekonomideki rolünün sorgulanmasına zemin hazırlamıştır. Konjonktürel dalgalanmaları aşmak için devletin toplam talep yaratmak suretiyle ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini ifade eden J.M. Keynes’in iktisadi düşünceleri yaklaşık 50 yıllık bir hâkimiyet sürdü. 1970’lerde oluşan petrol krizi, stagflâsyonun varlığı bu defa da Keynesyen politikaları sorgular hale geldi. “Görünür el” olarak devletin piyasa aksaklıklarını düzeltme amacı hedeflenirken; arz yanlı politikalar, yüksek kamu harcamaları, emisyon, siyasi ve bürokratik arz cephesinin popülizm uğruna rasyonel ekonomik tercihlerden sapması ve dolayısıyla oluşan bütçe açıkları mali disiplin ihtiyacını gündeme getirmiştir. 1980 sonrası kamu seçiş teorisi ile birlikte anayasal iktisat iradi politikaların yanı sıra mali kurallarla mali disiplinin sağlanacağı hususu önem kazanmıştır. Yapılan bu çalışmada mali kural ile yolsuzluk arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Panel Veri Analiz yöntemi kullanılarak Latin Amerika bölgesinde bulunan 8 ülke (Brezilya, Ekvador, Kolombiya, Meksika, Paraguay, Peru, Şili, Uruguay) için 2000-2017 dönem verileri incelenmiştir. Bütçe açığı ile yolsuzluk arasında uzun dönemli bir ilişki tespit edilmiş ve bütçe açığından yolsuzluğa doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisine ulaşılmıştır.animation.listelement.badge YÜKSELEN EKONOMİLERİN AR-GE HARCAMALARININ, BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ MALLARININ İHRACATININ VE PATENT SAYILARININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNE ETKİSİ: PANEL VERİ ANALİZİ (2000-2015)(Mehmet Akif Ersoy sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019) Bayar, İlyas; Özkan, GökçenBilgi ekonomisinin temel parametrelerini oluşturan araştırma geliştirme, üretilen yüksek teknolojili bilgi ve iletişim malları, inovasyon çalışmalarının bir göstergesi olarak yaratılan marka ve patentler, hükümet bütçelerinden eğitime ayrılan pay vb. birçok unsur yükselen ekonomilerin kırılganlık eşiğini atlatmalarına ve sürdürülebilir büyüme ile kalkınma hamlelerinin oluşturulmasında büyük bir önem taşır. Yapılan bu çalışmada Ar-Ge harcamalarının, bilgi ve iletişim teknolojisi ürünleri ihracat yüzdesinin, patent sayılarındaki artış ile ekonomik büyüme (GSYİH) arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada Panel Veri Analizi yöntemi kullanılarak Pedroni Eşbütünleşme, Kao Eşbütünleşme testi ve Dumitrescu-Hurlin nedensellik analizleri yapılmıştır. Yükselen ekonomiler3 için 2000-2015 dönem verileri incelenmiştir. Yapılan analizler neticesinde Ar-ge harcamalarının, ihraç edilen bilgi ve iletişim teknoloji mallarının, patent sayısındaki artışların ekonomik büyüme ile uzun dönemli bir eşbütünleşme ilişkisine sahip olduğu ve söz konusu değişkenlerin ekonomik büyüme üzerinde pozitif bir etki oluşturduğu gözlemlenmiştir. Ekonomik büyümeden Ar-Ge harcamalarına doğru tek yönlü nedensellik, ekonomik büyüme ile ihraç edilen bilgi ve iletişim teknolojileri arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Conference Object İKİZ AÇIKLAR HİPOTEZİNİN GEÇERLİLİĞİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA (1980-2018)(İktisadi Kalkınma ve Sosyal Araştırmalar Derneği, 2019) Bayar, İlyas; Arslan, İbrahimBütçe açığı ve cari açığın eşanlı olarak ortaya çıkması ikiz açık olarak ifade edilir. Gelişmekte olan ve de yükselen piyasalar ekonomisi sınıflandırmasına dahil edilen Türkiye gibi ülkelerde hem bütçe açığı hem de cari açık kronik bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Söz konusu durumun varlığı ekonomik istikrarın oluşmasını sekteye uğratan faktörlerden bazılarını ifade etmektedir. Bu bağlamda iki açık arasındaki ilişkinin yönü ve etkileşim derecesi önem kazanmaktadır. İki ana akım yaklaşımdan biri olan Geleneksel görüş (Keynesyen) ikiz açık hipotezinin geçerli olduğunu savunurken, diğer yaklaşım olan Ricardo Denklik hipotezi ikiz açık hipotezinin geçersiz olduğu savını dile getirmektedir. Çalışmanın amacı ikiz açıklar hipotezinin geçerliliğini sınamak amacıyla 1980-2018 dönemi bütçe açığı ve cari açık arasındaki ilişkinin yönünü ve etkileşim derecesini test etmektir. Zaman serileri analizi yönteminin kullanıldığı çalışmada yıllık veriler esas alınarak değişkenler arasındaki ilişki için regresyon analizi, söz konusu dönemde veri değişken seti arasında nedensellik ilişkisinin belirlenmesi amacıyla da Granger nedensellik sınaması yapılmıştır. İki açık arasında herhangi bir nedensellik ilişkisine ulaşılmamış dolayısıyla da Ricardo Denklik Hipotezinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.animation.listelement.badge Arif ÖZAYDIN, Eleştirel Bir Yaklaşımla Medeniyet ve İktisat, İstanbul: İnsan Yayınları, 2019 (284 sayfa)(Artuklu İnsan ve Toplum Bilim Dergisi, 2019) Bayar, İlyasEleştirel Bir Bakışla Medeniyet ve İktisat kitabında Yazar, doğrudan olmasa da zımni bir şekilde şu soruları/sorunları anlamamız için bir fotoğraf çekiyor. Yazar genel olarak, seküler medeniyet kavramından hareketle batı uygarlığını (garp), özel olarak da kapitalizmin ideolojik arka bahçesi konumundaki ana akım iktisadı (Klasik, Neoklasik, Keynesyen Monetarist vd.) ve ekonomik kodlarını sorgulayarak bir çerçeve sunmayı amaçlamıştır. Seküler medeniyetin sömürü anlayışı kurum ve kuruluşları ile süregelen bir seyir göstermektedir. İktisadi düşünce tarihi irdelendiğinde Avrupa Merkantilizminin düşünce ve inşa yapısından başlarsak nice veri ve örnekle karşılaşırız. Dünyadaki altın ve gümüş gibi değerli madenlerin sabit olduğu düşüncesinden hareketle, parasalcı, korumacı bir ekonomik siyaset izleyen İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya vd. tarafından kendi dışındakileri yutarak, yok ederek zenginlik ve hâkimiyete ulaşacağına inanılıyordu. Nitekim oluşturduğu koloniler ve denizaşırı iktisadi faaliyetler buna örnek teşkil eder. Hindistan’ı koloni hale getiren ve en temel tüketim maddelerinin burada ürettiren İngiltere milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur. Aynı anlayışla, dünyanın en büyük elmas madenlerine sahip olmakla birlikte Güney Afrika’da madenlerin bulunduğu bölgelerde faaliyet gösteren İngiltere menşeli bir firma ise elmas üretimini tek başına kontrol eder duruma gelir.Article Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde İkiz Açık Hipotezinin Test Edilmesi: Zaman Serisi ve Panel Veri Analizi (1996-2017)(AKSARAY ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2019) İLYAS BAYAR; GÖKÇEN SAYARİkiz açıklar hipotezi ile ilgili tartışmalar güncelliğini korumakla birlikte hipotezin geçerli olup olmadığına dair iki temel görüş söz konusudur. Çalışmada Türkiye için 1996-2017 dönemi verileri esas alınarak zaman serileri analizi kullanılırken; Avrupa Birliğine üye ülkeler için 1996-2017 dönemi verileri kullanılarak panel veri analizi yöntemi kullanılmıştır. Türkiye için bütçe açığı ve cari açık arasındaki uzun dönemli ilişkinin saptanması için Engle-Granger testi kullanılmış ve uzun dönemli eşbütünleşme ilişkisine sahip olmadığı belirlenmiştir. Granger Nedensellik testinde iki değişken arasında nedensellik ilişkisi bulunmamış ve Türkiye için Ricardo Denklik Hipotezinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Avrupa Birliği’nin 23 ülkesi için yapılan Durbin-H eşbütünleşme testi bütçe açığı ve cari açık arasında uzun dönemli ilişkinin varlığını gösterirken; değişkenler arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu Dumitrescu-Hurlin nedensellik testi sonuçlarıyla elde edilmiştir.Conference Object TÜRKİYE EKONOMİSİNDE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN EKONOMİK BÜYÜME VE İŞSİZLİĞE ETKİSİ: TODA-YAMAMOTO NEDENSELLİK YAKLAŞIMI(İktisadi Kalkınma ve Sosyal Araştırmalar Derneği, 2019) Bayar, İlyas; Arslan, İbrahimİktisat politikalarının temel amaçlarından biri konjonktürel dalgalanmaları kontrol ederek hem ekonomik büyümeyi sağlamak hem de istihdam yaratmaktır. Bu bağlamda makro ekonominin iki kötüsünden biri olarak kabul edilen işsizliği (diğeri enflasyon) azaltmak ve dolayısıyla milli geliri arttırmak suretiyle toplumsal refahın artmasına zemin hazırlamak hem politika yapıcıları tarafından arzu edilen hem de iktisadi yazında halen çalışılan/tartışılan konular arasında yer almaktadır. Küreselleşme ile birlikte sermaye ve emeğin mobilitesi ve gelişmekte olan ülkelerde tasarruf eksikliğinin yatırımları bir bütün olarak olumsuz olarak etkilemesinin gelişmiş ülkelerin sahip olduğu sermaye fazlası birlikte düşünüldüğünde söz konusu durumlar Doğrudan Yabancı Yatırımların (DYY) önemini arttırmıştır. Bazı dezavantajlarına rağmen doğrudan yabancı yatırımlarla katma değeri yüksek ve yoğun teknoloji eksenli üretim hatları, düşük maliyetli, kaliteli mal ve ürün üretilmesinin yanı sıra yeni üretim ve yönetim süreçlerinin yatırım yapılacak ülkelere transfer edilmesi başlıca avantajlardan bazıları olarak görülmektedir. Bu avantajlarla birlikte DYY’den beklenilen en önemli etki alanlarından biri de istihdam oluşturmasıdır. Doğal işsizlik oranı haricinde kırılgan ülkelerde işsizlik oranlarının devresel dalgalanmaları ve potansiyel büyüme oranlarında meydana gelen sapmalar ekonominin istikrarsız bir hal almasına sebebiyet vermektedir. Gelişmekte olan ülkelerde yatırımlara kaynak sağlayan portföy yatırımları ile birlikte doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının direkt olarak üretime sevk edilmesi ekonominin stabil bir hal almasına ve dolayısıyla iktisadi büyüme ve kalkınmanın gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır. Yapılan çalışmada Türkiye’de ithal ikame ekonomik anlayıştan ihracata dayalı ekonomik anlayışa geçişin başlangıç dönemi olarak kabul edilen 1980’den günümüze doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme ve işsizlikle olan ilişkisi ele alınmaya çalışılmıştır. Türkiye için 1980-2018 dönemine ait yıllık verilerin esas alındığı ve Toda-Yamamoto nedensellik testinin kullanıldığı çalışmada doğrudan yabancı yatırımların işsizlikle ilgili herhangi bir nedensellik ilişkisine ulaşılmamıştır. Fakat aynı dönemde doğrudan yabancı yatırımlarla ekonomik büyüme ile pozitif ve anlamlı bir nedensellik ilişkisi olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.Conference Object İSLAM İKTİSADI ÖZELİNDE KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME(Atatürk Üniversitesi Yayınları, 2021) Bayar, İlyasAhlaki kodlarla donatılan, kural temelli ve serbest piyasa ekonomisine dayalı bir sistem olarak tarif edilen İslam İktisadının gelişim ve ilerlemesini tamamlayacak en önemli unsurlardan biri de gelişkin, istikrarlı bir parasal ve finansal yapının gerekliliğidir. Dünya ölçeğinde mevcut bulunan İslam ülkelerinin büyük bir kısmının azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kapsamında olduğu göz önünde bulundurulduğunda söz konusu ülkelerdeki tasarruf yetersizliği ve yatırımlara kaynak sağlayacak bir mekanizmanın eksikliği göze çarpmaktadır. Bu bağlamda, Katılım Bankalarının varlığı, etkinliği, etkililiği ve sürdürülebilirliği önem arz etmektedir. Katılım Bankaları, iktisadi aktörlerin iktisadi faaliyetlerini sürdürürken sahip oldukları inançları ve değerleri dikkate almasının yanı sıra konvansiyonel bankaların sunduğu hizmetleri İslam anlayışı çerçevesinde sunma çabası içerisindedir.Book Part DİJİTAL DÖNÜŞÜM BAĞLAMINDA BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİSİ İLE EĞİTİM VE BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME(Ekin Yayınevi, 2021) Bayar, İlyas; Arslan, İbrahim; Okumuş, NuhYapılan çalışmada, dijital dönüşümün bir göstergesi olarak üretilen/ihraç edilen bilgi ve teknoloji mallarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi eğitim faktörü ile irdelenmeye çalışılacaktır. Bu çalışmayla Türkiye için 2000-2018 dönemini kapsayan bilgi ve iletişim teknolojileri ihracatı, kamusal eğitim harcamaları ve ekonomik büyüme arasında nedensellik ilişkisi incelenmeye çalışılmıştır. Serilerin durağanlıkları Genişletilmiş Dickey- Fuller ve Phillips-Perron Test istatistiği ile test edildikten sonra söz konusu değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinde Hatemi-J (2012) Asimetrik Nedensellik testinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular pozitif şoklar açısından değerlendirildiğinde, pozitif ekonomik büyümeden pozitif bilgi ve iletişim ihracatına tek taraflı, pozitif kamusal eğitim harcamalarından pozitif büyümeye tek taraflı nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Negatif şoklar açısından ele alındığında ise negatif bilgi ve iletişim teknolojileri ihracatından negatif ekonomik büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Hem pozitif hem de negatif şoklar açısından kamusal eğitim harcamaları ile bilgi ve iletişim teknolojileri ihracatı arasında herhangi bir nedensellik ilişkisine ulaşılamamıştır. Bu ilişkiyi sağlayacak unsurun standartları yükseltilmiş bir eğitim yapısının beşeri sermayeye pozitif etkisi ve AR-GE harcama payının artması şeklinde olacağı dikkate alınmalıdır. Türkiye özelinde dijital dünyanın “tüketimden” “üretmeye” doğru yeni bir değerler dizisi değişikliğine ihtiyaç duyduğu açıktır.Article DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN BİR BELİRLEYİCİSİ OLARAK POLİTİK İSTİKRAR: D-8 ÜLKELERİ İÇİN BİR ANALİZ(Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği, 2022) Bayar, İlyasModern ekonomik büyümenin temel dinamiklerinden biri sermaye birikimidir. Gelişmekte olan ülkelerde düşük tasarruf düzeyi, sermaye birikiminin ve dolasıyla yatırımların istenilen seviyeye ulaşmasına engel teşkil etmektedir. Bu bağlamda, gelişmekte olan ülkeler için yatırım ve büyümenin sağlanmasında doğrudan yabancı yatırım akımı önem arz etmektedir. Yapılan çalışmada, politik istikrar ve doğrudan yabancı yatırımlar arasındaki eşbütünleşme ve nedensellik ilişkileri 1984-2020 dönemi için D-8 ülkelerinin yıllık verileri kullanılarak ampirik olarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Panelin geneli için politik istikrar ile doğrudan yabancı yatırımlar arasındaki ilişkinin pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Değişkenler arasında nedensellik ilişkisinin belirlenmesi için Dumitrescu ve Hurlin (2012) heterojen nedensellik testi uygulanmıştır. Farklı gecikme uzunlukları uygulanarak değişkenler arasındaki çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin istihdam, üretim ve büyümeye katkı sağlayan doğrudan yabancı yatırımı akımları için politik istikrar seviyesini arttırmaya dönük politikalar uygulamaları önerilmektedir.Article Vergi Politikası, Devletin Ekonomiye Müdahalesi ve Mülkiyet Hakları Bağlamında Uygarlıkların Yıkılışı: İbn Haldun’un Mukaddime'si Üzerine Bir Değerlendirme(Liberal Düşünce, 2022) Bayar, İlyasİbn Haldun’un Mukaddime adlı eseri tarih, tarih felsefesi, sosyoloji, siyaset, yönetim, vd. ilim sahalarının yanı sıra hem iktisada hem de politik iktisada ilişkin de zengin bir muhteva sunmaktadır. İbn Haldun’a göre bir uygarlığın kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak unsurlardan bazıları serbest piyasa ve dışa açık bir uluslararası ticaret yapısı, optimal vergi oranları, istikrarlı ve bağımsız bir para otoritesi, adalet ve mülkiyet haklarının temini, toplumun yenilikçi yapısı, bağımsız düşünmeye dayalı eğitim sistemidir. İbn Haldun’un iktisadi düşüncesinin hareket noktası üretim ve istihdam artışını sağlayacak mekanizmaların devreye konulmasıdır. İbn Haldun, üretimi engelleyen her türlü formel ve informel yapıya, hükümetlerin fiyatlara müdahalesine, monopol bir piyasa yapısının oluşturulma çabalarına şiddetle karşı çıkmaktadır. İbn Haldun, bir devletin kurulması için asabiyet ve mal/para gibi iki unsurun zorunlu olduğunu ifade eder. İbn Haldun’a göre devletin bozulmasına ve çöküşüne neden olan esaslar bu iki unsurun zayıflığından ileri gelir. Yapılan çalışmada, bir diğer kurucusu unsur olan, mal/para konusu ele alınmıştır.Article EKONOMİK KARMAŞIKLIK İNDEKSİ VE EKONOMİK BÜYÜME: CIVETS ÜLKELERİNDEN AMPİRİK KANITLAR(Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 2022) Bayar, İlyasBu çalışmada, CIVETS ülkelerinin 1995 ile 2019 dönemleri arasındaki ekonomik karmaşıklık düzeyi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki panel veri yaklaşımı kullanılarak araştırılmıştır. Analizin ilk aşamasında yatay kesit bağımlılığı testi uygulanmıştır. Yatay kesit bağımlılığı nedeniyle panel birim kök ve eşbütünleşme testi ikinci nesil testlerden seçilmiştir. Eşbütünleşme katsayılarının tahmin edilmesi için Panel AMG tahmincisi kullanılmıştır. Ekonomik karmaşıklığın iktisadi büyüme üzerindeki etkisinin pozitif ve istatistiki olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Nedensellik ilişkisinin belirlenmesi için Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi uygulanmıştır. Test analizlerine göre panelin geneli ve sadece Mısır için ekonomik karmaşıklık indeksi ile ekonomik büyüme arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Kolombiya, Vietnam ve Türkiye için ekonomik büyümeden ekonomik karmaşıklık indeksine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Endonezya için ekonomik karmaşıklık indeksinden ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulgusuna ulaşılmıştır. Güney Afrika için yapılan nedensellik sınamasında ise iki değişken arasında herhangi bir nedensellik ilişkisine rastlanılmamıştır.Article Mardin Milletvekilleri ve Siyasi Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi: 2002-2015 Dönemi Üzerine Bir Analiz(İdeal Kültür Yayıncılık, 2022) Yürek, AmineBu çalışmada TBMM’de 2002-2015 yılları arasında görev almış Mardin milletvekilleri ve siyasi faaliyetleri sunulmaya çalışılmıştır. TBMM’nin 22, 23, 24 ve 25 olmak üzere beş döneminde görev almış yirmi Mardin milletvekilinin sosyal, kültürel özellikleri ve siyasi faaliyetlerine yer verilmiş ve bu çerçevede değerlendirilmiştir. Mardin milletvekillerinin doğum yerleri, yaş ortalamaları, medeni durumları, bildikleri yabancı diller, eğitim durumları, meslekleri ve görevleri, milletvekilli oldukları tarihler ve dönem sayıları, bakanlık yapmış milletvekilleri tablolarla desteklenerek incelenmiş böylece araştırmacıların bu bilgilerden istifade etmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda 2002-2015 yıllarında Mardin şehrinin Türkiye nüfusuna ve milletvekili sayısına göre oranları incelenmiş ve söz konusu dönemde seçilmiş yirmi Mardin milletvekilinin meclisteki yasama faaliyetleri analiz edilmiştir.Article 2000 YILI SONRASI TÜRKİYE’DE KAMU BORÇLANMASININ EKONOMİK ANALİZİ(Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2022) Aydın, Mehmet Sadık; Sayaner, KübraDevletin ekonomideki rolü ile ilgili tartışmalar geçmişten günümüze süregelmektedir. Özellikle 1929 krizi ile müdahaleci devlet yaklaşımının benimsenmesi ile devletin ekonomideki rolü artmıştır. Kamusal finansman kaynakları arasında gösterilen borçlanma ile ilgili düşünceler önceki dönemlerde olumsuz kabul edilirken, 1929 krizi sonrasında çeşitli gerekçelerle başvurulabilecek kaynaklar arasında kabul edilmiştir. Bir maliye politikası aracı olarak kabul edilen kamu borçlanması aracılığıyla devletin birçok ekonomik fonksiyonun gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Bu çalışmada kamu borçlanmasının teorik çerçevesi çizilerek, borçlanma ile ilgili kavramlar açıklanmakta borçlanma türleri ve ekonomik etkileri anlatılmaktadır. Ardından 1980 sonrası dönemde Türkiye’de kamu borçlanmasının gelişimi ilgili kurumların verileri kullanılarak analiz edilmektedir. Çalışmada literatür taraması yapılacak olup veri analizi yöntemi benimsenmektedir. Çalışma ile borçlanma konusunun ekonomik analizinin yapılarak politika yapıcılara yol gösterici öneriler sunulması ve alanda çalışma yapmayı düşünen araştırmacılar açısından literatür oluşturulması amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda; Türkiye’de borçlanma yaklaşımlarının dönemler bazında değişiklik gösterdiği, ekonomik açından olumsuz gelişmeler yaşanan dönemlerde borçlanma göstergelerinin olumsuz seyrettiği, özellikle 2000 sonrası dönemde mali disiplin sürecine geçişle birlikte borçlanma açısından olumlu gelişmelerin yaşandığı ve kamu borçlanması açısından OECD ortalamasının altında olunduğu bulgularına ulaşılmıştıBook Part SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA BAĞLAMINDA KÜRESELLEŞME VE İKTİSADİ BÜYÜMENİN ÇEVRE KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ: N11 ÜLKELERİ ÜZERİNDEN AMPİRİK BİR BAKIŞ(ORİON KİTABEVİ, 2022) Bayar, İlyasKüreselleşme süreci, yatırımlarına kaynak sağlayacak yeterli düzeyde sermaye birikimine sahip olmayan gelişmekte olan ülkeler için sermaye akımının sağlanmasına olanak sağlamıştır. Bu durum, iktisadi büyümenin sağlanmasına da zemin hazırlamıştır. Ancak, sürdürülebilir kalkınma bağlamında küreselleşmenin farklı gelir grubunda yer alan ülkelerin çevre kalitesini nasıl etkilediği sorunu da ortaya çıkmıştır. Büyüme, kalkınmanın olmazsa olmaz koşullarından ilki olsa da sürdürülebilir ekonomik kalkınma, ülkelerin yalnızca yüksek ekonomik büyüme oranlarına erişmeyi teşvik eden bir yaklaşım değildir. Bu anlayış, aynı zamanda gelecek kuşaklar için büyümenin sağlanmasının yanı sıra çevresel kaliteyi de korumayı öncelemektedir. Yapılan çalışmada, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alma potansiyeline sahip olan ve Next Eleven olarak ifade edilen N-11 (Vietnam hariç) ülkelerinde, sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde iktisadi büyüme ve küreselleşmenin çevre kirliliği üzerindeki etkisi 1973-2018 dönemi için ele alınmaya çalışılacaktır.Article DEMOCRACY AND ECONOMIC GROWTH IN MIST COUNTRIES: AN EMPIRICAL ANALYSIS(Pamukkale Üniversitesi, 2023) Bayar, İlyasStudies on institutions, which are one of the main determinants of economic growth, have been increasing intensively in recent years. In this context, despite many empirical and theoretical studies on the relationship between democracy and economic growth, there is no consensus about the effect of democracy on economic growth. This study analyzes the relationship between democracy and economic growth for MIST (Mexico, Indonesia, South Korea, and Turkey) countries. Firstly, the cross-sectional dependence was examined in the study for the 1973–2021 period. The second generation panel unit root test (Pesaran CADF (2007)) was chosen because of the cross-sectional dependence among the series. The stationarity of the variables at I(1) is ensured. Having determined the cointegration relationship (Westerlund Durbin-H test (2008)) between the series, the Panel CCE estimator was used to estimate the cointegration coefficients. Kónya causality test was used for the causality between democracy and economic growth. It is found that an increase in the level of democracy boosts the economic growth. It is suggested that the MIST nations continue to undertake policies targeted at establishing democratic institutions that contribute to economic progress.