TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by WoS Q "N/A"
Now showing 1 - 20 of 521
- Results Per Page
- Sort Options
Article 19. Yüzyıl Vanı’nda Âyan Bir Aile: Timurpaşazâdeler(2022) Çiftçi, Erdal; Department of Architecture and Urban Planning / Mimarlık ve Şehir Planma BölümüBu çalışma 18. yüzyılın son çeyreğinden 19. yüzyılın ortasına kadar Van yönetiminde bulunan ve bu tarihten sonra da Van’da etkili olmaya devam eden ayan bir ailenin yerel siyasetteki rolüne odaklanmaktadır. Ayanlar çağı olarak bilinen 18. yüzyılda Osmanlı imparatorluğunda güçlenmiş olan ayanlarla ilgili literatüre mikro bir çalışma ile Van örneği üzerinden katkı sunulması amaçlanmaktadır. Van’da Timurpaşazadeler ismi ile ayanlaşan bir ailenin güçlenerek ortaya çıkışı, Tanzimat öncesi ve sırasında yaşanan tepkiler ve Tanzimat sonrasında bu ayan ailenin yeni düzen içerisindeki aktif yer alışı incelenmektedir. Tanzimat düzeninin bu gibi ayan aileleri yaptırımcı, tek taraflı ve üstten bir yaklaşımla izale ederek uygulamaya dökülebildiği görüşü son dönemlere kadar literatürün baskın tezlerinden biriydi. Fakat son dönemlerde yapılan yeni çalışmalardan ve Van örneğinden de görüleceği üzere Tanzimat merkezileşmesi yerel ayan ailelerin mülki idari güçlerine belirli oranda bir sınır uygulamış olsa da Timurpaşazadeler yeni düzenin uygulanmasında aktif rol oynamaya devam etmişlerdir. Timurpaşazadelerin bir eşraf olarak kendi rol ve çıkarlarını yeni düzen içerisinde aramaya devam ettikleri anlaşılmaktadır. Dersaadet’in Timurpaşazadeleri Van’dan kaldırmamış olması ve Timurpaşazadelerin bazı Van valileri ile yakın ilişkilerini sürdürmesi bu durumun önünü açan sebeplerden birkaçıdır.Article 1933 Londra Para ve İktisat Konferansı’nda Türkiye(2024) Meraklı, Erdem; Meraklı, Erdem; Department of History / Tarih BölümüBu çalışmanın amacı, 1929 Dünya Ekonomik Krizi’ne karşı uluslararası ortak çözümler bulunması düşüncesiyle Milletler Cemiyeti tarafından toplanan 1933 Londra Para ve İktisat Konferansı’nın gündem maddelerini ve sonuçlarını, Türkiye’de Cumhuriyet’in ilk yıllarında izlenen ekonomi politikaları açısından değerlendirmektir. Büyük Buhran’ın etkili olduğu yıllarda devletler, krize karşı mücadele ederken birbirlerinden bağımsız iktisat politikaları izliyorlardı. Fakat bu durum sorunları çözmediği gibi, ekonomik krizi daha da derinleştiriyordu. Bu noktada konferanstan beklenen; ABD, Büyük Britanya ve Fransa gibi büyük devletlerin para politikaları ile gümrük duvarları üzerindeki anlaşmazlıklarının sona erdirilmesi ve küresel ekonomik krize karşı ortak önlemlerin alınmasıydı. Ancak konferans sonunda para politikalarında bir uzlaşmaya varılamadı ve konferansta imzalanan Gümrük Ateşkesi’nin ömrü ise sadece birkaç ay oldu. Diğer yandan konferansın katılımcı ülkelerinden Türkiye, bu dönemde gümrük duvarlarını yüksek tutuyor ve para politikalarında devalüasyon karşıtı bir siyaset benimsiyordu. Bu politika esasen, “merkezdeki” sanayileşmiş devletlerin aleyhine, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya genelinde işleyen sürecin bir parçasıydı. Çalışma ile ulaşılan sonuçlardan biri, Londra Konferansı’ndaki görüş ayrılıklarının, uluslararası konjonktürde Türkiye gibi bağımsız iktisat politikaları izlemek arzusunda olan “çevre” ülkelere avantaj sağladığı yönündedir. Makale ile varılan bir başka sonuç ise, küresel ekonomide Birinci Dünya Savaşı ile başlayıp 1929 Krizi ile hızlanan değişim sürecinin 1933’te Londra Konferansı’nda gün yüzüne çıkmış olmasıdır.Article (3 + 1) Boyutlu B Tipi Kadomtsev-petviashvili Denklemi için Geliştirilmiş Bernoulli Alt Denklem Fonksiyon Yöntemi ile Elde Edilmiş Tam Çözümler(2019) Düşünceli, Faruk; Department of Economics / İktisat BölümüBu çalışmada (3 + 1) boyutlu B tipi Kadomtsev-Petviashvili denkleminin tam çözümleri için geliştirilmiş Bernoulli alt denklem fonksiyon yöntemini kullandık. Bazı yeni çözümler elde ettik. Bütün hesaplamaları ve grafik çizimlerini Wolfram Mathematica programı yardımıyla yaptık.Article Abelmoschus Esculentus Yaprağı Kullanılarak Gümüş Nanopartiküllerin Yeşil Sentezi ve Bazı Gıda Patojenleri Üzerindeki Antimikrobiyal Etkileri(2021) Hatipoğlu, Abdulkerim; Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik BölümüBu çalışmada, Abelmoschus esculentus (AE) yaprağı özütü kullanılarak düşük maliyetli, çevre dostu ve kolay bir şekilde gümüş nanopartiküller (AgNP’ler) sentezlendi. Ultraviyole-görünür (UV-vis.) Spektrofotometre analiz verilerine göre, nanokristaller 431 nm'de karakteristik bir tepe noktası gösterdi. Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM), Transmisyon Elektron Mikroskobu (TEM) ve enerji dağılımlı X-Işını Spektroskopisi (EDX) analizleri, biyolojik yolla sentezlenen AgNP'lerin morfolojik yapılarının küresel olduğunu ortaya koydu. XRD analizi sonuçlarına göre AgNP'lerin kristal yapılarının kübik olduğu görüldü. Nanopartiküllerin boyutu, Debye-Scherrer denklemi ile 19.05 nm olarak hesaplandı. Sentezlenen nanomalzemenin zeta potansiyeli -9.83 mV ve zeta boyutu da 142.2 nm olarak ölçüldü. AgNP'lerin, gıda patojenlerinden Staphylococcus aureus ATCC 29213, Escherichia coli ATCC25922, Bacillus subtilis ATCC11774, Pseudomonas aeruginosa ATCC27833 ve Candida albicans üzerindeki Minimum İnhibitör Konsantrasyonu (MİK) değerlerinin (mg/mL) sırasıyla 0.125, 0.50, 0.0312, 0.125 ve 0.125 düzeyinde olduğu tespit edildi.Article Açık Bir Ekonomide Toplam İstikrarsızlığın Test Edilmesi(2022) Yılmaz, Yusuf Ömür; Department of Economics / İktisat BölümüBu makale, alternatif para politikası kuralları altında pozitif uzun vadeli enflasyon oranı ve güneş lekesi şoku içeren küçük bir açık ekonomi Yeni-Keynesyen modeli kullanarak 2010 ve 2016 yılları arasında Türk ekonomisinin istikrarını ampirik olarak test etmektedir. Belirsizlik olasılıklarının bire çok yakın olduğu bulunmuştur. Bu dönemde ekonominin istikrarsız olduğu sonucuna varılabilir çünkü Merkez Bankası'nın enflasyona zayıf tepki vermesine rağmen uzun vadeli enflasyon oranı yüksek tek hanelidir. Bu durum ekonomiyi genel istikrarsızlığa sürüklemiştir.Article Acil Servis Kalabalıklığının Nedenleri ve Çözüm Önerileri: Sağlık Personeli Perspektiflerinin Nitel Bir Çalışması(2023) Bütün, Ahmet; Department of Nursing / Hemşirelik BölümüGiriş: Acil servislerin aşırı kalabalıklığı küresel bir sorundur. Bu durum uzun bekleme süresi, hastaların ve sağlık personelinin memnuniyetinin azalması, acil bakıma en çok ihtiyaç duyan hastaların tedavisinin gecikmesi, sağlanan sağlık hizmetinin kalitesinin düşmesi ve sağlık bakım maliyetlerinin artması gibi birçok olumsuz sonuca yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hastaların acil servisleri neden kullanmayı tercih ettiklerini, acil sağlık hizmetlerinin güncel sorunlarını belirlemek ve acil servislerin kalabalıklığını ve buna bağlı sorunları hafifletmek için acil servis sağlık personelinin bakış açılarından çözüm geliştirmektir. Yöntem: Bu çalışmada nitel desen kullanılmıştır. 20 Aralık 2021-18 Şubat 2022 tarihleri arasında 22 acil servis sağlık personeli ile derinlemesine yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: 22 acil servis sağlık personeli ile mülakat yapıldı; 16'sı erkek, 6'sı kadındı. Acil servis sağlık personeli görüşmeleri, acil serviste en az 1 yıllık iş deneyimine sahip 14 acil servis hemşiresi, 6 acil servis doktoru ve 2 acil tıp uzmanı ile cinsiyetleri veya yaşları dikkate alınmadan gerçekleştirilmiştir. Veri analizi sonucunda 5 ana tema belirlenmiştir: Yetersiz sağlık sistemi, hastayla ilgili sorunlar, acil servislerin avantajları, acil servislerin aşırı kalabalıklığının sonuçları ve acil servis kalabalıklığı için çözümler. Sonuç: Sağlık sistemindeki çeşitli yetersizlikler, acil servislerin avantajlarının olması ve hastaların sağlık hizmetlerini kullanma konusundaki algıları acil servislerin hastalar tarafından kullanımını arttırmış ve bu durum acil servislerde kalabalıklaşmaya sebep olmuştur. Acil servislerin kalabalıklığını hafifletmek için etkili çözümlere ihtiyaç vardır. Acil olmayan acil servis ziyaretlerini azaltmaya yönelik önlemler yeterli değildir. Acil servislerdeki kalabalıklığı azaltmak için birçok faktörün göz önünde bulundurulması ve hepsinin birlikte uygulanması gerekmektedir.Other Adm and Sflt-1 Expression in Placentas With Gestational Diabetes Mellitus(2023) Şeker, Uğur; Aşır, Fırat; Deveci, Engin; Arslan, Necat; Kaplan, Özge; Şeker, Uğur; Başaran, Süreyya Özdemir; Department of Basic Medical Sciences / Temel Tıp Bilimleri BölümüAmaç: Bu çalışmada gestasyonel diyabetes mellitusta (GDM) vasküler regülasyonda rolü saptanan iki yeni protein olan Adrenomedullin (ADM) ve soluble fms-benzeri tirozin kinaz (sFlt-1)’in ekspresyon seviyelerini incelemeyi, hastalığın histopatolojisinde bu proteinlerin ekspresyon seviyelerini karşılaştırmayı ve bu proteinlerin ekspresyon yoğunluğunun hastalıkla korelasyonunu gözlemlemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 20 Normotansif ve 20 GDM’li plasenta örneği alındı. Histolojik takip yöntemiyle takip edildi. Bu dokulardan 5µm kalınlığında kesitler alınarak Hematoksilen-Eozin, Periodic Acid Schiff (PAS) boyamaları yapıldı. İmmunünohistokimyasal olarak ADM ve sFlt-1 antikorları çalışıldı. Bulgular: GDM grubunda; kök villuslarındaki kan damarlarında dilatasyon ve konjesyon, endotel hücrelerinde hiperplazi görüldü. Villusların dış kısmındaki sinsitiyal köprülerde artış, mononükleer hücre infiltrasyonu, maternal bölgedeki desidual hücrelerin bazılarında piknotik nükleuslar ve sitoplazma kaybı izlendi. İmmunohistokimyasal incelemede villusların sitotrofoblast ve sinsitiyotrofoblast hücrelerinde ve sinsitiyal düğümlerde negatif ADM ekspresyonu vardı. Küçük villusların bazı sitotrofoblast hücrelerinde, damar endotel hücrelerinde ve desidual hücrelerde pozitif ADM ekspresyonu görüldü. GDM grubunda sFlt-1 ekspresyonu endotel hücrelerinde, mezenşimal bağ doku içindeki bazı Hofbauer hücrelerinde, desidual hücre nükleuslarında ve membranlarında pozitif olarak gözlendi. Sonuç: Desidual hücre membranlarında, sitotrofoblastlarda ADM pozitif ekspresyon gösterdiğinden ADM’nin glikoz yoğunluğunun belirlenmesinde ve bununla ilişkili olarak insülin regülasyonunda önemli bir düzenleyici olabileceğini düşündürmüştür. Yine sFlt-1’in maternal ve fötal bölgelerdeki endotel hücresi üzerindeki etkileri ve Hofbauer hücrelerindeki ekspresyonu, anjiyogenik etkide bu molekülün anahtar rol alabileceği kanısını uyandırmıştır.Article Adsorption of Crystal Violet Dye With Selenium Nanoparticles Obtained by Green Synthesis From Cherry (prunus Avium L.) Fruit Stalk(2024) Baran, Ayşe; Turna, Talip; Baran, AyşeThe rapid development of the global production printing and dyeing industry has led to an increase in the demand for various dyes. Crystal violet (CV), a versatile dye, is widely used in the textile industry and other applications. The reason for its widespread use is its effectiveness and the vivid color it gives to fabrics.CV dye is a water-soluble, toxic, resistant organic dye that is quite dangerous for the ecosystem and causes environmental pollution. Therefore, it must be removed before being released into the recipient environment. This study synthesized selenium nanoparticles (Se NPs) from agricultural Prunus avium L. (PaL.) wastes and removed CV dye. In batch adsorption tests, the effects of pH, amount of adsorbent, time, initial concentration, and temperature were investigated. In this study, where 3 different kinetic and isotherm models were tested, it was determined that the most suitable kinetic and isotherm models for the removal of CV dye with PaL-Se NPs were Pseudo second order (R2:0.999) and Langmuir (R2:0.997), respectively. Additionally, the maximum adsorption capacity (qmax) was calculated as 142.61 mgCV/g PaL-Se NP. Accordingly, it can be said that low-cost PaL-Se NPs synthesized by environmentally friendly methods are a suitable alternative for the removal of CV dye.Article Adsorptive Removal Of Cationic Dye From Aqueous Solutions Using Bardakçı Clay(2022) Alacabey, İhsan; Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri BölümüThis study was investigation employed the batch adsorption method using Bardakçı Clay/Van as an adsorbent to remove crystal violent, a cationic dye from an aqueous solution. The effects of pH, adsorbent amount, interaction time and concentration were investigated to determine the optimal adsorption conditions. The optimal adsorption conditions were determined to be pH=6, 0.6 g adsorbent amount, and the adsorption reached equilibrium at the 25th minute. The equilibrium isotherm was determined using the Langmuir, Freundlich and Dubinin–Radushkevich (D–R) adsorption equations. It was discovered to conform to the Langmuir isotherm. In the Dubinin-Radushkevich (D-R) model, the E value was calculated to E< 8 kJmol-1, indicating that the adsorption process occurs physically. Thermodynamic parameters such as enthalpy (ΔHo), Gibbs' free energy (ΔGo) and entropy (ΔSo) were calculated. The adsorption of crystal violet with Bardakçı clay demonstrated that the process was endothermic, occurring both physically and spontaneously.Article Citation - Scopus: 0Afet Sonrası Acil Eylem Planı Olarak Eğitim Amaçlı Kullanılan Prefabrik Yapıların Sürdürülebilirliği(Afet ve Acil Durum Yonetimi Baskanligi (AFAD), 2024) Kutlu, İzzettin; Kutlu, Izzettın; Bekar, İrem; Department of Architecture / Mimarlık BölümüTürkiye’de 06 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depremleri, etkili olduğu bölgelerde eğitim süreçlerini uzun süre aksatmıştır. Depremlerin ardından, eğitim amaçlı birçok prefabrik yapı kullanılmaya başlanmıştır. Çalışma, prefabrik eğitim yapılarının sürdürülebilirliğine yönelik öneriler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda sürdürülebilirlik sertifikasyon sistemlerinin değerlendirme kritlerleri ortaya konmuş ve prefabrik Diyarbakır Bağlar Anadolu Lisesi incelenmiştir. Çalışmanın bulguları, prefabrik yapıların malzeme ve kaynak ile iç mekan ortam kalitesi gibi kriterlerde olumlu değerlendirme puanları aldığını ancak enerji ve yenilik kriterleri açısından oldukça zayıf kaldığını göstermiştir. Ayrıca başta gürültü olmak üzere kirlilik kriterine yönelik alınan önlemlerin yetersiz olduğu belirlenmiştir. Çalışmada afet sonrası inşa edilecek prefabrik eğitim binalarına yönelik öneriler sunulmuş ve hızlı bir çözüm sunan prefabrik yapıların, uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda kapsamlı değerlendirilmelerinin yapılması gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır.Article Ağırlıklı ve Değişken Üslü Uzayda Kesirli Maksimal Operatörünün Kompaktlığı(2019) Akın, Lütfi; Department of Management / İşletme BölümüL l p ’den ),0( (.) L l q ’e ağırlıklı kesirli maksimal operatörünün kompaktlığı için gerekli ve yeterli şartlar üzerinde çalışıldı.Article Agronomic and Quality Parameters and Yield Interactions of Various Safflower (Carthamus Tinctorius L.) Cultivars at Different Sowing Dates(2023) İzgi, Mehmet Necat; Izgı, Mehmet Necat; Department of Medical and Aromatic Plants / Tıbbi ve Aromatik Bitkiler BölümüSafflower (Carthamus tinctorius L.) is cultivated across numerous nations for its oilseed and flower, as well as its fabric and food coloring properties. In the plain circumstances of Mardin Province (Türkiye), this study was conducted to determine the best date to sow six different safflower cultivars in the vegetation years of 2018 and 2019. Six safflower cultivars (Asol, Balcı, Dinçer, Linas, Olas, and Remzibey-05) were planted in the main plots on four different sowing dates (February 06, February 16, February 26, and March 05), located in the sub-plots. Safflower characteristics, including plant height, first branch height, number of branches, number of heads, head diameter, seed yield, protein ratio, oil ratio, and oil yield, were examined in the study. The first sowing date of the Remzibey-05 cultivar yielded the most seeds (4118 kg ha-1), and the second sowing date of the Remzibey-05 yielded the most oil (1197 kg ha-1). The Asol cultivar exhibited the highest protein content, however, no discernible pattern of increase or decrease was observed with respect to sowing dates. Early sowing enhanced seed production, and as sowing time was delayed, yield significantly decreased (on average by 30%). Further comprehensive research is required to tackle the deficiencies in vegetable and oil materials, not only in this locality but also in areas expressing equivalent weather and ecological features.Article Agronomic Characteristics and Yield Values of Sesame (Sesamum Indicum L.) Cultivars at Various Sowing Dates(2023) Izgı, Mehmet Necat; İzgi, Mehmet Necat; Bulut, Burhan; Department of Medical and Aromatic Plants / Tıbbi ve Aromatik Bitkiler BölümüIn this study, ten different sesame (Sesamum indicum L.) cultivars registered in Türkiye were investigated for their sowing dates as a second crop in the lowlands of Mardin province, in 2018 and 2019. In this study, ten different sesame cultivars were used; these were Arslanbey, Boydak, Cumhuriyet-99, Hatipoğlu, Muganlı-57, Orhangazi-99, Osmanlı-99, Sarısu, Tan-99, and Tanas. Four different sowing dates (June 5, June 15, June 25, and July 4) were examined for these cultivars. In this study, agricultural parameters such as plant height, number of lateral branches, number of capsules, seed yield, oil ratio, and oil yield of the sesame cultivars were investigated. Different sowing dates were found to have a significant effect on the sesame cultivars. The second sowing date resulted in the highest plant height, number of branches, number of capsules, seed yield, oil content, and oil yield (June 15). In terms of cultivars, the Boydak and Sarısu had the highest seed yield (2184 and 2149 kg ha-1, respectively), the Osmanlı-99 (54.6%) had the highest oil ratio, and the Sarısu and Boydak had the highest oil yield (1075 and 1062 kg ha-1, respectively). The Boydak and Sarısu cultivars are promising for high seed and oil yields in the second crop sowing, and a sowing date of June 15 is advised.Article Ahmet Hilmi Koğî’nin “er-risâletu’l-hilmiyye Fî’l- Kavâ‘idi’l-vad‘iyye” Adlı Risalesinin Haşiyesiyle Birlikte Edisyon Kritiği(2021) Tekin, Ahmet; Department of Basic Islamic Sciences / Temel İslam Bilimleri BölümüAhmet Hilmi Koğî (ö. 1996), Şark medrese geleneğinin önemli simalarından biridir. Koğî, Medrese hayatından sonra imamlık göreviyle birlikte tedrisat faaliyetlerinde bulundu. Aynı zamanda iyi bir hattat da olan Koğî, tarihin tozlu raflarında kalmış onlarca eseri istinsah edip tashih, tahkik ve tahlil etti. Üretken bir âlim olan Koğî, gramer, fıkıh, tefsir, tecvit, münazara, mantık, itikat ve vad‘ gibi temel İslam bilimlerinin farklı ilim dallarında birçok eser kaleme aldı. Koğî’nin Arap diliyle alakalı birçok risalesi bulunmaktadır. Bu risalelerinden biri de er-Risâletu’l-Hilmiyye fi’l-Kavâ‘idi’l-Vad‘iyye adlı çalışmasıdır. İlim dünyasında pek de bilinmeyen bu risâlede Arap dilinde vad‘ ilmiyle alakalı kurallar ele alınmıştır. Koğî, dile getirdiği vad‘ ilmine dair kuralların daha iyi anlaşılması için bu risâlesine bir haşiye kaleme almıştır. Elimizdeki nüsha müellifin kendi el yazısı olup metin üstte haşiye altta olacak şekilde yazılmıştır. Buna ilaveten hem metnin hem de haşiyenin kenarlarında yer yer ta‘likler de mevcuttur. Edisyon kritiğinden ibaret olan bu çalışmayla, Koğî’nin bu veciz çalışmasını ilgililerin istifadesine sunmak ve böylece ilim dünyasına bir katkıda bulunmak gaye edinilmiştir. Bu çerçevede çalışmanın girişinde ana hatlarıyla vad‘ ilmi ele alınmıştır. Ardından özet bir şekilde Koğî’nin hayatı ve eserlerine değinilmiş ve muhteva ve kaynakları açısından risâlenin tahlili yapılarak tahkiki gerçekleştirilmiştir.Article Aksâ Şairi Yûsuf el-‘Azm: İşgal, Zulüm ve Aşkın Şiire İz Düşümü(2024) Akçay, Halil; Department of Basic Islamic Sciences / Temel İslam Bilimleri BölümüMescid-i Aksâ’lı Kudüs ve merkezinde bulunduğu Filistin, dinî, tarihî, siyasi ve coğrafî yönleriyle dünyanın önemli merkezlerinden biri olmasının yanında, tarihten günümüze belki de kan ve gözyaşına en çok şahitlik eden ülkedir. 1917’den itibaren Filistin toprakları, işgal politikası güden Siyonist Yahudiler tarafından peyderpey işgal edilmiştir. Bu coğrafyada yaşananlar, pek çok şairin şiirine konu olmuştur. Bu şairlerden biri de Ürdün’ün son dönem büyük şairlerinden Yûsuf el-‘Azm’dır. “Aksâ Şairi” lakaplı ‘Azm, şiirlerinde Mescid-i Aksâ’ya olan sevgisini büyük bir heyecanla dile getirmiş, neredeyse Filistin topraklarının her karışını ve burada yaşayan her ferdini şiirlerinde konu edinmiştir. Bu çalışmada Yûsuf el-‘Azm’ın şiirlerinde başta Mescid-i Aksâ ve Gazze olmak üzere Filistin topraklarının ele alış durumu incelenmiştir. Şairin hayatı ve edebî kişiliği ele alındıktan sonra günümüze de ışık tutan bilgi ve duygularla dolu şiirleri tahlil edilmiştir. Bu coğrafyada yaşananların dile getirildiği şiirlerin incelenmesi, duygu sahibi kimselerin vicdanlarına insani ve insaflıca bir dokunuş yapması açısından önemlidir.Article Ali Emîrî’nin Mir’âtü’l-Fevâ’id Adlı Eserinde Osmanlı Dönemi Kürt Şairleri(2024) Arslan, Mesut; Kurdish Language and Culture Programme / Kürt Dili ve Kültürü ProgramıMir’âtü’l-Fevâ’id fî Terâcimi Meşâhîr-i Âmid, Ali Emîrî Efendi’nin gençlik döneminde kaleme aldığı biyografik bir eserdir. Ali Emîrî’nin bu eseri hazırlamaktaki amacı Diyarbekirli âlim ve şairlerin, şehrin ileri gelenlerinin ve Diyarbekir’de görev yapmış devlet adamlarının hayat hikâyelerini yazarak onların unutulmasını engellemektir. Eser hem genel tarih, hem de şehir, kültür ve mimarlık tarihi açısından oldukça zengindir. Bu eser Kürt çalışmaları açısından da önemli bir kaynaktır; çünkü Ali Emîrî bu eserinde Osmanlı döneminde yaşamış üç Kürt şairinden de bahseder. Ali Emîrî, daha eserinin başında Cizre’den ve bu şehrin âlimlerinden bahseder. Cizre, bu dönemde idari olarak Diyarbekir vilayetine bağlı Mardin’in bir kazasıdır. Ali Emîrî, Cizre tarihi hakkında bilgiler verdikten sonra bu şehirle ilintili olarak üç Kürt şairinin hayatı ve eserleri hakkında da kısa bilgiler verir. Bu şairler, eserleri geçtiğimiz yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yeniden basılan Molla Ahmed el-Cezerî (Melayê Cizîrî, ö. 1640), Ahmed-i Hânî (Ehmedê Xanî, ö. 1707?) ve Molla Hüseyin-i Bateyî (Melayê Bateyî, ö.1750?)’dir. Ali Emîrî, hakkında bilgi verdiği bu şairlerin bazı eserlerini bizzat gördüğünü belirtir. Gerçekten de Ali Emîrî’nin milletine hediye ettiği zengin kütüphanesinde Kürtçe yazma eserler de mevcuttur. Çalışmamız esnasında Ali Emîrî’nin verdiği bilgileri kütüphanesindeki elyazmaları ve güncel kaynaklar ile karşılaştırarak ele aldık.Book Review Ali Erken, Amerika ve Modern Türkiye’nin Oluşumu: Bilim, Kültür ve Siyasal İttifaklar, Çev. Ebru Kılıç, Vakıfbank Kültür Yayınları, İstanbul, 2020, 272 S.(2021) Atlı, Elif; Department of Philosophy and Religious Sciences / Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü-Article Alışkan Formasyonlu Modelde Reel Döviz Kuru Dinamiği(2021) Yılmaz, Yusuf Ömür; Department of Economics / İktisat BölümüAmpirik bulgular, reel döviz kurlarının hörgüç şeklinde dinamikler sergilediğini\rgöstermektedir. Fakat modern açık ekonomi modelleri çoğu zaman bu dinamikleri tahmin\redememektedir. Bu çalışmada, alışkanlık sürekliliği parametresi kullanılarak küçük açık\rekonomi modeli geliştirilmiştir. Geliştirilen model, risk paylaşım takozlu eksik bir piyasada\ralternatif para politikası kuralları altında standart para politikası şokuna cevaben reel döviz kuru\rdinamiklerini anlamamıza yardımcı olmuştur. Elde edilen sonuçlar, modele daha yüksek bir\ralışkanlık sürekliliği parametresinin dahil edilmesinin, standart ve ataletli Taylor kuralları\raltında reel döviz kurlarının hörgüç şeklindeki dinamiklerinin tahmin edilmesine yardımcı\rolduğunu göstermektedir. Aynı analizler, portföy uyarlama maliyetli eksik bir piyasada\rtekrarlanmış ve standart Taylor kuralında ilk dönemler hariç önceki analizlere benzer sonuçlar\rbulunmuştur.Article Alman Şarkiyatında Türk Edebiyatının Alımlanışı(2024) Avcı, Remzi; Department of History / Tarih BölümüAlman Şarkiyatında Türk filolojisi hakkında çalışmalar yapılsa da Türk edebiyatı çok ilgi gören bir alan değildi. 1836 yılında Hammer-Purgstall’ın Geschichte der Osmanischen Dichtkunst (Osmanlı Şiirinin Tarihi) adlı altı ciltlik Osmanlı edebiyatı tarihi bir dönüşümü teşkil eder. Bu eser, genel anlamda bir ilgi uyandırsa da Türk Edebiyatına ilgisizlik on yıllarca devam etti. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar Alman Şarkiyatında Türk Edebiyatı hakkında Almancaya yapılan çeviriler, tanıtım yazıları, antoloji ve edebiyat tarihi gibi farklı alanlarda birçok çalışma yapıldı. Bu eğilimde II. Wilhelm dönemiyle canlanan Osmanlı-Alman siyasi ilişkilerinin savaş ortaklığına evrilmesinin büyük bir payı vardı. Bu şarkiyatçılardan Hammer-Purgstall’ın (1774-1856) yanı sıra Paul Horn (1863-1908), Georg Jacob (1862-1937) ve Otto Hachtmann, Martin Hartmann (1851-1918) sayılabilir. Burada metinleri incelenen şarkiyatçılar sadece Türk Edebiyatından çeviriler yapmadılar ya da sadece yazarları tanıtmadılar; aksine Türk Edebiyatının tarihsel gelişiminde bahsederken aynı zamanda içerik hakkında konuştular ve mukayeseler yaptılar; yani Türk Edebiyatını tasvir ettiler. Bu makale, Alman Şarkiyatı içerisinde bir Türk Edebiyatı tarihini araştırmaktan ziyade onun bu gelenek içerisinde nasıl alımlandığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.Article Amygdalus Communis (badem) Meyvesinden Elde Edilen Özütlerin Bazı İn Vitro Biyolojik Aktivitelerinin, Kimyasal ve Pestisit Kompozisyonlarının Araştırılması(2024) Keskin, Cumali; Baran, Ayşe; Baran, Mehmet Fırat; Baran, Mehmet Fırat; Çetik Yıldız, Songül; Tarhan, Rozerin; Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri BölümüAmygdalus communis (A. communis) yüksek düzeyde protein ve doymamış yağ asitlerinden oluşur ve bu da onları doğal kaynakların sınırlı olması gereken diyet beslenmesinde faydalı kılar. Bu çalışmada badem meyvesinden elde edilen kloroform ve metanol özütlerinin antioksidan, antikolinesteraz, antimikrobiyal özellikleri, kimyasal bileşen miktarı ile ağır metal kompozisyonu ve pestisit kalıntı miktarları araştırıldı. A. communis meyvesinde en yüksek toplam fenolik bileşen ve flavonoid içeriğin kloroform özütünde olduğu ayrıca kloroform özütünün DPPH radikal söndürme aktivitesinin daha yüksek olduğu belirlendi. A. communis meyve kloroform ve metanol özütlerinin Escherichia coli ve Staphylococcus aureus bakteri suşları ve Candida albicans mayasının üremesi üzerinde standart antibiyotikler ile kıyaslandığında düşük konsantrasyonlarda oldukça güçlü inhibisyona sebep olduğu belirlendi. A. communis meyve metanol ve kloroform özütlerinin kimyasal bileşen içerikleri LCMS/MS kullanılarak belirlendi. Metanol (Me-OH) özütünde ana bileşenlerin sırasıyla sitrik asit, şikorik asit ve 4-Hidroksibenzoik asit kloroform özütünde ise 4-Hidroksibenzoik asit, p-kumarik asit ve klorogenik asit olduğu belirlendi. A. communis meyve numunesi için pestisit kalıntı analizi GC-MS ve LCMS-MS kullanılarak yapıldı. Test edilen numune içeriğinde Deltametrin kalıntısının varlığı belirlendi. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde A. communis meyvesinin zengin biyokimyasal içeriği ve güçlü antibakteriyel, antioksidan ve antikolinesteraz enzim inhibisyon kapasitesi ile biyomedikal ve gıda endüstrilerinde potansiyel uygulamalara sahip olması beklenmelidir.