MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Tümer, Şerif

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
Main Affiliation
Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü
Status
Current Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

12

Articles

6

Citation Count

0

Supervised Theses

0

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 12
  • Book Part
    Bafra'nın Geleneksel Cumbalı Köy Evleri
    (Berikan Yayınevi, 2023) Tümer, Şerif
    Geleneksel Türk evi, yayılım gösterdiği tüm alanlarda iç mekân teşekkülü,cephe düzeni ve mimari detayları ile kendine has üslûp özelliklerine sahip yapıtiplerindendir. Türk şehrinin temel unsurlarından olan geleneksel konutlar, so- kak dokusu ve konutun so kak ile olan ilişkisi açısından da Türk sanatının ince-lemeye değer çalışma alanlarındandır. Türk evinin dış dünyayla olan ilişkini dü-zenleyen bir mimari birim olarak karşımıza çıkan cumbalar ise geleneksel Türkevinin en karakteristik öğesidir. Osmanlı Devleti’nin yayılım gösterdiği coğraf-yada yoğun olarak karşımıza çıkan bu kullanım Anadolu geleneksel konutununda en önemli öğesi olarak yüzyıllardır varlığını sürdürmüştür.
  • Article
    Mimar Dâvud Ağa’nın İmzalı Eserleri ve Üslûbu
    (2019) Tümer, Şerif; Tümer, Şerif
    Mimar Sinan’ın çıraklarından olup onun ölümüyle birlikte Hassa Mimarlar Ocağı Teşkilatı’nın başına geçen Dâvud Ağa 1588-98 yılları arasında imparatorluğa başmimarlık yapmıştır. Henüz Mimar Sinan’ın sağlığı ve başmimarlığı döneminde inşa edilen Çarşamba Mehmed Ağa Camisi kitâbesine imzasını koyma şansını elde eden Dâvud Ağa’nın Sinan tarafından başarılı bulunup desteklenen mimarlardan olduğu açıktır. Daha sonra Divanyolu Koca Sinan Paşa Külliyesi ve Sinan Paşa Kasrı’nın çeşme üstündeki kitâbesine imzasını koyan Dâvud Ağa Osmanlı mimarlığı ve Sinan ekolünün devamcısı olmakla birlikte kendi üslûp anlayışını da inşa ettiği eserlere yansıtmıştır. Sinan’dan edindiği mimari birikime kendine has üslûp özelliklerini de ekleyen Dâvud Ağa kendisinden sonraki mimarları da etkilemiştir. Bu çalışmada Dâvud Ağa imzalı eserler her bakımdan incelenerek başmimarın üslûbu belirlenmeye çalışılacaktır.
  • Article
    BAFRA KIRSAL KONUTLARINDA ÇIKMALAR
    (Sinop üniversitesi, 2019) Tümer, Şerif
    Çıkmalı ev mimarisi, Türk sivil mimarlığının temel unsurlarından birisi belki de enkarakteristik özelliğidir. Gerek imparatorluk başkenti İstanbul’da gerekse Anadolu’nun birçok yerinde çıkmalı evlere rastlamak mümkündür. Fakat kırsal mimari özelinde hattadağ köylerinde çıkmalı (cumbalı) ev mimarisine rastlanması, büyük kentler ölçeğindekiTürk sivil mimarlığı zevkinin , Anadolu kırsalındaki yansıması olarak karşımızaçıkmaktadır . Mahrem unsur olan ev içinin kent mimarlığında dışarıya açılmasını sağlayan,cephenin hareketlendirilmesi amacının yanı sıra manzara arayışının bir sonucu olançıkmaların kırsal bölgelerde karşımıza çıkması Anadolu kırsal mimarlığında işlevselliğinyanı sıra beğeni arayışının da net bir göstergesidir. Karadeniz bölgesinin karakteristik malzemes i ahşap da dâhil olmak üzere çeşitli malzemelerden yapılan Bafra köy evlerindekiçıkmalar bu çalışmanın konusu olacaktır. Bu çıkmalar konum, malzeme, strüktür gibi yö nlerden incelenerek önemleri ortaya konulacaktır. 8 köyden 32 evin inceleneceği buçalışmayla Bafra kırsal konut çıkma türleri belirlenecek olup Anadolu kır konutlarıarasındaki yeri ve önemi belirtilecektir. Böylelikle bu konu üzerine çalışan araştırmacıl ariçin bir kaynak görevi görecektir. Şehir evlerinde sıkça karşımıza çıkan ve uygun olmayanarazi şartlarında üst kat plânını düzeltmek amaçlı başvurulan kat çıkmalarının Bafra köy evler inde çok sık görülmemesi, köylerdeki geniş ve uygun arazi şartlarında bu kullanımagerek duyulmamasından kaynaklıdır. Yine özellikle kent mimarlığında karşımıza çıkan sofaçıkmalı köy evlerinin Bafra kırsal mimarlığında sıkça uygulanması Bafra köy evlerinde beğeninin, işlevselliğin önüne geçtiğinin göstergesidir. Bu makale ‘‘Bafra Kırsal Mimarisi’’ isimli ve hâlen yazım aşamasında olan doktora tezi kapsamında yazılmıştır.
  • Conference Object
    GELENEKSEL MİMARİNİN GÜNCELDE KULLANIMI: MARDİN MAHMUT FEYZİ YEDİKARDEŞ CAMİSİ
    (Farabi yayınevi, 2021) Tümer, Şerif
    Sanatta medeniyet ve kültürlerin etkileşimi kaçınılmaz bir unsurdur. Ancak bazımedeniyetlerin meydana getirdiği sanat unsurları çoğunlukla kendi içinden beslenerekgelişmiş ve devamcılarına örnek teşkil edecek eserler sunmuştur. İçinde doğal olarakgelenekselciliği barındıran inanç sistemleri yüzyıllar geçse de köklerinden kopmamış,kendilerinden sonraki nesillere öncül olacak mimari eserler bırakmışlardır. Bu noktada Türk - İslam medeniyeti sadece İslam medeniyetine sancaktarlık etmekle kalmamış genelinde İslamsanatına, özelinde ise Türk sanatına özgün yapı türleri ve mimari eserler de kazandırmıştır.Cami mimarisi bunun en somut ve güzel örneklerinden birisidir. Ortak bir kültürün ürünü olsada sanatta ve mimaride bölgesel üslûplar yadsınamaz bir gerçektir. Taş mimarisi ile dikkatçeken Mardin şehri taşın ince işçilikli örnekleri ile de ayrı bir yere sahiptir.Artuklu Devleti’ne başkentlik de eden Mardin şehri Artuklu devri mimarisi ile ön plana çıksada Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı Devleti gibi büyük medeniyetlere de ev sahipliği yapa rak bünyesinde farklı devletlerin mimari eserlerini toplamıştır. Bu çalışmada ele alacağımızMahmut Feyzi Yedikardeş C amisi de Artuklu ve Osmanlı medeniyetinden izler taşıyan ve mimaride sinkretizm olarak ad landırılan, farklı dönem ve üslûp özelliklerinin tek yapı datoplandığı, güncel olmasına rağmen geleneksel mimarinin hemen kendisini hissettirdiği güzel bir örnektir. İç mekân kalem işi süslemeleri açısından Osmanlı mimarisine, minare ve taşsüsleme açısından Artuklu devri mimarisine atıfta bulunan cami şehrin tarihi geçmişinigünümüz mimarisine yansıtarak kültürel kökleri ile bütüncül bir yaklaşım ortaya koymaktadır.Özellikle eski Mardin olarak adlandırılan tarihi bölgede etkisini gösteren kültürel geçmiş,Yenişehir’deki güncel yapılar için örnek teşkil etmeye devam etmektedir.Bu bildiride 2016 yılında bir hayır eseri olarak yaptırılan ve banisinin ismini taşıyan Mahmut Feyzi Yedikardeş Camisi’ne bu açıdan yaklaşarak caminin tanıtılması amaçlanmaktadır. Yapıüzerindeki farklı mimari etkilerin etkilendikleri sanat dönemleri belirtilerek karşılaştırmalıolarak değerlendirilmesinin yapılması aynı zamanda - özellikle Mardin’deki - benzer güncelörneklerle de karşılaştırılması amaçlanmaktadır.
  • Conference Object
    MİMARİ BİR SİNKRETİZM ÖRNEĞİ: DR. ZEYNEL ABİDİN ERDEM CAMİSİ
    (Farabi yayınevi, 2021) Tümer, Şerif
    Mardin Artuklu Üniversitesi Yerleşkesi içerisinde yer alan caminin yapımına Prof. Dr. AhmetAğırakça’nın rektörlüğü ve cami yaptırma derneği başkanlığı döneminde başlanmış ve 2020yılında tamamlanarak ibadete açılmıştır. Caminin yaptıranı Mardinli hayırsever iş adamı Dr . Zeynel Abidin Erdem’dir. Prof. Dr. Ahmet Ağırakça’nın yoğun çabası ve girişimleri ileyerleşke alanındaki birçok eser ile birlikte hizmete alınmasını sağladığı cami, Mardin’ingeleneksel kent dokusunun ve güçlü tarihi geçmişinin derin izlerini taşımaktadır . Yüksekmimar Emrullah Yedikardeş tarafından projelendirilen camide, İslam medeniyetinin önemli temsilcilerinden Artuklu v e Osmanlı mimarisinin etkisi çok açık ve baskındır. Bu iki mimariüslûbun bir arada kullanılması hem şehrin köklü geçmişine atıfta bulunmakta hem de tarihimize duyulan derin özlem ve saygının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynısanat yapıtı üzerinde farklı anlayış, üslup ya da akımların sentezleşememiş nitelikte bir bütünolarak yer almaları durumu sinkretizm olarak (Söz en-Tanyeli, 2003: 216) adlandırılmaktadır.Bu bildiride ele alınan cami mimari ve tezyin açıdan incelenerek tanımlanacak, etkilendiğimimari kültür ortamları irdelenerek karşılaştırılacaktır. İncelenen unsurlar çizim ve görsellerle de desteklenecektir.
  • Conference Object
    Siirt tillo ilcesi ziyaretler mah. 130 a Kurtarma ve Temizlik Kazısı 2018
    (Kültür ve turizm bakanlığı, 2019) Tümer, Şerif
    Kültür ve Turizm Bakanl õ ğ õ , Kültür Varl õ klar õ Müzeler Genel Müdürlü- ğ ü’nün 08.05.2018 tarih ve 51337267-160.02.02-E.399484 say õ l õ yaz õ s õ na isti-naden Siirt, İ li Tillo İ lçesi Ziyaretler (Fakirullah ) Mahallesi 130 Ada, 28 Par-sel’deki tescilli tarihi mezarl õ k alan õ nda, Batman Müze Müdürlü ğ ü ba ş kanl õ - ğ õ nda ve heyet üyelerinin de kat õ l õ m õ yla 05/06/2018 tarihi itibariyle kurtarmave temizlik kaz õ s õ ba ş lanm õ ş t õ r. Kurtarma ve temizlik kaz õ s õ 25/12/2018 tarihiitibariyle sonuçland õ r õ lm õ ş t õ r.
  • Article
    Mimar Dâvud Ağa’nın İmzalı Eserleri ve Üslûbu
    (2019) Tümer, Şerif; Tüfekçioğlu, Abdülhamit
    Mimar Sinan’ın çıraklarından olup onun ölümüyle birlikte Hassa Mimarlar Ocağı Teşkilatı’nın başına geçen Dâvud Ağa 1588-98 yılları arasında imparatorluğa başmimarlık yapmıştır. Henüz Mimar Sinan’ın sağlığı ve başmimarlığı döneminde inşa edilen Çarşamba Mehmed Ağa Camisi kitâbesine imzasını koyma şansını elde eden Dâvud Ağa’nın Sinan tarafından başarılı bulunup desteklenen mimarlardan olduğu açıktır. Daha sonra Divanyolu Koca Sinan Paşa Külliyesi ve Sinan Paşa Kasrı’nın çeşme üstündeki kitâbesine imzasını koyan Dâvud Ağa Osmanlı mimarlığı ve Sinan ekolünün devamcısı olmakla birlikte kendi üslûp anlayışını da inşa ettiği eserlere yansıtmıştır. Sinan’dan edindiği mimari birikime kendine has üslûp özelliklerini de ekleyen Dâvud Ağa kendisinden sonraki mimarları da etkilemiştir. Bu çalışmada Dâvud Ağa imzalı eserler her bakımdan incelenerek başmimarın üslûbu belirlenmeye çalışılacaktır.
  • Conference Object
    HASANKEYF KALESİ’NDEKİ KONUTLARDA DEVŞİRME MALZEME KULLANIMI
    (İsarc, 2021) Tümer, Şerif
    Arkeolojik kazılarla birlikte 12.000 yıllık tarihe sahip olduğu anlaşılan Hasankeyf gerek İslam öncesi süreçtegerekse İslami dönemde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Önemli Ortaçağ yerleşmelerinden olanHasankeyf Kalesi ise özellikle Türk - İslam döneminde cami, türbe, saray ve konut gibi yapılarla bezenmiştir. Malzeme açısından çeşitlilik gösteren konutlar, birbiriyle uyumlu şekilde inşa edilmiştir. Yaklaşık 120dönümlük bir yayılma alanına sahip olan Hasankeyf Kalesi’ndeki konutlar aynı zamanda halk yapı sanatınında önemli ve özel örneklerindendir. Yapı - malzeme ilişkisi coğrafi bölgelere göre farklılık göstermekte olup,Hasankeyf özelinde incelendiğinde moloz taş kullanımının bilhassa konutlarda sıkça kullanıldığıgözlenmektedir. Geç dönem Osmanlı veya erken dönem Cumhuriyet dönemine ait olan bu konutlarıninşasında çevrede bulunan her türlü malzemeden yararlanıldığı anlaşılmaktadır. İncelenen 10 konutunyapımında, üslûp özellikleri itibariyle, kalenin beden duvarlarından kullanıldığı anlaşılan düzgün kesme taşmalzeme en sık karşılaşılanıdır. Bunun yanında dini mimaride kullanıldığı anlaşılan yapı parçaları yine konut bedenlerinde gelişigüzel, estetik arayışın ötesindeki bir kullanımla karşımıza çıkmaktadır. Mezar taşlarınınyapı inşasında kullanılması karşılan bir diğer devşirme kullanım türüdür. Bir konutun giriş kapı lentosunda ise iki tane mezar taşının kullanıldığı, diğer konutun ise pencere lentosunda yine bir başka mezar taşınınkullanıldığı görülmektedir. Bu noktada mezar taşlarından sıkça faydalanıldığı hatta bazılarının tahrip edilerektanınmaz halde olduğu tespit edilmiştir. Bu tür devşirme malzemelerin bilinçli bir şekilde tahrip edilerek yada üzere sıva ile sıvanarak yapı sahibine yönelik olası tepkilerin önüne geçilmek istenmiş olabilir. 2 konuttaise nitelikli izlenimi veren kitabe parçalarına rastlanmaktadır. İki kaya oyma konutta odayı ayıran duvarüzerinde kullanılan bu kitabeler parçalar halinde kullanılmıştır. Hasankeyf Kalesi siluetinin en önemli bileşenlerinden olan konutlardaki devşirme malzemeler bu bildiride ele alınarak değerlendirilecek, ilk kul lanımlarına yönelik tespitlerde bulunulmaya çalışılacaktır.
  • Article
    Mimar Dâvud Ağa’nın İmzalı Eserleri ve Üslûbu
    (2019) Tümer, Şerif; Tümer, Şerif
    Mimar Sinan’ın çıraklarından olup onun ölümüyle birlikte Hassa Mimarlar Ocağı Teşkilatı’nın başına geçen Dâvud Ağa 1588-98 yılları arasında imparatorluğa başmimarlık yapmıştır. Henüz Mimar Sinan’ın sağlığı ve başmimarlığı döneminde inşa edilen Çarşamba Mehmed Ağa Camisi kitâbesine imzasını koyma şansını elde eden Dâvud Ağa’nın Sinan tarafından başarılı bulunup desteklenen mimarlardan olduğu açıktır. Daha sonra Divanyolu Koca Sinan Paşa Külliyesi ve Sinan Paşa Kasrı’nın çeşme üstündeki kitâbesine imzasını koyan Dâvud Ağa Osmanlı mimarlığı ve Sinan ekolünün devamcısı olmakla birlikte kendi üslûp anlayışını da inşa ettiği eserlere yansıtmıştır. Sinan’dan edindiği mimari birikime kendine has üslûp özelliklerini de ekleyen Dâvud Ağa kendisinden sonraki mimarları da etkilemiştir. Bu çalışmada Dâvud Ağa imzalı eserler her bakımdan incelenerek başmimarın üslûbu belirlenmeye çalışılacaktır.
  • Article
    Bafra’nın Geleneksel Ahşap Köy Evleri
    (Artuklu İnsan ve Toplum Bilim Dergisi, 2020) Tümer, Şerif
    Samsun iline bağlı bir ilçe olan Bafra gerek nüfus gerekse yüzölçümü bakımından bazı illerden daha büyük bir ilçedir. Bafra’nın tarihsel sürecini milattan önce 5000 yıllarından itibaren takipedebilmekteyiz. İkiztepe yerleşimi bu noktada gerek arkeolojik açıdan gerekse geleneksel ahşapkonutların gelişim aşaması bakımından oldukça önemlidir. Bu yerleşimde yapılan kazı çalışmalarıneticesinde ahşap malzemenin konutlarda kullanımının Bafra özelinde yaklaşık 2500 yıllık bir tarihiserüveni olduğu anlaşılmıştır. Sadece malzeme değil yapım sisteminin de günümüzde hâlâ varlığınısürdürdüğü görülmektedir. Çantı/çandı ve kandil ev olarak da bilinen ahşap evler Bafra’nıngüneyinde, yükseltiye bağlı gelişim gösteren köylerde karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarsonucunda ahşaptan yapılmış 50 konut tespit edilmiştir. Bu çalışmada, içine girilen ve ölçüsü alınan34 konut incelenecektir. Konutların çoğu günümüzde hâlihazırda kullanılmaktadır. Fakat bukonutların artık terkedilmeye başlandığı, mevcut konutların yanına modern tabir edilen konutlarıninşa edildiği görülmüştür. Ahşap konutlar ise ya kaderine terkedilmiş durumda ya depo olarakkullanılmakta ya da sökülerek yakacak olarak kullanılmaktadır. Ulaşım ağının gelişmesi, ekonomikkoşullardaki iyileşme ise bu süreci ciddi anlamda hızlandırarak geleneksel ahşap konutların hızlayok olmasına neden olmaktadır. Mevcut ahşap konutların birkaç on yıl içerisinde tamamen ortadankaybolabileceği öngörüsü ile oldukça önemsediğimiz bu çalışma -belki de- Bafra köylerindeki sonörneklerin ele alındığı bir çalışma olarak kayıtlara geçecektir