Browsing by Author "Aktaş, Hüsnü"
Now showing 1 - 20 of 51
- Results Per Page
- Sort Options
Article Allelic variations of glutenin subunits and their association with quality traits in bread wheat genotypes(2017) Aktaş, Hüsnü; Baloch, Faheem ShehzadThe present study was conducted to evaluate the genotype × environment interaction of the yield and quality traits for five bread wheat varieties commonly grown in the Southeastern Anatolia Region of Turkey and 20 advanced lines developed within the framework of the International Winter Wheat Improvement Project. We also determined the allelic pattern of the Glu-1 and Glu-3 loci of these genotypes and examined whether these loci had an effect on the quality traits. There was a significant variation among the genotypes and environments in terms of grain yield, protein content, sedimentation volume (SV), and the extensograph dough energy value (EDEV). The results of the study indicated that genotypic effect was more influential on SV and EDEV than environmental effect; thus, both traits could be used in breeding programs to develop elite cultivars with better quality. Twelve different high-molecularweight (HMW) glutenin alleles were identified at the Glu-A1, Glu-B1, and Glu-D1 loci, resulting in 14 allelic combinations, and 17 different alleles were observed in 19 combinations for low-molecular-weight (LMW) subunits. Furthermore, among all the genotypes, 13 + 16 and 13 + 19 alleles at Glu-B1 and 5 + 12 at Glu-D1 were observed to have the lowest frequency. Our study indicated that the combinations of HMW glutenin alleles with 2* at Glu-A1, 17 + 18 and 13 + 16 at Glu-B1, and 5 + 10 at Glu-D1, as well as the combinations of LMW alleles with subunits c and d at Glu-A3; subunits d, b, c, and g at Glu-B3; and subunits a and b at Glu-D3 had positive effects on the quality traits.Article Allelic variations of glutenin subunits and their association with quality traits in bread wheat genotypes(Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 2017) Aktaş, Hüsnü; Baloch, Faheem ShehzadThe present study was conducted to evaluate the genotype × environment interaction of the yield and quality traits for five bread wheat varieties commonly grown in the Southeastern Anatolia Region of Turkey and 20 advanced lines developed within the framework of the International Winter Wheat Improvement Project. We also determined the allelic pattern of the Glu-1 and Glu-3 loci of these genotypes and examined whether these loci had an effect on the quality traits. There was a significant variation among the genotypes and environments in terms of grain yield, protein content, sedimentation volume (SV), and the extensograph dough energy value (EDEV). The results of the study indicated that genotypic effect was more influential on SV and EDEV than environmental effect; thus, both traits could be used in breeding programs to develop elite cultivars with better quality. Twelve different high-molecularweight (HMW) glutenin alleles were identified at the Glu-A1, Glu-B1, and Glu-D1 loci, resulting in 14 allelic combinations, and 17 different alleles were observed in 19 combinations for low-molecular-weight (LMW) subunits. Furthermore, among all the genotypes, 13 + 16 and 13 + 19 alleles at Glu-B1 and 5 + 12 at Glu-D1 were observed to have the lowest frequency. Our study indicated that the combinations of HMW glutenin alleles with 2* at Glu-A1, 17 + 18 and 13 + 16 at Glu-B1, and 5 + 10 at Glu-D1, as well as the combinations of LMW alleles with subunits c and d at Glu-A3; subunits d, b, c, and g at Glu-B3; and subunits a and b at Glu-D3 had positive effects on the quality traits.Article Bazı Ekmeklik Buğday Genotiplerinin (Triticum aestivum L.) Doğal Yağış Koşullarındaki Verim ve Kalite Parametrelerinin Değerlendirilmesi(Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2017) Aktaş, Hüsnü; Oral, Erol; Kendal, Enver; Kendal, Enver; Tekdal, SertaçÇalışma 2011-12 ve 2012-13 yetiştirme sezonlarında, Hazro/Diyarbakır ekolojik koşullarında yazlık gelişme tabiatlı ileri kademedeki 20 ekmeklik buğday genotipi ile tescilli 5 çeşidin yağışa dayalı şartlarda verim ve bazı kalite özelliklerinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. İki yıllık birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler için genotipler arasındaki fark istatistiki olarak (P<0.05) önemli bulunmuştur. Birinci yılda G21 (392 kg/da), ikinci yılda ise Dinç çeşidi (610 kg/da) en yüksek tane verimine sahip genotipler olurken, G4, G8 ve G5 (Dinç) her iki yılda da yüksek ve aynı zamanda benzer tane verimi performansına sahip genotipler olmuş, G19 ve G21 genotipleri ise ortalamadan yüksek tane verimine sahip olmalarına rağmen her iki yılda farklı performansa sahip olarak kaydedilmiştir. Birinci yılda, G9 bin tane ağırlığı ve hektolitre için, G21 genotipi tane verimi için (TV), G3 sedimantasyon için, G4 protein için, ikinci yılda ise G14 genotipi başakta tane ağırlığı, başakta tane sayısı, G12 sedimantasyon için, G15 ve G2 bin tane ağırlığı bakımından en yüksek performansa sahip genotipler olmuştur. Basit korelasyon analizi sonuçlarına göre, metre karede başak sayısı ile tane verimi; protein oranı ile sedimantasyon arasında pozitif; tane verimi ile protein oranı arasında da negatif ve istatistiki olarak önemli korelasyonlar tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda G21 genotipi hem tane verimi hem de kalite özellikleri için üstün özelliklere sahip olduğu için çeşit tescili için ümitvar bir genotip olarak saptanırken, buğday ıslah programlarında yüksek tane verimine sahip çeşitlerin tespitinde birim alandaki başak sayısının seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.Article Bazı Ekmeklik Buğday Genotiplerinin (Triticum aestivum L.) Doğal Yağış Koşullarındaki Verim ve Kalite Parametrelerinin Değerlendirilmesi(Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2017) Aktaş, Hüsnü; Oral, Erol; Kendal, Enver; Kendal, Enver; Tekdal, SertaçÇalışma 2011-12 ve 2012-13 yetiştirme sezonlarında, Hazro/Diyarbakır ekolojik koşullarında yazlık gelişme tabiatlı ileri kademedeki 20 ekmeklik buğday genotipi ile tescilli 5 çeşidin yağışa dayalı şartlarda verim ve bazı kalite özelliklerinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. İki yıllık birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler için genotipler arasındaki fark istatistiki olarak (P<0.05) önemli bulunmuştur. Birinci yılda G21 (392 kg/da), ikinci yılda ise Dinç çeşidi (610 kg/da) en yüksek tane verimine sahip genotipler olurken, G4, G8 ve G5 (Dinç) her iki yılda da yüksek ve aynı zamanda benzer tane verimi performansına sahip genotipler olmuş, G19 ve G21 genotipleri ise ortalamadan yüksek tane verimine sahip olmalarına rağmen her iki yılda farklı performansa sahip olarak kaydedilmiştir. Birinci yılda, G9 bin tane ağırlığı ve hektolitre için, G21 genotipi tane verimi için (TV), G3 sedimantasyon için, G4 protein için, ikinci yılda ise G14 genotipi başakta tane ağırlığı, başakta tane sayısı, G12 sedimantasyon için, G15 ve G2 bin tane ağırlığı bakımından en yüksek performansa sahip genotipler olmuştur. Basit korelasyon analizi sonuçlarına göre, metre karede başak sayısı ile tane verimi; protein oranı ile sedimantasyon arasında pozitif; tane verimi ile protein oranı arasında da negatif ve istatistiki olarak önemli korelasyonlar tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda G21 genotipi hem tane verimi hem de kalite özellikleri için üstün özelliklere sahip olduğu için çeşit tescili için ümitvar bir genotip olarak saptanırken, buğday ıslah programlarında yüksek tane verimine sahip çeşitlerin tespitinde birim alandaki başak sayısının seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.Article Bazı Ekmeklik Buğday Genotiplerinin (Triticum aestivum L.) Doğal Yağış Koşullarındaki Verim ve Kalite Parametrelerinin Değerlendirilmesi(2017) Aktaş, Hüsnü; Oral, Erol; Kendal, Enver; Kendal, Enver; Tekdal, SertaçÇalışma 2011-12 ve 2012-13 yetiştirme sezonlarında, Hazro/Diyarbakır ekolojik koşullarında yazlık gelişme tabiatlı ileri kademedeki 20 ekmeklik buğday genotipi ile tescilli 5 çeşidin yağışa dayalı şartlarda verim ve bazı kalite özelliklerinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. İki yıllık birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler için genotipler arasındaki fark istatistiki olarak (P<0.05) önemli bulunmuştur. Birinci yılda G21 (392 kg/da), ikinci yılda ise Dinç çeşidi (610 kg/da) en yüksek tane verimine sahip genotipler olurken, G4, G8 ve G5 (Dinç) her iki yılda da yüksek ve aynı zamanda benzer tane verimi performansına sahip genotipler olmuş, G19 ve G21 genotipleri ise ortalamadan yüksek tane verimine sahip olmalarına rağmen her iki yılda farklı performansa sahip olarak kaydedilmiştir. Birinci yılda, G9 bin tane ağırlığı ve hektolitre için, G21 genotipi tane verimi için (TV), G3 sedimantasyon için, G4 protein için, ikinci yılda ise G14 genotipi başakta tane ağırlığı, başakta tane sayısı, G12 sedimantasyon için, G15 ve G2 bin tane ağırlığı bakımından en yüksek performansa sahip genotipler olmuştur. Basit korelasyon analizi sonuçlarına göre, metre karede başak sayısı ile tane verimi; protein oranı ile sedimantasyon arasında pozitif; tane verimi ile protein oranı arasında da negatif ve istatistiki olarak önemli korelasyonlar tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda G21 genotipi hem tane verimi hem de kalite özellikleri için üstün özelliklere sahip olduğu için çeşit tescili için ümitvar bir genotip olarak saptanırken, buğday ıslah programlarında yüksek tane verimine sahip çeşitlerin tespitinde birim alandaki başak sayısının seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.Article Bazı Ekmeklik Buğday Genotiplerinin Süneye (Eurygaster integriceps Put.) Mukavemet Bakımından Değerlendirilmesi(Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 2020) Aktaş, Hüsnü; Kendal, Enver; Kendal, Enver; Bayram, YunusKapalı kafes ortamında farklı özelliklere sahip 6 ekmeklik (Triticum aestivum L) buğday genotipinde süne zararının etkisi ile bazı morfolojik ve kalite özelliklerinin değişim sınırlarının incelendiği çalışma Tesadüf Blokları Deneme Deseni’ne göre 3 tekerrürlü olarak 2004-2005 ve 2005-2006 yıllarında Diyarbakır’da yürütülmüştür. Süne zararı bakımından genotiplerin farklı oranlarda etkilendiği bu çalışmada tane verimi (TV) ile birlikte, morfolojik özelliklerden bitki boyu (BB), m2’de başak sayısı (BS), klorofil içeriği (KLRF), bin tane ağırlığı (BTA), hektolitre ağırlığı (HL), başakta tane sayısı (BTS), büyüme şekli (BYS), sap yoğunluğu (SEK), mumsuluk (MUM), başak yoğunluğu (BY), kılçıklılık (KLC), süt olum süresi (SUT), başaklanma süresi (BYS), sapa kalkma süresi (SKS), dane rengi (DR), m2’de süne adedi (SA), danede emgi oranı (DAO) ve diğer kalite özellikleri incelenmiştir. Her iki yıl birlikte değerlendirildiğinde Golia ve Pehlivan çeşitlerinin SA ve DAO bakımından daha düşük değerlere sahip olmakla süneye daha tolerant oldukları, genotip özellik ilişkilerini belirlemeye esas biplot analizinde ise dik büyüyen, geçci, kırmızı ve sert tane yapısı ile sık başak yapısına sahip genotiplerin süne zararından daha az etkilendikleri tespit edilmiştir.Article Bazı fakültatif buğday genotiplerinin farklı çevrelere tepkileri(Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 2021) Aktaş, Hüsnü; Aktaş, Hüsnü; Karaman, MehmetAmaç: Bu çalışmanın amacı fakültatif gelişme tabiatına sahip ekmeklik buğdaygenotiplerin farklı çevrelerde verim ve kalite özelliklerin belirlenmesidir.Materyal ve Yöntem: Bu araştırma, 2014-2015 yetiştirme sezonunda yağışa dayalışartlarda 25 ekmeklik buğday genotipi (20 ileri hat ve 5 standart çeşit) ile Diyarbakırve Muş lokasyonlarında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 3 tekrarlamalıolarak yürütülmüştür. Araştırmada çeşit ve hatların tane verimi ile bazı kalite (bintane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, protein oranı, zeleny sedimantasyon ve yaş gluten)özellikleri incelenmiştir.Araştırma Bulguları: Birleştirilmiş varyans analizinde, genotip, çevre ve bunlarınetkileşim (genotip × çevre) etkileri, incelenen özelliklerden bin tane ve hektolitreağırlığı hariç diğer tüm özellikler için oldukça anlamlıydı. Ancak genotip-çevreetkileşiminin etkisi incelenen tüm parametreler açısından genotip ve çevreye göredaha küçük boyuttaydı. Diyarbakır lokasyonu incelenen kalite parametreleri için öneçıkarken, Muş lokasyonu tane verimi yönünde öne çıkmıştır.Sonuç: Çalışmada, G17 genotipi her iki test ortamında da en yüksek tane veriminesahipti ve verim açısından en kararlıydı. G11 ve G21 genotipleri kalite parametreleriaçısından ön plana çıkmıştır. Bu genotiplerin gelecekteki ıslah çalışmalarındaebeveyn olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.Article Bazı kışlık ekmeklik buğday genotiplerinin tane verimi ve bazı kalite özellikleri bakımından GGE biplot analiz yöntemi ile değerlendirilmesi(Tr. Doğa ve Fen Derg., 2017) Aktaş, Hüsnü; Kendal, Enver; Karaman, Mehmet; Kendal, Enver; Tekdal, SertaçBu çalışma Doğu geçit kuşağı olarak tanımlanan alanlara uygun kışlık ve alternatif gelişme tabiatına sahip ekmeklik buğday genotiplerinin belirlenmesi amacıyla 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında Malatya’nın Battalgazi ilçesinde yağışa dayalı şartlarda yürütülmüştür. Tesadüf blokları deneme deseninde 3 tekerrürlü olarak kurulan denemelerde Uluslararası kışlık buğday geliştirme projesi orjinli 20 adet ileri kademede ekmeklik buğday hattı ile 5 adet çeşit materyal olarak kullanılmıştır. Çalışmanın ikinci yılında geç dönemde meydana gelen soğuğa karşı genotiplerin tepkisi faklı olurken, her iki yılda da protein oranı, sedimantasyon, bin tane ağırlığı ve hektolitre ağırlığı bakımından çeşitler arasındaki fark istatistiki olarak 0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Birinci yılda genotiplerin tane verimi ortalaması 308 kg/da ve ikinci yılda ise 286 kg/da olarak gerçekleşmiştir. İki yıllık verilerin GGE biplot metodu ile analizi sonucunda, toplam varyasyonun % 48.24’ü PC1 ve % 22.07’si ise PC2 tarafından temsil edilmiş, poligonun köşelerinde yer alan G21 protein (PRT), yaş gluten (YGL) ve sedimantasyon özellikleri için en yüksek değerlere sahip genotip olurken, tane verimi, hektolitre ve bin tane ağırlığı özellikleri için en yüksek değerler poligonun köşelerinde yer alan G13, G17 ve G18 genotiplerinden elde edilmiştir. GGE biplot grafiğinde tane verimi ile kalite parametreleri (PRT, YGL, SDS) arasında negatif bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda tane verimi, soğuk zararı ve kalite parametreleri açısından istenilen özeliklere sahip genotipler değerlendirilmek üzere seçilmiştir.Article Buğday Bitkisine Uygulanan Farklı Miktarlarda Leonarditin Bazı Toprak Özelliklerine Etkisi(Toprak Su Dergisi, 2016) Aktaş, Hüsnü; Gürsoy, Songül; Avşar, Özlem; Bayram, Nurettin; Öztürkmen, Ali Rıza; Aydemir, Salih; Aktaş , HüsnüLeonardit, toprak özelliklerini iyileştirmede ve dolayısıyla ürün verimini arttırmada kullanılan organik gübrelerden biridir. Bu çalışmada, sulanabilir koşularda buğday bitkisine farklı miktarlarda leonardit uygulanarak, uygulanan bu leonarditin bazı toprak özellikleri üzerine olan etkisi belirlenmiştir. Çalışma 2009-2012 yıllarında GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanında, tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Denemede leonarditin 6 farklı dozu (0, 50, 100, 150, 200 ve 250 kg da-1) uygulanmıştır. Hasat sonrası tüm parsellerde, toprakta organik madde, toprak nemi, hacim ağırlığı ve penetrasyon direnci belirlenmiştir. Çalışma sonucunda, farklı miktarlarda uygulanan leonarditin toprakta organik madde, toprak nemi ve hacim ağırlığı üzerine etkisinin olmadığı, penetrasyon direnci üzerine etkili olduğu görülmüştür. Toprak penetrasyon direnci leonardit uygulaması ile azalmıştır.Article Buğday Bitkisine Uygulanan Farklı Miktarlarda Leonarditin Bazı Toprak Özelliklerine Etkisi(2016) Aktaş, Hüsnü; Gürsoy, Songül; Avşar, Özlem; Bayram, Nurettin; Öztürkmen, Ali Rıza; Aydemir, Salih; Aktaş, HüsnüLeonardit, toprak özelliklerini iyileştirmede ve dolayısıyla ürün verimini arttırmada kullanılan organikgübrelerden biridir. Bu çalışmada, sulanabilir koşularda buğday bitkisine farklı miktarlarda leonardituygulanarak, uygulanan bu leonarditin bazı toprak özellikleri üzerine olan etkisi belirlenmiştir. Çalışma2009-2012 yıllarında GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanında,tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Denemede leonarditin 6farklı dozu (0, 50, 100, 150, 200 ve 250 kg da-1) uygulanmıştır. Hasat sonrası tüm parsellerde, topraktaorganik madde, toprak nemi, hacim ağırlığı ve penetrasyon direnci belirlenmiştir. Çalışma sonucunda,farklı miktarlarda uygulanan leonarditin toprakta organik madde, toprak nemi ve hacim ağırlığı üzerineetkisinin olmadığı, penetrasyon direnci üzerine etkili olduğu görülmüştür. Toprak penetrasyon direncileonardit uygulaması ile azalmıştır.Article Characterization of Durum Wheat (triticum durum L.) Landraces Regarding To Some Agronomic Traits(Univ Namik Kemal, 2023) Aktaş, Hüsnü; Aktas, HusnuThis research was conducted in 2019-20 wheat growing season under rainfall condition of Mardin - Artuklu province. 80 durum wheat landraces originated from Southeast Anatolia and 10 registered durum wheat cultivars were evaluated according to Augmented Trail Design. 20 landraces and 10 cultivars were used for each bloc. We determined large variations in durum wheat landraces for observed traits. Results indicated that mean of observed traits of landraces and varieties were ranged between 229 kg/da - 371 kg/da for grain yield; 1313 kg/kg - 1218 kg/kg for biomass, 18.02 % - 14.94 % for grain protein content. Mean thousand kernel weight of landraces and standard varieties changed between 42.9 g and 40.15 g; heading days ranged from 117.8 to 111 days respectively. According to observed data, landraces had longer heading days and grain stage and also higher grain protein content and biomass compare to standard varieties. Results of this study showed that landraces has high potential to increase biomass and grain protein content and they can be used as a genitor in wheat breeding programs to improving desirable durum wheat genotypes. Observation according to GGE biplot methodology (which-wonwhere) indicated that ST8 (Check) and G80 (landrace) have high values for grain yield, number of seed pers spike, seed weight per spike while G8 (landrace) showed high values for thousand grain weight, length of peduncle, plant height, grain protein content, biomass and heading days. Obtained results from this study indicated that landraces should be preserved for sustainable agriculture activities specially for marginal areas, also they have high diversity and useful traits for national and international wheat breeding programs.Article Çinko Uygulamasının Makarnalık Buğdayın (Triticum durum Desf.) Verim ve Bazı Kalite Özellikleri Üzerindeki Etkisi(Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016) Aktaş, HüsnüBu çalışma çinkonun (Zn) toprak ve yapraktan beraber uygulanmasının Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yoğun ekim alanına sahip 7 adet durum buğdayı çeşidinin verim, verim bileşenleri ve kalite özellikleri üzerine olan etkisinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Çalışma 2013-14 ve 2014-15 buğday yetiştirme sezonlarında sulu koşullarda Kızıltepe Meslek Yüksek Okulu Deneme Alanında tesadüf blokları deneme deseninde üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Birinci yılda çinko kullanılan (+Zn) ve çinko kullanılmayan (-Zn) uygulamaların tane verimi ortalaması sırasıyla 742 - 693 kg/da ve istatistiki olarak önemsiz, ikinci yılda ise 751 - 659 kg/da ve istatistiki olarak önemli olarak tespit edilmiştir. Varyans analiz sonuçlarına göre, ilk yılda başakta tane sayısı, camsı tane oranı, sedimantasyon, protein oranı, yaş gluten özellikleri için uygulamalar arasındaki farklar istatistiki olarak önemli bulunurken (P<0.05 ya da P<0.01), ikinci yılda tane verimi, başak ağırlığı, camsı tane oranı, sedimantasyon, protein oranı, ve yaş gluten özellikleri için önemli bulunmuştur. Çalışmada kullanılan çeşitlerin +Zn ve –Zn uygulamalarındaki responsu farklı olmuş, her uygulamada da çeşitler arasındaki farklar incelenen özellikler bakımından istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Çinko uygulaması ile en yüksek tane verimi artışı birinci yılda G1 çeşidinde, ikinci yılda ise G3 ve G5 çeşitlerinde gözlenirken, camsılık parametresi için birinci yılda çinko uygulaması ile en yüksek artış G3 ve G4 çeşitlerinde, ikinci yılda ise G2 ve G5 çeşitlerinde belirlenmiştir. Çinko uygulaması ile protein oranında en yüksek artış birinci yılda G7 çeşidinde ikinci yılda ise G6 çeşidinde gerçekleşmiştir. Birinci yılda G6 ve ikinci yılda ise G2 çeşitleri dışında çinko uygulaması ile bütün çeşitlerde SDS sedimantasyon değeri artış gösterirken, irmik rengi (b) için uygulamalar arasında belirgin bir fark gözlenmemiştir.Article Çinko Uygulamasının Makarnalık Buğdayın (Triticum durum Desf.) Verim ve Bazı Kalite Özellikleri Üzerindeki Etkisi(2016) Aktaş, HüsnüBu çalışma çinkonun (Zn) toprak ve yapraktan beraber uygulanmasının Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yoğun ekim alanına sahip 7 adet durum buğdayı çeşidinin verim, verim bileşenleri ve kalite özellikleri üzerine olan etkisinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Çalışma 2013-14 ve 2014-15 buğday yetiştirme sezonlarında sulu koşullarda Kızıltepe Meslek Yüksek Okulu Deneme Alanında tesadüf blokları deneme deseninde üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Birinci yılda çinko kullanılan (+Zn) ve çinko kullanılmayan (-Zn) uygulamaların tane verimi ortalaması sırasıyla 742 - 693 kg/da ve istatistiki olarak önemsiz, ikinci yılda ise 751 - 659 kg/da ve istatistiki olarak önemli olarak tespit edilmiştir. Varyans analiz sonuçlarına göre, ilk yılda başakta tane sayısı, camsı tane oranı, sedimantasyon, protein oranı, yaş gluten özellikleri için uygulamalar arasındaki farklar istatistiki olarak önemli bulunurken (P<0.05 ya da P<0.01), ikinci yılda tane verimi, başak ağırlığı, camsı tane oranı, sedimantasyon, protein oranı, ve yaş gluten özellikleri için önemli bulunmuştur. Çalışmada kullanılan çeşitlerin +Zn ve –Zn uygulamalarındaki responsu farklı olmuş, her uygulamada da çeşitler arasındaki farklar incelenen özellikler bakımından istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Çinko uygulaması ile en yüksek tane verimi artışı birinci yılda G1 çeşidinde, ikinci yılda ise G3 ve G5 çeşitlerinde gözlenirken, camsılık parametresi için birinci yılda çinko uygulaması ile en yüksek artış G3 ve G4 çeşitlerinde, ikinci yılda ise G2 ve G5 çeşitlerinde belirlenmiştir. Çinko uygulaması ile protein oranında en yüksek artış birinci yılda G7 çeşidinde ikinci yılda ise G6 çeşidinde gerçekleşmiştir. Birinci yılda G6 ve ikinci yılda ise G2 çeşitleri dışında çinko uygulaması ile bütün çeşitlerde SDS sedimantasyon değeri artış gösterirken, irmik rengi (b) için uygulamalar arasında belirgin bir fark gözlenmemiştir.Article Comparıson Of Bread Wheat (Triticum Aestivum L.) Lınes Wıth Regıstered Cultıvars In Terms Of Yıeld And Qualıty Characterıstıcs(Applied Ecology And Environmental Research, 2020) Aktaş, Hüsnü; Aktaş , HüsnüThe study was carried out under rainfall conditions during the 2011-2012 and 2012-2013 growing seasons in Diyarbakir province of Turkey. The experiment had designed as a randomized block design with 3 replications. The aim of the study was to determine the lines that were superior in terms of yield and quality to the varieties. The experimental material consisted of 20 bread wheat lines and 5 standard varieties. According to the results of variance analysis; significant differences were observed between genotypes in all features at 1%. Grain yield (GY) had a significant positive relationship with test weight (TW), and a significant negative relationship with wet gluten (WG). Also, grain hardness (GH) (PSI: Particle size index) had significant negative relationship with TW, and a significant positive relationship with plant height (PH) and heading time (HT). 4 lines in grain yield, 3 lines in test weight, 1 line in protein content, 4 lines in zeleny sedimentation and 1 line in wet gluten showed superior performance than all standards. It is concluded that the G19 and G24 lines may be candidates for registration.Article Comparison of the Agricultural Characteristics of Bread Wheat (Triticum aestivum L.) Genotypes based on Irrigated Conditions in Different Locations(Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences, 2020) Aktaş, Hüsnü; Aktaş , HüsnüThis study was performed under irrigated condition of Diyarbakir and Sanliurfa provinces, Turkey in the 2013-2014 production season to determine superior wheat genotypes for irrigated or high rainfall areas and contribute breeding programs. Experiments was designed according to the random blocks trial pattern with four replications. Performance of genotypes for examined traits was found statically different at level of p≤ 0.01. According to ranking biplot analyse G9 was the most stable genotype for grain yield and G11 for seed protein content. Advansed lines, G9, G11 and G17 were determined as supeior genotypes for grain yield and quality traits compare to cultivars that used as a national checks. These advanced lines could be used as genitor in breeding programs to improve high quality and yielding varieties for irrigated conditions.Book Part Contribution of Landraces in Wheat Breeding(Springer International Publishing, 2021) Nadeem, M.A.; Aktaş, Hüsnü; Yeken, M.Z.; Tekin, M.; Mustafa, Z.; Hatipoğlu, R.; Aktaş, H.; Baloch, F.S.Agricultural production system is extremely vulnerable to climate change, and this change will heavily affect the grain yields, thereby threating the food security worldwide. People from developing countries are at greatest risk of experiencing food insecurity, and today, millions of people are going to bed hungry. Wheat is serving as a staple food for millions of people around the world. Development of high-yielding wheat varieties during the Green Revolution is considered an important event in agricultural history. However, these plant breeding activities also resulted in genetic erosion in wheat. Moreover, it is also believed that after domestication process, selection process also resulted in the loss of genetic diversity of wheat. Therefore, commercial wheat cultivars are prone to various biotic and abiotic stresses. To combat with climate changes and to serve enough quantity of food with quality, there is a need to harness wheat landraces. Landraces are considered as repository of gene pool that enhance the biodiversity and maintain and stabilize the ecosystem in a sustainable way to make it functional. Wheat landraces are traditional crop populations developed by the farmers through natural and human selection under their years of cultivations and have adaptation to local environment and management practices. Wheat landraces have more genetic diversity compared to their cultivated ones, and breeding community has utilized their potential in development of climate-resilient wheat cultivars. Here, we are exploring the role of landraces in wheat breeding and hoping that provided information will catch the attention of breeding community to collect, conserve, and perform breeding activities using wheat landraces. © The Author(s), under exclusive license to Springer Nature Switzerland AG 2021. All rights reserved.Article DROUGHT TOLERANCE INDICES OF SELECTED LANDRACES AND BREAD WHEAT (TRITICUM AESTIVUM L.) GENOTYPES DERIVED FROM SYNTHETIC WHEATS(APPLIED ECOLOGY AND ENVIRONMENTAL RESEARCH, 2016) Aktaş, HüsnüThe present study was performed to determine performance of selected four synthetic derived bread wheat genotypes, four bread wheat landraces and four modern wheat genotypes under rain-fed and supplemented irrigation experiments based on randomized complete block design with four replications at GAP International Agricultural Research and Training Center, Diyarbakır, Turkey in 2013-2014 and 2014-2015 growing seasons. According to results of pairwise correlation and biplot analysis, significant and positive correlation was observed between grain yield in stress condition (Ys) and stress tolerant index (STI), geometric mean productivity (GMP), mean productivity (MP), harmonic productivity (HM), yield stability index (YSI), yield index (YI), drought resistance index (DI) and stress non-stress production index (SNPI) indicating these indices can be used as parameters for evaluating drought tolerant genotypes. Negative correlation between grain yield in stress (Ys) with SSI and no correlation with TOL indicated that these indices should be used in severe drought conditions for screening genotypes. Number seed in spike (NSS), plant height (PH) and thousand kernel weight (TKW) correlated with grain yield in stress conditions (Ys) according to biplot analysis, also genotypes with lower reduction relating to these traits had higher yield in stress conditions. According to results SEN-DER genotypes G7, G10, landrace group genotype G11 (Sorık) were determined as the most tolerant genotypes to be used to improve drought tolerant varieties, while modern wheat genotypes G4 (Ceyhan-99) and G2 (Tekin) were high productive in irrigation conditions and low productive in rain-fed conditions.Article Durum Buğday Genotiplerinde Bazı Morfolojik Özelliklerin Ekin Sap Arısı ((Cephus Pygmaeus L. (Hymenoptera: Cephidae)) Zararı Bakımından Değerlendirilmesi(2019) Aktaş, Hüsnü; Kılıc, Hasan; Aktas, Hüsnü; Tekdal, SertaçBu çalışmada Bölge Verim Denemesinde yer alan bazı durum buğday genotiplerinde ekin sap arısının (Cephus pygmaeus L. (Hymenoptera: Cephidae)) meydana getirdiği zarar durumu incelenmiştir. Denemeler. GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde (GAPUTAEM) 12 durum buğday genotipi ile 2007-2008 ve 2008-2009 yetiştirme sezonlarında tesadüf blokları deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Ekin sap arısı ile bulaşık bitki oranı 2007-2008 yılında %4.80-11.87 arasında yer alırken, denemenin ikinci yılında %1.72-7.96 arasında yer almıştır. Standart çeşitlerden Fuatbey-2000, Altıntoprak-98 ve Sarıçanak-98’de bulaşıklık 2007-2008 yılında sırasıyla %6.43, %6.96 ve %7.94 olarak bulunurken, denemenin ikinci yılında ise %4.08, %7.96 ve %2.71 olarak tespit edilmiştir. Bulaşık bitki oranı ve başakta tane sayısında (BTS) azalma oranı bakımından G7’nin her iki yılda da düşük değerlere sahip olması bu genotipin dayanıklılık kaynağı olarak kullanılabileceğini göstermiştir.Article The Effect Of Dıfferent Sowıng Tımes On Fresh Ear Yıeld And Yıeld Components In Sweet Corn (Zea Mays L. Saccharata Sturt.) Varıetıes(Journal of Applied Life Sciences and Environment, 2021) Aktaş, Hüsnü; Atakul, Şeyhmus; Aktaş , Hüsnü; Kahraman, Şerif; Erdemci, İrfan; Gül, İsmailThis study was carried out to investigate the effects of different sowing times on duration of tasselling, plant height, first ear height, ear length, ear diameter, number of ears per plant, fresh ear yield with husk, fresh ear yield unhusked, and marketable number of ears of different sweet corn (Zea mays L. saccharata Sturt.) varieties in Diyarbakır between the years of 2010-2012. The trial was conducted as split plots in randomised complete blocks with three replications. The main plots were sowing times, and the sub-plots were varieties. The trials were carried out at eight different sowing times (1 April, 15 April, 1 May, 15 May, 1 June, 15 June, 1 July and 15 July) with ‘Merit’, ‘Jubilee’, ‘Lumina’, ‘Vega’ and ‘Sakarya’ composite sweet corn varieties. From the variance analysis of the three-year combined average, the duration of tasselling, plant height, first ear height, ear length, ear diameter, number of ears per plant, fresh husked ear yield, fresh unhusked ear yield and marketable ear number were statistically significant for sowing times and varieties. According to the sowing time × variety interaction, except ears per plant and first ear height values, all other traits were significant. The fresh husked and unhusked ear yields varied between 8541.7-19396.8 kg ha-1 and 5065.0-13485.7 kg ha-1, respectively. The highest fresh husked and fresh unhusked ear yields were obtained from the 15 April sowing time of ‘Vega’ variety. The results state that optimal sowing dates for different varieties of sweet corn could be from 1 April to 1 May, and the most suitable variety to be planted is ‘Vega’ in Diyarbakır conditions.Article Effect of Fertilization and Seed Size on Nodulation, Yield and Yield Components of Chickpea (Cicer Arietinum L.)(Aloki Applied Ecological Research and Forensic inst Ltd, 2017) Erdemci, I; Aktaş, Hüsnü; Aktas, H.; Nadeem, M. A.This study investigated the effects of seed size and fertilizer usage with seed at planting on agronomic parameters of chickpea as a winter crop. The experiment was conducted according to split-split plots of randomized blocks with four replications. As factorial two chickpea varieties (Arda and Diyar 95), two fertilizer applications (with and without fertilizer) and three seed sizes (large, medium and small) are discussed in this study. The results showed that fertilizer applications along with seed at planting and large seed increased significantly the number of seed per plant, number of pods, biological yield, grain yield and 100-grain weight. However, fertilizer applications with large seeds had a negative effect on the output of the seeds and reduced grain yield per unit. In general, plants germinating from large seed had higher number of pods and number of seeds plant(-1), 100 seed weight, biological and seed yield plant(-1), while plants germinated from medium seed had higher emergence percentage, first pod hight, nodule fresh weight plant(-1) and grain yield ha(-1). These effects tend to decrease in chickpea varieties having medium-grain weight as Arda. It was concluded that, application of fertilizer along with seed during the sowing time results in decreased emergence percentage of the seeds and lower the yield in chickpea.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »