Doktora Tezleri - Karma
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/2434
Browse
Browsing Doktora Tezleri - Karma by Department "Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis 19. Yüzyıl Kudüs Hıristiyanları(2024) Yiğit, Emine; Yiğit, Sibel CeylanKadim kutsal şehir Kudüs, 19. yüzyıl'dan itibaren Batılı devletlerin siyasi ve dini faaliyetlerine sahne olmuştur. Osmanlı Kudüs'ü, Napolyon Bonapart'ın 1798'de Mısır işgaliyle başlayan kırılma sürecinin Mısır yönetimiyle (1831-1840) başka bir boyuta taşınması sonucu toplumsal düzeyde önemli bir değişim yaşamıştır. Osmanlı Devleti'nin 1840'ta Tanzimat ile şehre dönmesi Mısır yönetimindeki değişim ve dönüşümün kalıcı hale gelmesine sebep olmuştur. Bu dönemde Kudüs'te açılan konsolosluklar, Osmanlı Devleti'nin tanzimatla birlikte verdiği imtiyazların şehirdeki uygulamasının takip mekanizması olarak kullanılmasını sağlamakta, ayrıca Hıristiyan cemaatlerin hakları gerekçesiyle Osmanlı'nın devlet siyasetindeki değiştirici gücünü ortaya koymaktadır. Bu imtiyazların yereldeki kontrolünün Osmanlı'nın dış politikasına etkisi, Kırım Savaşı'nın hem sebepleri hem sonuçları ölçüsünde örneklik teşkil etmektedir. Nitekim Osmanlı, Kırım savaşı sonrasında ilan ettiği Islahat Fermanı'yla Batıyı uzak tutmaya çalışsa da gayrimüslimlere bu Ferman ile verdiği haklar, Kudüs dönüşümünü hızlandırmış ve Kudüs şehrinin sur dışına taşmasıyla yeni bir şehir olarak yapılanmasına sebep olmuştur. Bu çalışmada, 19. Yüzyıl siyasetinin şehrin toplumsal yapısında oluşturduğu değişim, Hıristiyan cemaatler ve onları gerekçe gösteren Batılı devletlerin müdahalesi üzerinden okunmaktadır. Bu bağlamda, Kudüs'ün Hıristiyan cemaatleri, Osmanlı Devleti'ndeki hukuksal düzlemi ve şehir hayatı da ele alınarak 19. yüzyılda batı nüfuz hareketlerinde etkin faktör olan Hıristiyan cemaatlerin yüzyılın sonunda batının gölgesinde bir varlık mücadelesinde olduğu görülmüştür. Kudüs'ün bu dönemdeki dinamikleri, Batı'nın artan etkisi ve Osmanlı'nın iç ve dış politikaları ekseninde şekillenmiş ve yeni şehirdeki toplumsal yapının temellerinin atılmasında etkili olmuştur.Doctoral Thesis David George Hogarth'ın Şarkıyatçı Yönü ve Arap İsyanı'ndaki Rolü (1862-1927)(2024) Yelbaşı, Caner; Yelbaşı, Canerİngiltere İmparatorluğu emperyalist ve sömürgeci politikalarını Asya, Amerika, Avusturalya ve Afrika kıtalarında uzun yıllar boyunca sürdürdü. İmparatorluğun ve İngiliz kraliyet tacının egemenliğinin bu kıtalarda devam etmesi için siyasi, askeri, dini, ticari, bilimsel kurumlara bağlı kişiler mücadele verdi. Kurumlara bağlı kişilerin amacı devletlerinin emperyalist politikasını düşman devletlere karşı korumak, geliştirmek ve yüceltmekti. Kurumlar bu görevi yaparken birlikte hareket etmekte ve bazen de birbirini destekleyen girişimlerde bulunmaktaydılar. Bilimsel kurumlar da bu bağ içinde gereken desteği almakta ve devletin emperyalist politikasına destek sağlamaktaydı. Bilimsel kurumlara bağlı üniversiteler, araştırma fonları, müzeler, resmi ve özel kütüphaneler gibi bilim yuvaları görevlendirdikleri oryantalistleri, Asya, Balkanlar ve Orta Doğu'ya araştırmaya gönderdi. Doğu bilimcileri gittikleri bölgelerin tarihi, arkeolojisi, jeolojisi, botaniği ve coğrafyası üzerinde çalıştılar. Ayrıca oryantalistler bilim şemsiyesi altında! ülkelerinin siyasi ve askeri çıkarları için hizmet ettiler. Müsteşrikler, çalıştıkları topraklarda edindikleri tecrübeleri daha sonra devletlerinin emperyalist ve sömürgeci politikalarına hizmet etmek için de görev aldılar. 19. yüzyılının üçüncü çeyreğinden sonra ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde oryantalist David George Hogarth da bilim yuvası olan Oxford Üniversitesi, The British Museum, Filistin Araştırma Fonu ve Ashmelon Muesum'un desteğiyle Balkanlar, Anadolu, Suriye, Mısır ve Lübnan'a gelerek bilimsel araştırmalarda bulundu. Hogarth bilimsel araştırmaları esnasında gittiği yerlerin kültürü, tarihi, jeolojisi, coğrafyası ve arkeolojisi hakkında detaylı inceleme yaparak bilgi topladı. Bu bölgeler hakkında tecrübe kazanan Hogarth daha sonra I. Dünya Savaşı'nda ülkesinin emperyalist ve sömürgeci politikası için Mısır'da Arap Bürosu'nda istihbarat subayı olarak çalıştı. Bu çalışmada, Hogarth'ın örneğinde; İngiltere İmparatorluğu'nda, oryantalizm-emperyalizm ve siyaset-bilim arasında nasıl bir bağın oluştuğu konusu ele alındı. Ayrıca Hogart'ın Arap isyanında ne gibi rol aldığı konusuna değinildi.Doctoral Thesis Diyarbekirli Kimlikler Bağlamında Ziya Gökalp(2024) Deniz, Ahmet; Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahimZiya Gökalp'in fikirlerinin oluşmasında hayatının büyük kısmının geçtiği Diyarbekir etkili olmuştur. Diyarbekir, Osmanlı'nın son dönemine kadar farklı etnik ve dini kimliklere sahip unsurların birlikte yaşadığı imparatorluğun en kozmopolit vilayetlerinden biriydi. Gökalp gençliğinin ilk yıllarında okuduğu Namık Kemal'den etkilenerek Osmanlıcılık düşüncesini savunmuştur. Dr. Abdullah Cevdet'in Diyarbekir'de görev yaptığı yıllarda modern bir muhalefet örgütü olan İttihat ve Terakki ile tanışan Gökalp ve Diyarbekir eşrafının cemiyete katılmaları ideolojik kaygılardan daha çok nüfuz mücadelesi nedeniyle olmuştur. Sultan II. Abdülhamid dönemi, aynı zamanda Diyarbekirli kimlikler arasında değişimlerin başladığı bir dönemdir. Ermeni meselesinin Diyarbekir'deki yansımaları ve Sultan'ın Ermenilere karşı aşiretleri desteklemesi gibi nedenlerle bu süreçte Ermeniler, eşraf ve aşiretler arasında bir takım sorunlar ve çatışmalar yaşanmıştır. Bu süreç Gökalp'in ve Diyarbekir eşrafının II. Abdülhamid yönetimine muhalif bir hareket olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katılmalarına neden olmuştur. Meşrutiyet öncesinde Diyarbekir'de Ermeniler ve aşiretlerle mücadele edenler genel olarak İttihatçı eşraftı. Gökalp, Meşrutiyet öncesinde Diyarbekir'de etkili olan Hamidiye Alaylarına mensup Milli İbrahim Paşa'ya karşı şehir ahalisini organize etmesine rağmen bir sonuç alamamıştır. Meşrutiyet'in ilanı sonrasında Diyarbekir'de İttihat ve Terakki'nin şubesini kuran Gökalp, ilk olarak Abdülhamid'in şehirdeki müttefikleri ile mücadele etmiştir. Ardından İttihat ve Terakki'nin şehirde hâkim güç olmasını sağlamak için valiler, memurlar ve İttihat ve Terakki karşıtı eşrafla mücadele ederek, İttihatçıların şehirde hâkim güç olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Gökalp'in İttihat ve Terakki'nin genel merkez üyesi olmasının ardından benimsediği Türkçülük düşüncesi çerçevesinde, 1910-1918 yılları arasında, Diyarbekir'de aşiretler, Ermeniler ve Kürtlere yönelik politikaların belirlenmesinde etkili olmuştur. Cumhuriyet'e geçiş sürecinde ise yazdığı makalelerle yeni yönetime, unsurlara yönelik politikaların belirlenmesi konusunda rehberlik etmiştir. Tezimizin birinci bölümünde Gökalp'in hayatı ve düşünce serüveni, ikinci bölümde Diyarbekirli eşraf ve aşiretler arasındaki mücadele, üçüncü bölümde Gökalp'in Ermenilere yönelik faaliyetleri ve düşüncesi, dördüncü bölümde ise Kürtler ve Kürt aşiretlerine yönelik Gökalp'in söylemleri ve İttihat ve Terakki'nin uygulamaları izah edilmeye çalışılmıştır. Gökalp'in Diyarbekirli kimliklere yönelik faaliyetleri ve söylemleri yazmış olduğu makaleler, arşiv belgeleri, hatıratlar gibi dönemin kaynakları üzerinden incelenmiştir. Ayrıca Gökalp'in merkezinde yer aldığı ve unsurlara yönelik alınan kararlarda etkisi olduğu İttihat ve Terakki'nin Diyarbekir'e yönelik politikaları ve şehirdeki İttihatçı çevrenin etkisine de odaklanılmıştır.Doctoral Thesis Şeyh Mahmud Berzenci ve Siyasi Faaliyetleri 1918-1931(2024) Dinç, Fasih; Dinç, FasihBu çalışma Şeyh Mahmud Berzenci'nin siyasi hayatını kendi dönemine ait gelişmeler çerçevesinde ele alan bir araştırmadır. 1881-1956 yılları arasında yaşayan Şeyh Mahmud Berzenci, Osmanlı İmparatorluğunun son yirmi yılında bölgedeki gelişme ve değişimlere şahit olmuş, bölge insanının belleğinde önemli izler bırakmıştır. 1909 yılında babası Şeyh Said'in Musul'da öldürülmesiyle beraber Berzenci ailesinin lideri olan Şeyh Mahmud, İttihat ve Terakki Partisinin yönetim anlayışına ters düşmüş, ancak Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Osmanlı Devleti saflarında İngilizlere karşı Irak Cephesinde, Ruslara karşı da İran sınırında savaşmıştır. Bölgenin İngilizlerce işgali neticesinde Süleymaniye merkezli Kürt Hükümeti'nin başkanı olan Şeyh Mahmud, İngilizler ile Derbendi Baziyan'da yapılan savaşta esir düşmüş ve Hindistan'a sürülerek hapsedilmiştir. Üç yılı aşkın bir hapis ve sürgün hayatından sonra Süleymaniye'ye dönen Şeyh Mahmud, İngiliz işgaline karşı kısa süre sonra mücadeleye kaldığı yerden devam etmiştir. İran sınırındaki dağlık alanda İngiliz ve Irak ordusuna karşı mücadele eden Şeyh Mahmud, 1931 yılında İngiliz yönetimi ile anlaşmak zorunda kalmıştır. Bu tarihten sonra sakin bir hayat yaşayan Şeyh Mahmud 1956 yılında vefat etmiştir. Anahtar Kelimeler: Şeyh Mahmud Berzenci, Kürtler, İngilizler