TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Scopus Q "N/A"
Now showing 1 - 20 of 392
- Results Per Page
- Sort Options
Article 19. Yüzyıl Vanı’nda Âyan Bir Aile: Timurpaşazâdeler(2022) Çiftçi, ErdalBu çalışma 18. yüzyılın son çeyreğinden 19. yüzyılın ortasına kadar Van yönetiminde bulunan ve bu tarihten sonra da Van’da etkili olmaya devam eden ayan bir ailenin yerel siyasetteki rolüne odaklanmaktadır. Ayanlar çağı olarak bilinen 18. yüzyılda Osmanlı imparatorluğunda güçlenmiş olan ayanlarla ilgili literatüre mikro bir çalışma ile Van örneği üzerinden katkı sunulması amaçlanmaktadır. Van’da Timurpaşazadeler ismi ile ayanlaşan bir ailenin güçlenerek ortaya çıkışı, Tanzimat öncesi ve sırasında yaşanan tepkiler ve Tanzimat sonrasında bu ayan ailenin yeni düzen içerisindeki aktif yer alışı incelenmektedir. Tanzimat düzeninin bu gibi ayan aileleri yaptırımcı, tek taraflı ve üstten bir yaklaşımla izale ederek uygulamaya dökülebildiği görüşü son dönemlere kadar literatürün baskın tezlerinden biriydi. Fakat son dönemlerde yapılan yeni çalışmalardan ve Van örneğinden de görüleceği üzere Tanzimat merkezileşmesi yerel ayan ailelerin mülki idari güçlerine belirli oranda bir sınır uygulamış olsa da Timurpaşazadeler yeni düzenin uygulanmasında aktif rol oynamaya devam etmişlerdir. Timurpaşazadelerin bir eşraf olarak kendi rol ve çıkarlarını yeni düzen içerisinde aramaya devam ettikleri anlaşılmaktadır. Dersaadet’in Timurpaşazadeleri Van’dan kaldırmamış olması ve Timurpaşazadelerin bazı Van valileri ile yakın ilişkilerini sürdürmesi bu durumun önünü açan sebeplerden birkaçıdır.Article (3 + 1) Boyutlu B Tipi Kadomtsev-petviashvili Denklemi için Geliştirilmiş Bernoulli Alt Denklem Fonksiyon Yöntemi ile Elde Edilmiş Tam Çözümler(2019) Düşünceli, FarukBu çalışmada (3 + 1) boyutlu B tipi Kadomtsev-Petviashvili denkleminin tam çözümleri için geliştirilmiş Bernoulli alt denklem fonksiyon yöntemini kullandık. Bazı yeni çözümler elde ettik. Bütün hesaplamaları ve grafik çizimlerini Wolfram Mathematica programı yardımıyla yaptık.Article Acil Servis Kalabalıklığının Nedenleri ve Çözüm Önerileri: Sağlık Personeli Perspektiflerinin Nitel Bir Çalışması(2023) Bütün, AhmetGiriş: Acil servislerin aşırı kalabalıklığı küresel bir sorundur. Bu durum uzun bekleme süresi, hastaların ve sağlık personelinin memnuniyetinin azalması, acil bakıma en çok ihtiyaç duyan hastaların tedavisinin gecikmesi, sağlanan sağlık hizmetinin kalitesinin düşmesi ve sağlık bakım maliyetlerinin artması gibi birçok olumsuz sonuca yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hastaların acil servisleri neden kullanmayı tercih ettiklerini, acil sağlık hizmetlerinin güncel sorunlarını belirlemek ve acil servislerin kalabalıklığını ve buna bağlı sorunları hafifletmek için acil servis sağlık personelinin bakış açılarından çözüm geliştirmektir. Yöntem: Bu çalışmada nitel desen kullanılmıştır. 20 Aralık 2021-18 Şubat 2022 tarihleri arasında 22 acil servis sağlık personeli ile derinlemesine yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: 22 acil servis sağlık personeli ile mülakat yapıldı; 16'sı erkek, 6'sı kadındı. Acil servis sağlık personeli görüşmeleri, acil serviste en az 1 yıllık iş deneyimine sahip 14 acil servis hemşiresi, 6 acil servis doktoru ve 2 acil tıp uzmanı ile cinsiyetleri veya yaşları dikkate alınmadan gerçekleştirilmiştir. Veri analizi sonucunda 5 ana tema belirlenmiştir: Yetersiz sağlık sistemi, hastayla ilgili sorunlar, acil servislerin avantajları, acil servislerin aşırı kalabalıklığının sonuçları ve acil servis kalabalıklığı için çözümler. Sonuç: Sağlık sistemindeki çeşitli yetersizlikler, acil servislerin avantajlarının olması ve hastaların sağlık hizmetlerini kullanma konusundaki algıları acil servislerin hastalar tarafından kullanımını arttırmış ve bu durum acil servislerde kalabalıklaşmaya sebep olmuştur. Acil servislerin kalabalıklığını hafifletmek için etkili çözümlere ihtiyaç vardır. Acil olmayan acil servis ziyaretlerini azaltmaya yönelik önlemler yeterli değildir. Acil servislerdeki kalabalıklığı azaltmak için birçok faktörün göz önünde bulundurulması ve hepsinin birlikte uygulanması gerekmektedir.Other Adm and Sflt-1 Expression in Placentas With Gestational Diabetes Mellitus(2023) Söker, Sevda İpek; Aşır, Fırat; Deveci, Engin; Arslan, Necat; Kaplan, Özge; Şeker, Uğur; Başaran, Süreyya ÖzdemirAmaç: Bu çalışmada gestasyonel diyabetes mellitusta (GDM) vasküler regülasyonda rolü saptanan iki yeni protein olan Adrenomedullin (ADM) ve soluble fms-benzeri tirozin kinaz (sFlt-1)’in ekspresyon seviyelerini incelemeyi, hastalığın histopatolojisinde bu proteinlerin ekspresyon seviyelerini karşılaştırmayı ve bu proteinlerin ekspresyon yoğunluğunun hastalıkla korelasyonunu gözlemlemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 20 Normotansif ve 20 GDM’li plasenta örneği alındı. Histolojik takip yöntemiyle takip edildi. Bu dokulardan 5µm kalınlığında kesitler alınarak Hematoksilen-Eozin, Periodic Acid Schiff (PAS) boyamaları yapıldı. İmmunünohistokimyasal olarak ADM ve sFlt-1 antikorları çalışıldı. Bulgular: GDM grubunda; kök villuslarındaki kan damarlarında dilatasyon ve konjesyon, endotel hücrelerinde hiperplazi görüldü. Villusların dış kısmındaki sinsitiyal köprülerde artış, mononükleer hücre infiltrasyonu, maternal bölgedeki desidual hücrelerin bazılarında piknotik nükleuslar ve sitoplazma kaybı izlendi. İmmunohistokimyasal incelemede villusların sitotrofoblast ve sinsitiyotrofoblast hücrelerinde ve sinsitiyal düğümlerde negatif ADM ekspresyonu vardı. Küçük villusların bazı sitotrofoblast hücrelerinde, damar endotel hücrelerinde ve desidual hücrelerde pozitif ADM ekspresyonu görüldü. GDM grubunda sFlt-1 ekspresyonu endotel hücrelerinde, mezenşimal bağ doku içindeki bazı Hofbauer hücrelerinde, desidual hücre nükleuslarında ve membranlarında pozitif olarak gözlendi. Sonuç: Desidual hücre membranlarında, sitotrofoblastlarda ADM pozitif ekspresyon gösterdiğinden ADM’nin glikoz yoğunluğunun belirlenmesinde ve bununla ilişkili olarak insülin regülasyonunda önemli bir düzenleyici olabileceğini düşündürmüştür. Yine sFlt-1’in maternal ve fötal bölgelerdeki endotel hücresi üzerindeki etkileri ve Hofbauer hücrelerindeki ekspresyonu, anjiyogenik etkide bu molekülün anahtar rol alabileceği kanısını uyandırmıştır.Article Adsorption of Crystal Violet Dye With Selenium Nanoparticles Obtained by Green Synthesis From Cherry (prunus Avium L.) Fruit Stalk(2024) Solmaz, Alper; Turna, Talip; Baran, AyşeThe rapid development of the global production printing and dyeing industry has led to an increase in the demand for various dyes. Crystal violet (CV), a versatile dye, is widely used in the textile industry and other applications. The reason for its widespread use is its effectiveness and the vivid color it gives to fabrics.CV dye is a water-soluble, toxic, resistant organic dye that is quite dangerous for the ecosystem and causes environmental pollution. Therefore, it must be removed before being released into the recipient environment. This study synthesized selenium nanoparticles (Se NPs) from agricultural Prunus avium L. (PaL.) wastes and removed CV dye. In batch adsorption tests, the effects of pH, amount of adsorbent, time, initial concentration, and temperature were investigated. In this study, where 3 different kinetic and isotherm models were tested, it was determined that the most suitable kinetic and isotherm models for the removal of CV dye with PaL-Se NPs were Pseudo second order (R2:0.999) and Langmuir (R2:0.997), respectively. Additionally, the maximum adsorption capacity (qmax) was calculated as 142.61 mgCV/g PaL-Se NP. Accordingly, it can be said that low-cost PaL-Se NPs synthesized by environmentally friendly methods are a suitable alternative for the removal of CV dye.Article Adsorptive Removal Of Cationic Dye From Aqueous Solutions Using Bardakçı Clay(2022) Alacabey, İhsanThis study was investigation employed the batch adsorption method using Bardakçı Clay/Van as an adsorbent to remove crystal violent, a cationic dye from an aqueous solution. The effects of pH, adsorbent amount, interaction time and concentration were investigated to determine the optimal adsorption conditions. The optimal adsorption conditions were determined to be pH=6, 0.6 g adsorbent amount, and the adsorption reached equilibrium at the 25th minute. The equilibrium isotherm was determined using the Langmuir, Freundlich and Dubinin–Radushkevich (D–R) adsorption equations. It was discovered to conform to the Langmuir isotherm. In the Dubinin-Radushkevich (D-R) model, the E value was calculated to E< 8 kJmol-1, indicating that the adsorption process occurs physically. Thermodynamic parameters such as enthalpy (ΔHo), Gibbs' free energy (ΔGo) and entropy (ΔSo) were calculated. The adsorption of crystal violet with Bardakçı clay demonstrated that the process was endothermic, occurring both physically and spontaneously.Article Ağırlıklı ve Değişken Üslü Uzayda Kesirli Maksimal Operatörünün Kompaktlığı(2019) Akın, LütfiL l p ’den ),0( (.) L l q ’e ağırlıklı kesirli maksimal operatörünün kompaktlığı için gerekli ve yeterli şartlar üzerinde çalışıldı.Article Ahmet Hilmi Koğî’nin “er-risâletu’l-hilmiyye Fî’l- Kavâ‘idi’l-vad‘iyye” Adlı Risalesinin Haşiyesiyle Birlikte Edisyon Kritiği(2021) Tekin, AhmetAhmet Hilmi Koğî (ö. 1996), Şark medrese geleneğinin önemli simalarından biridir. Koğî, Medrese hayatından sonra imamlık göreviyle birlikte tedrisat faaliyetlerinde bulundu. Aynı zamanda iyi bir hattat da olan Koğî, tarihin tozlu raflarında kalmış onlarca eseri istinsah edip tashih, tahkik ve tahlil etti. Üretken bir âlim olan Koğî, gramer, fıkıh, tefsir, tecvit, münazara, mantık, itikat ve vad‘ gibi temel İslam bilimlerinin farklı ilim dallarında birçok eser kaleme aldı. Koğî’nin Arap diliyle alakalı birçok risalesi bulunmaktadır. Bu risalelerinden biri de er-Risâletu’l-Hilmiyye fi’l-Kavâ‘idi’l-Vad‘iyye adlı çalışmasıdır. İlim dünyasında pek de bilinmeyen bu risâlede Arap dilinde vad‘ ilmiyle alakalı kurallar ele alınmıştır. Koğî, dile getirdiği vad‘ ilmine dair kuralların daha iyi anlaşılması için bu risâlesine bir haşiye kaleme almıştır. Elimizdeki nüsha müellifin kendi el yazısı olup metin üstte haşiye altta olacak şekilde yazılmıştır. Buna ilaveten hem metnin hem de haşiyenin kenarlarında yer yer ta‘likler de mevcuttur. Edisyon kritiğinden ibaret olan bu çalışmayla, Koğî’nin bu veciz çalışmasını ilgililerin istifadesine sunmak ve böylece ilim dünyasına bir katkıda bulunmak gaye edinilmiştir. Bu çerçevede çalışmanın girişinde ana hatlarıyla vad‘ ilmi ele alınmıştır. Ardından özet bir şekilde Koğî’nin hayatı ve eserlerine değinilmiş ve muhteva ve kaynakları açısından risâlenin tahlili yapılarak tahkiki gerçekleştirilmiştir.Article Aksâ Şairi Yûsuf el-‘Azm: İşgal, Zulüm ve Aşkın Şiire İz Düşümü(2024) Akçay, HalilMescid-i Aksâ’lı Kudüs ve merkezinde bulunduğu Filistin, dinî, tarihî, siyasi ve coğrafî yönleriyle dünyanın önemli merkezlerinden biri olmasının yanında, tarihten günümüze belki de kan ve gözyaşına en çok şahitlik eden ülkedir. 1917’den itibaren Filistin toprakları, işgal politikası güden Siyonist Yahudiler tarafından peyderpey işgal edilmiştir. Bu coğrafyada yaşananlar, pek çok şairin şiirine konu olmuştur. Bu şairlerden biri de Ürdün’ün son dönem büyük şairlerinden Yûsuf el-‘Azm’dır. “Aksâ Şairi” lakaplı ‘Azm, şiirlerinde Mescid-i Aksâ’ya olan sevgisini büyük bir heyecanla dile getirmiş, neredeyse Filistin topraklarının her karışını ve burada yaşayan her ferdini şiirlerinde konu edinmiştir. Bu çalışmada Yûsuf el-‘Azm’ın şiirlerinde başta Mescid-i Aksâ ve Gazze olmak üzere Filistin topraklarının ele alış durumu incelenmiştir. Şairin hayatı ve edebî kişiliği ele alındıktan sonra günümüze de ışık tutan bilgi ve duygularla dolu şiirleri tahlil edilmiştir. Bu coğrafyada yaşananların dile getirildiği şiirlerin incelenmesi, duygu sahibi kimselerin vicdanlarına insani ve insaflıca bir dokunuş yapması açısından önemlidir.Article Ali Emîrî’nin Mir’âtü’l-Fevâ’id Adlı Eserinde Osmanlı Dönemi Kürt Şairleri(2024) Arslan, MesutMir’âtü’l-Fevâ’id fî Terâcimi Meşâhîr-i Âmid, Ali Emîrî Efendi’nin gençlik döneminde kaleme aldığı biyografik bir eserdir. Ali Emîrî’nin bu eseri hazırlamaktaki amacı Diyarbekirli âlim ve şairlerin, şehrin ileri gelenlerinin ve Diyarbekir’de görev yapmış devlet adamlarının hayat hikâyelerini yazarak onların unutulmasını engellemektir. Eser hem genel tarih, hem de şehir, kültür ve mimarlık tarihi açısından oldukça zengindir. Bu eser Kürt çalışmaları açısından da önemli bir kaynaktır; çünkü Ali Emîrî bu eserinde Osmanlı döneminde yaşamış üç Kürt şairinden de bahseder. Ali Emîrî, daha eserinin başında Cizre’den ve bu şehrin âlimlerinden bahseder. Cizre, bu dönemde idari olarak Diyarbekir vilayetine bağlı Mardin’in bir kazasıdır. Ali Emîrî, Cizre tarihi hakkında bilgiler verdikten sonra bu şehirle ilintili olarak üç Kürt şairinin hayatı ve eserleri hakkında da kısa bilgiler verir. Bu şairler, eserleri geçtiğimiz yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yeniden basılan Molla Ahmed el-Cezerî (Melayê Cizîrî, ö. 1640), Ahmed-i Hânî (Ehmedê Xanî, ö. 1707?) ve Molla Hüseyin-i Bateyî (Melayê Bateyî, ö.1750?)’dir. Ali Emîrî, hakkında bilgi verdiği bu şairlerin bazı eserlerini bizzat gördüğünü belirtir. Gerçekten de Ali Emîrî’nin milletine hediye ettiği zengin kütüphanesinde Kürtçe yazma eserler de mevcuttur. Çalışmamız esnasında Ali Emîrî’nin verdiği bilgileri kütüphanesindeki elyazmaları ve güncel kaynaklar ile karşılaştırarak ele aldık.Article Alman Şarkiyatında Türk Edebiyatının Alımlanışı(2024) Avcı, RemziAlman Şarkiyatında Türk filolojisi hakkında çalışmalar yapılsa da Türk edebiyatı çok ilgi gören bir alan değildi. 1836 yılında Hammer-Purgstall’ın Geschichte der Osmanischen Dichtkunst (Osmanlı Şiirinin Tarihi) adlı altı ciltlik Osmanlı edebiyatı tarihi bir dönüşümü teşkil eder. Bu eser, genel anlamda bir ilgi uyandırsa da Türk Edebiyatına ilgisizlik on yıllarca devam etti. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar Alman Şarkiyatında Türk Edebiyatı hakkında Almancaya yapılan çeviriler, tanıtım yazıları, antoloji ve edebiyat tarihi gibi farklı alanlarda birçok çalışma yapıldı. Bu eğilimde II. Wilhelm dönemiyle canlanan Osmanlı-Alman siyasi ilişkilerinin savaş ortaklığına evrilmesinin büyük bir payı vardı. Bu şarkiyatçılardan Hammer-Purgstall’ın (1774-1856) yanı sıra Paul Horn (1863-1908), Georg Jacob (1862-1937) ve Otto Hachtmann, Martin Hartmann (1851-1918) sayılabilir. Burada metinleri incelenen şarkiyatçılar sadece Türk Edebiyatından çeviriler yapmadılar ya da sadece yazarları tanıtmadılar; aksine Türk Edebiyatının tarihsel gelişiminde bahsederken aynı zamanda içerik hakkında konuştular ve mukayeseler yaptılar; yani Türk Edebiyatını tasvir ettiler. Bu makale, Alman Şarkiyatı içerisinde bir Türk Edebiyatı tarihini araştırmaktan ziyade onun bu gelenek içerisinde nasıl alımlandığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.Article Amygdalus Communis (badem) Meyvesinden Elde Edilen Özütlerin Bazı İn Vitro Biyolojik Aktivitelerinin, Kimyasal ve Pestisit Kompozisyonlarının Araştırılması(2024) Keskin, Cumali; Aras, İbrahim Oğuz; Baran, Ayşe; Baran, Mehmet Fırat; Yıldız, Songül Çetik; Tarhan, RozerinAmygdalus communis (A. communis) yüksek düzeyde protein ve doymamış yağ asitlerinden oluşur ve bu da onları doğal kaynakların sınırlı olması gereken diyet beslenmesinde faydalı kılar. Bu çalışmada badem meyvesinden elde edilen kloroform ve metanol özütlerinin antioksidan, antikolinesteraz, antimikrobiyal özellikleri, kimyasal bileşen miktarı ile ağır metal kompozisyonu ve pestisit kalıntı miktarları araştırıldı. A. communis meyvesinde en yüksek toplam fenolik bileşen ve flavonoid içeriğin kloroform özütünde olduğu ayrıca kloroform özütünün DPPH radikal söndürme aktivitesinin daha yüksek olduğu belirlendi. A. communis meyve kloroform ve metanol özütlerinin Escherichia coli ve Staphylococcus aureus bakteri suşları ve Candida albicans mayasının üremesi üzerinde standart antibiyotikler ile kıyaslandığında düşük konsantrasyonlarda oldukça güçlü inhibisyona sebep olduğu belirlendi. A. communis meyve metanol ve kloroform özütlerinin kimyasal bileşen içerikleri LCMS/MS kullanılarak belirlendi. Metanol (Me-OH) özütünde ana bileşenlerin sırasıyla sitrik asit, şikorik asit ve 4-Hidroksibenzoik asit kloroform özütünde ise 4-Hidroksibenzoik asit, p-kumarik asit ve klorogenik asit olduğu belirlendi. A. communis meyve numunesi için pestisit kalıntı analizi GC-MS ve LCMS-MS kullanılarak yapıldı. Test edilen numune içeriğinde Deltametrin kalıntısının varlığı belirlendi. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde A. communis meyvesinin zengin biyokimyasal içeriği ve güçlü antibakteriyel, antioksidan ve antikolinesteraz enzim inhibisyon kapasitesi ile biyomedikal ve gıda endüstrilerinde potansiyel uygulamalara sahip olması beklenmelidir.Article Analysis of legionella and Some Chemicals in Water Samples in Mardin Province(Kahramanmaras Sutcu Imam Univ Rektorlugu, 2022) Dundar, Abdurrahman; Yildirim, Idris; Dundar, Nagihan DemirIn this study microbiological and chemical analyzes were carried out on water and swab samples taken from two water wells, a water tank and taps of buildings belonging to a public institution in Mardin Province. In these specimens the presence of Legionella and its serogroups as well as the parameters such as chlorine, nitrate, nitrite concentration, pH level and electrical conductivity were analyzed. While Legionella growth was not observed in 25 water samples, L. pneumophila serogroup 1 was detected in 4 of 25 swab culture samples taken from the same places. The pH values of water samples ranged from 7.53 to 8.02 the lowest pH value was observed in well no 1 as 7.53 while the highest was observed in well no 2 as 8.02. The lowest electrical conductivity value was measured at well 2 as 376.44 mu S cm(-1) and the highest was measured as 446.57 mu S/cm from well 1. As a result of the analyzes made in our research nitrite was not detected in any of the water samples. Whilst the nitrate amount was found to be the lowest with 4.30 ppm in the well, the highest with 10.85 ppm in the well 2. The chlorine values in the well 1 and 2 from which water samples were taken and the main tank were measured as 2.21, 2.05 and 2.43 ppm respectively. These values were found to be in the range of 1.68-1.73 ppm in the samples taken from the building taps.Article An Analysis the Environmental Pollution Emitted by Aircraft Engines at the Ercan International Airport(2024) Cizrelioğulları, Mehmet Necati; Günay, Tuğrul; Imanov, Tapdig Veyran OğluAirports are strategically important objects for each country, although the place of significant pollution, emitted by aircrafts, thus impacting air quality in nearby residential areas. The environmental challenges at Ercan airport are becoming more serious because of expansion of the airport, increasing scheduled flight and continued growth of passenger flow. Since 2019 passenger turnaround has reached 4 million, while the growth expected in the following years, by the opening of a new airport terminal. The present analysis estimates the level of emission from aircraft engines for chosen environmental parameters accounted for by utilization of three operation modes such as; taxi, landing and take-off cycles. In the period of aircraft parking, emitted pollutants are considered depending on operation hours of the APU. The data collection is based on last 6-month flight information with daily landing cycles. Application the ICAO Engine Exhaust Emission fixed data set methodology, allows for assessment of emission species such as CO₂, HC, NOx, CO, and SO₂ using estimation of fuel consumption level, burned out from different engine models adding applicable coefficients.Article Anlatı Şemaları Aracılığıyla Kürk Mantolu Madonna’da Anlatı İzlemlerinin Göstergebilimsel Bir Gözlemi(2021) Büyükkarcı, OrhunBu çalışma, göstergebilim kuramını ve Türk edebiyatını Sabahattin Ali’nin en tanınmış eserlerinden, Kürk Mantolu Madonna üstünde bir uygulamada birleştirmektedir. Çağdaş göstergebilim temellerini C. S. Peirce ve Ferdinand de Saussure’den alır. Bu iki filozofun görüşlerinden birçok göstergebilim dalı türemiştir ve bunlardan biri de A. J. Greimas’ın öncülüğünde, anlatısal yapıları ortaya çıkarmakla ve yazınsal eserlerin anlamlandırılmasıyla ilgilenen yazınsal-anlatısal göstergebilim dalıdır. Yazınsal göstergebilim bir anlatının, söylemsel, anlatısal ve derin yapı olmak üzere üç düzeyde incelenmesi gerektiği fikrini varsayar. Buna bağlı olarak, bu çalışmanın birincil amacı, yazınsal göstergebilimin çözümleme aygıtlarından biri olan anlatı şemalarını kullanarak Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanının anlatısal düzenini ortaya çıkarmaktır. Bunu yapmanın söz konusu romandaki ana aktörlerin anlatı izlemleri hakkında açık bilgiler vereceğine inanılmaktadır. Bu aktörler sırasıyla isimsiz anlatıcı, Raif Efendi, Maria Puder ve Raif Efendi’nin ailesidir ve hepsinin anlatı içinde ulaşmak istediği kendi hedefleri vardır. Buna bağlı olarak, bu aktörlerin anlatı izlemlerini ortaya çıkarmak, göstergebilimsel bakış açısıyla bir edebi eserin anlatı düzeyi incelemesinin netleştirilmesine de yardımcı olacaktır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında, çalışmadaki göstergebilimsel yönteme dair bilgi verilmiştir, ikinci kısımda ise romanın anlatı düzeyi incelemesi yer almaktadır. Son olarak sonuç bölümünde romanın anlatı düzenine yönelik elde edilen bilgiler ‘zamansal hiyerarşi ve anlatı izlemleri arasındaki ilişkiler’, ‘bilişsel göndericiler’, ‘başarı ve başarısızlıkla biten izlemler’ ve ‘izlemler arasında köprü kuran anahtar olaylar’ başlıkları altında tartışılmıştır. Bu çalışmanın okuyucuların üç noktayı kavramada yardımcı olacağına inanılmaktadır: Sabahattin Ali’nin kurgu oluşturmadaki yazarlık becerisi, Kürk Mantolu Madonna’nın yapısal durumu ve son olarak yazınsal göstergebilim yaklaşımının muhtemel bir uygulaması.Article Anticancer Activities of Zinc Oxide Nanoparticles (znonps) Synthesized From Mentha Longifolia L. Leaf Extract(2024) Hatipoğlu, Abdulkerim; İpek, Polat; Baran, Mehmet Fırat; Baran, AyşeRecently, there has been a remarkable increase in cancer and cancer-related deaths. In this study, the impacts of zinc oxide nanoparticles (ZnONPs) produced from the aqueous leaf extract of Mentha longifolia L. (ML) on ovary adenocarcinoma (OVCAR-3), colorectal carcinoma (HCT-116), and healthy retinal pigment epithelial cell (RPE-1) lines were investigated. The MTT (3-(4,5-dimethylthiazol-2-yl)-2,5-diphenyltetrazolium bromide) test was performed to discover its antiproliferative properties. As a result of the application of ML-ZnONPs on RPE-1, OVCAR-3, and HCT-116 cell lines at doses (µg/mL) of 250, 500, and 1000 for 24 hours, the viability rates (%) in the cell lines were 18.73-30.56, 21.98-28.76, and 27.27-40.93, respectively. In the 48-hour application, the viability rates (%) of the same cells were between 29.51-46.83, 32.49-40.81, and 46.82-44.37, respectively. The MTT test revealed that ML-ZnONPs strongly suppressed the growth of RPE-1, OVCAR-3, and HCT-116 cell lines. The test showed that the effect of dose increase and time on the viability of both cancer cell lines was negative.Article The Antioxidant Capacities and Antimicrobial Activities of Some Salvia L. Seeds(2023) Kürşat, Murat; Kırbağ, Sevda; Emre, İrfan; Yılmaz, Ökkeş; Civelek, Şemsettin; Sönmez, Pınar Erecevit; Emre, Mustafa YunusThe goal of present study is to find the penolic contents, antioxidant activities and antimicrobial capacities in the seeds of five Salvia L. taxa two of which are endemics (Salvia euphratica var. leiocalycina and Salvia euphratica var. euphratica). The flavonoid and phenolic acid are determined by using HPLC while the antioxidant activities are determined based on different methods. Also, the antimicrobial activities of some Salvia species are determined by using the well agar method. The current study found that the studied Salvia species have low flavonoid. It has been found that Salvia euphratica var. euphratica has high vanillic acid, ferulic acid and rosmarinic acid among the studied taxa. Similarly, it has been found that Salvia euphratica var. euphratica has high DPPH and ABTS radical scavening capacity in all concentrations. It has been also found that Salvia euphratica var. euphratica has highest total phenolic content (372,63±0,87 µgGAE/mg) whilst Salvia tricholoda has low total phenolic content (46,41±1,71 µgGAE/mg). In addition, this study demonstrated that Salvia tricholoda has lowest metal chelating activity (37,35±0,51%). Furthermore, present study found that the lipid peroxidation levels of the studied Salvia taxa are between 18,21±0,37 mg/kg and 21,03±0,22 mg/kg while it has been found that the antibacterial properties of the Salvia taxa under study are altering.Article Arslantepe Geç Kalkolitik 3-4 Evrelerine Ait Domestik Bir Mahalle(2023) Restelli, Francesca Balossi; Mutlu, Meral Başaran; Nocera, Gian Maria Di; Biancifiori, Elisa; Batihan, MetinBu çalışmada Arslantepe’nin Geç Kalkolitik Çağ 3-4 (MÖ 3900/3800-3400) evrelerinde inşa edilen ve çakıl taşlı sokakların sürekli kullanımıyla karakterize edilen domestik mahalle tanımlanmakta ve analiz edilmektedir. Komşu bölgelerdeki çağdaş yerleşmelerle yapılan karşılaştırmalar sayesinde her ne kadar mimaride gerçek bir standartlaşma görülmese de muhtemelen Yukarı ve Orta Fırat, Habur ve Yukarı Mezopotamya’yı kapsayan ortak bir yerleşim planlaması ve inşaat teknolojisi geleneği olduğu anlaşılmaktadır. Ev donanımları ve materyallerin yanı sıra, ev tabanlarının altındaki ritüel çukurlar ve gömütler, domestik mekanın somutlaştırdığı sembolik değerin ifadesi olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada bahsi geçen bu konular kısaca sunulacak ve yorumlanacaktır.Article Artemisia Absinthium Bitki Ekstraktından Altın Nanopartiküllerin Çevre Dostu Hızlı Sentezi ve Antimikrobiyal Aktivitelerin Uygulanması(2021) Baran, Mehmet Fırat; Keskin, Cumali; Atalar, Mehmet Nuri; Baran, AyşeNanopartiküller, üstün özelliklerinden dolayı birçok alanda kullanılmaktadır. Son zamanlarda, bu parçacıkların çevre dostu sentez yöntemleri kullanılarak üretilmesi çok popüler hale gelmiştir. Bu bağlamda, bu çalışmada, altın nanopartiküller (AuNP'ler), Artemisia absinthium'un (pelin otu) yeşil yaprak özütü ile hızlı ve çevre dostu bir yöntem kullanılarak sentezlenmiştir. AuNP'lerin tane boyutu Debye-Scherrer denklemine göre 13.40 nm olarak belirlendi. AuNP'lerin test edilen mikroorganizmaların büyümesi üzerindeki inhibe edici etkileri, minimum inhibe edici konsantrasyon (MİC) yöntemi ile belirlenmiştir. MİC, bir mikroorganizmanın büyümesini engelleyen bir antimikrobiyal maddenin minimum konsantrasyonu olarak tanımlanmaktadır. Elde edilen AuNP'ler, sırasıyla 0.250, 0.125, 0.125, 0.033 ve 0.66 mg mL-1 konsantrasyonlarında S. aureus, S. pyogenes, E. coli, P. aeruginosa suşları ve C. albicans mayası üzerinde önleyici etkiler göstermiştir.