Sanat Tarihi Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/75
Browse
Browsing Sanat Tarihi Bölümü Koleksiyonu by Title
Now showing 1 - 20 of 104
- Results Per Page
- Sort Options
Article 1177 Tarihli Süryanice “Harklean” Dörtlü İncil El Yazması(TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, 2021) Kaplan, Necla; Akyüz, MihayelDublin Chester Beatty Kütüphanesi’nde Süryani koleksiyonunda Syc 703 numarada kayıtlı bulunan Harklean Dörtlü İncil el yazması makalenin konusunu oluşturmaktadır. El yazmasının şimdiye kadar detaylı monografik bir çalışmada incelenmediği ve yeteri kadar bilinmediği görülmüştür. Bu nedenle eser kodikolojik, paleografik ve sanat-tarihsel yönden incelenmiş, sahip olduğu özellikleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Chester Beatty Kütüphanesi’nin dijital erişime sunmasıyla ulaşılan eser; Eusebios mektubu, 8 kanonun 17 adet tablosu, dekoratif haç motifi, 11 adet litürjik kodeks tabloları, Dörtlü İncil, her dört İncil’in (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna) bapları hakkında bilgi sunan “İçindekiler (Qephelaon) bölümü”, Harkelli Toma’nın kendi çalışması hakkında bilgi vermek için yazdığı sonsöz metninin kopyası, kolofon ve sonradan ilave edilmiş bazı bilgi notlarını içermektedir. Eserin Kolofonu ve bilgi notları okunmuş böylece detaylı bilgilere ulaşılmıştır. Görsellerle donatılmış kanon tablolu ve Harklean versiyonu olan bu Dörtlü İncil el yazması; Isho’bar Romanos ve aile bireyleri tarafından Tell Arsanius bölgesindeki Meryem Ana Kilisesi’nde 1177 yılında yazılmış ve banisi Rahip Ahrun tarafından 1180 yılında Madik Manastırı’ndaki Kırk Şehit Kilisesi’ne vakfedilmiştirArticle 15. YÜZYIL SONUNDA ÖZGÜN BİR ŞEHNAME ÖRNEĞİ: STAATSBIBLIOTHEK ZU BERLIN, MS. OR. FOL. 4255(Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences, 2020) Aydın DeryaEbul Kasım Firdevsi tarafından 11. yüzyılın başında tamamlanan Şehname, yazıldıktan sonra zaman içerisinde ün kazanan bir eser olmuştur ve resimli nüshaları yapılmaya başlamıştır. Şehname’nin günümüzde dünya müzelerinin ve kütüphanelerinin koleksiyonunda pek çok resimli nüshası bulunmaktadır. Bu nüshalardan biri de Staatsbibliothek zu Berlin’in- Preussischer Kulturbesitz, Orientabteilung’de, 1489 tarihli Ms. or. fol. 4255’dir. Eser 15. yüzyılın sonunda İran ve çevresine Akkoyunlu devletlerinin (1340-1514) hâkim olduğu dönemi ifade eden Türkmen dönemine tarihlendirilmektedir. Döneme ait kitaplar yapılan araştırmalarda “ticari” kavramı ile birlikte değerlendirilmiştir. Böylece aynı türdekilerin birbirine benzedikleri düşüncesini oluşmuştur. Ms.or.fol.4255 de bu düşünceye dahil edilmektedir. Bununla birlikte,�����ticari����� olarak hazırlandığı düşünülen her bir n�����üsha���������� kendi iç�����inde de�����erlendirmek, benz�����erliklerinin �����yanı����� sı�����ra eserin sahip olduğ�����u ����������özg�����ünlüğü orta�����ya ����������komasını����� sa�����ğlay�����acaktı�����r. Kitab�����n, tasar�����ımının tamamla����������c�����ısı olan cildi v�����e resimli, resimsi�����z sa�����yfaları�����ndaki d����������eni farklı�����l�����ısını����� ortaya koyarken, resim-metin ili�����kisi �����e sahnelerdeki �����yorumlar ����������özgünlüğü belirginle�����tirecektir. Bu bağ�����lamda Ms. or. fol. 4255��������������� bu �����al����������mada incelenmesi özgün taraflar�����n�����n orta�����ya konulması����� sağ�����layacaktır.Article Akkoyunlu Dönemi Resimli Şehnameleri: İkonografik Bir Değerlendirme(Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 2023) Aydın DeryaAkkoyunlular (1340-1514) tarih sahnesine bir beylik olarak çıkmışlar ve daha sonra devlet olma yolunda ilerlemişlerdir. Zaman içerisinde kazandıkları güç sanat üretimini etkilemiş ve üretim Şiraz’da yoğunlaşmıştır. Özellikle Akkoyunların bölgeye hakimiyetlerinden sonra Şiraz’daki yoğun üretim bu dönemde resimli el yazma sayısındaki artışla kendini göstermiştir. Resimli el yazması üretiminde Ebül Kasım Firdevsi (ö. 411 H./1020 M.) tarafından 11. yüzyılın başlarında tamamlanan Şehnamelerin ayrı bir yeri olmuştur. Şiraz’da özellikle üzerinde durulan dönemdeki resimli Şehname üretimindeki artış dikkat çekici bir hal almış ve yakın tarihlerde hazırlanmış pek çok nüsha günümüze ulaşmıştır. Akkoyunlu dönemindeki Şehnamelerin ikonografik özellikleri, bu döneme ait özgün örneklerin ve resimlerinin incelenmesi ile belirlenebilmektedir. Resim-metin ilişkisinde kuvvetli bağ Şehname ikonografisinin belirlenmesin sağlamaktadır. Diğer taraftan nakkaşın yorumu sahnenin şekillenmesini büyük oranda etkilemektedir. Mevcut olan resim üslubunun katkısı da resmin hazırlanması sırasında yerini almaktadır. Bu bağlamda ikonografideki farklılıklar aynı sahnenin farklı nüshalardaki incelenmesi ile ön plana çıkmaktadır.Article Aksaray'da fazla tanınmayan Anadolu Selçuklu Türbeleri(USAD, 2018) Erdal, ZekaiThe city, which was rebuilt entirely by Qilich Arslan II, the Sultan of Anatolian Seljuks, had rapidly thrived since it was a military base and also located at the intersection of main trade routes. The golden era of Aksaray during the Seljuks period began to fade following the Kösedağ War the chaotic environment in the Beyliks small Turkish emirates) period and displacement of certain people in order to Turkize and Islamize the new capital city of Ottomans led the city of Aksaray to collapse. Numerous tombs built in that period were destroyed because of some problems such as invasion, plunder, riot; the remaining ones were demolished for the sake of nothing. Four tombs belonging to that period, which are still extant despite all these negative circumstances or were detected before its demolition, have been included in the scope of the study. One of those does not exist today. The sites of cemetery subsist only in two tombs at the city center. The tomb in the town of Topakkaya has managed to remain standing by virtue of restoration, partially loyal to its original state though. The buildings, except the Anonymous Tomb, are not known very well in the academic circles. This article aims to present the obscure tombs of Anatolian Seljuks in AksarayBook Part AKSARAY'DA KARAMANOGULLARINA AiT ESERLEN TARiIHLENDiRME SORUNLARI(Uluslararast 0rta Anadolu ve Akdenie BeylikleriTarihi, Krlnrrii ve Medeniyeti Semptzyumu - ll, 2016) Erdal, ZekaiAksaray region was an important stopover along the Silk Road that crossed through Anatolia for centuries and the city of Aksaray has a long history. The region came under the control of the Seljuk Turks after the Battle ofManzikert in 1071. The Anatolian Seljuk Sultanate they founded left impodant landmarks in and around Aksaray. The Moroccan traveller Ibn Battuta who was in the region in the 14th century was impressed by the class of Muslim traders that had emerged in Aksaray and noted the urban centre as "a beautiful city, surrounded by waterways and gardens, with a water supply coming right to the houses of the city.''thesis.listelement.badge Aksaray'da Türk Devri Mimarisi(2014) Erdal, ZekaiAksaray were located in the center of Anatolia hand gained a new identity containing Turkish-Islamic cultur and art influence after it was invaded by Anatolian Seljukides in XIIth century. In this study a brief summary of Aksaray was given to indicate the importance of city concerning political and cultural events of the period. Afterwards, architectural activities in centrium of Aksaray and its villages between XIIth-XXth century is defined and research was held concerning the mosques, minarets, madrasah, zawiyahs, tombs, caravanserais, hospitals, turkish baths, bridges, fountains, laundries, aqueaducts, kiosks, bakehouses, schools, libraries, publşc buildings, bazaars survived until today in terms of building techniques and architectural specifications. The searched monuments in our extent of thesis were builded within a long time period which had began from XIIth. Century to first half of XXth century. In this study, plans, facade and material characteristics of the architectural monuments in Aksaray provience were documented through monumental surveys, and their presesnt conditions were recorded by taking their photos.Conference Object ANADOLU SELÇUKLU VE BEYLiKLER DEVRİNDE AKSARAY'IN VAZIYET PLANI(2016) Erdal, Zekai; Yıldız, İrfanAnadolu Selçukluları döneminde önemli bir merkez olan özellikle Sultan II. Kılıç Aslan döneminde bir askeri üs ve sultanın ikametgahı olan Aksaray'da birçok eser inşa edildi. Bu inşa faaliyetleri arasında kale, cami, mescit, medrese, türbe, köprü, hankah, zaviye, çeşme, han ve saray yer almaktadır.Master Thesis Anlam Gelişimi Açısından Çağdaş Sanatta Kare Formu(İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Şahin, OkanBu çalışma, 20.yy’ın başında Modernizm’in iki önemli ressamı Kazimir Maleviç ve Piet Mondrian’ın kare ve ızgara uygulamalarının, Postmodernizm ve sonrasında Çağdaş Sanat içindeki örneklerle karşılaştırmalı olarak ele alınmasına odaklanarak; bu süreçte Modernizm sonrasında kare formu özelinde yaşanan anlamsal dönüşümü ortaya koyma önerisi sunar. Modernizm’in başında Süprematizm ve Yeni-Plastisizm akımları dahilinde bu akımların ana unsuru olan kare ve ızgara formu uygulamaların, yüzyılın ikinci yarısından itibaren biçimsel ve anlamsal noktada uğradığı bozumun çeşitli örneklerle aktarılması ve Postmodernizm sürecinde yeni fikir ve bağlamlarla birlikte yüzyıl başında Süprematizm ve Yeni-Plastisizm’in ele aldığı bağlamlardan uzaklaşması anlatılmaktadır. Kare formu dahilinde bu dönüşüm süreci plastik sanatlarda yaşandığı gibi aynı zamanda mimari ve şehir planlamacılığı noktasında da kendini gösterir. Böylece bu çalışma, plastik sanatlarda kare formunun geçirdiği evreleri inceleyerek, 20.yy’ın sonuna kadar yaşanan bu dönüşümü sunmayı amaçlar. Bu tez, bahsedilen tarihsel sürekliliği inceleyerek, Modernizm sürecinde Maleviç özelinde işlenen kare formunun ‘önce’si ve ‘sonra’sını aktarmayı amaçlayarak, hem bu tarihsel sürekliliği kare formu aracılığıyla göstermeyi; hem de Postmodernizm süreciyle birlikte tarihsel sürekliliğin kendisinin sorgulanışını ve bunun sonucunda yeni bir anlam önerisinin varlığını ortaya koymayı amaçlar.Article Artuklu Yapıları Örnekleminde Sanatta Kültürel Etkileşim(Kadim Akademi Derneği, 2020) Yeşilbaş, Evindar; Acat Akgül, FehimeAnadolu’da XI. yüzyıldan itibaren gelişen kültür ve sanat çok farklı kültürel ve etnik veriler üzerine temellenmiştir. Anadolu sınırları içinde oluşan sanatların daha iyi anlaşılması için sanatın gelişmesini etkileyen ortamı ve kültür çevresini iyi araştırmak bir zorunluluktur. Sanatın içinde kendine yer bulan farklı gelenekleri tespit etmek ve bu geleneklere ait olan unsurları ortaya koymak oldukça önemlidir. Aynı dönem ve yakın çevrede hüküm süren beylikler ve devletler, tarih boyunca kaçınılmaz bir şekilde kültürel ilişkiler içerisinde bulunmuşlardır. Kültürel etkileşimi oluşturan temel husus ise siyasi ve sosyal zeminde yaşanan ilişkilerdir. Bu etkileşimin izlerini ortaya koyan en somut veriler sanat üretimleridir. Sanat yapıtlarında, taçkapı, minare, kemer, örtü sistemi, malzeme, süsleme vb. gibi mimari yapı detayları üzerinden kültürler arasındaki etkileşimin izleri okunabilmektedir. Bu çalışmada, Artuklu Beyliği ile aynı dönemde ve yakın bölgelerde hüküm sürmüş Büyük Selçukluları, Anadolu Selçukluları, İlhanlı, Eyyûbi, Zengî ve Memlûkler’in siyasi, sosyal ve kültürel ilişkileri üzerinden malzeme, teknik, süsleme açısından dönemin yapılarındaki benzer izler incelenmiş ve değerlendirilmiştir.Article ARTUKLU YAPILARI ÖRNEKLEMİNDE SANATTA KÜLTÜREL ETKİLEŞİM(Kadim Akademi Derneği, 2020) Yeşilbaş Evindar; Acat Akgül, FehimeAnadolu’da XI. yüzyıldan itibaren gelişen kültür ve sanat çok farklı kültürel ve etnik veriler üzerine temellenmiştir. Anadolu sınırları içinde oluşan sanatların daha iyi anlaşılması için sanatın gelişmesini etkileyen ortamı ve kültür çevresini iyi araştırmak bir zorunluluktur. Sanatın içinde kendine yer bulan farklı gelenekleri tespit etmek ve bu geleneklere ait olan unsurları ortaya koymak oldukça önemlidir. Aynı dönem ve yakın çevrede hüküm süren beylikler ve devletler, tarih boyunca kaçınılmaz bir şekilde kültürel ilişkiler içerisinde bulunmuşlardır. Kültürel etkileşimi oluşturan temel husus ise siyasi ve sosyal zeminde yaşanan ilişkilerdir. Bu etkileşimin izlerini ortaya koyan en somut veriler sanat üretimleridir. Sanat yapıtlarında, taçkapı, minare, kemer, örtü sistemi, malzeme, süsleme vb. gibi mimari yapı detayları üzerinden kültürler arasındaki etkileşimin izleri okunabilmektedir. Bu çalışmada, Artuklu Beyliği ile aynı dönemde ve yakın bölgelerde hüküm sürmüş Büyük Selçukluları, Anadolu Selçukluları, İlhanlı, Eyyûbi, Zengî ve Memlûkler’in siyasi, sosyal ve kültürel ilişkileri üzerinden malzeme, teknik, süsleme açısından dönemin yapılarındaki benzer izler incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Artuklu yapılarında iki renkli taş kullanımı, dilimli kemer formları, mukarnas kavsara, eyvan, selsebilli eyvan- avlu, dilimli kubbe, minare formu ve mekân tasarımı açısından benzerlikler tespit edilmiştir.Article BAFRA KIRSAL KONUTLARINDA ÇIKMALAR(Sinop üniversitesi, 2019) Tümer, ŞerifÇıkmalı ev mimarisi, Türk sivil mimarlığının temel unsurlarından birisi belki de enkarakteristik özelliğidir. Gerek imparatorluk başkenti İstanbul’da gerekse Anadolu’nun birçok yerinde çıkmalı evlere rastlamak mümkündür. Fakat kırsal mimari özelinde hattadağ köylerinde çıkmalı (cumbalı) ev mimarisine rastlanması, büyük kentler ölçeğindekiTürk sivil mimarlığı zevkinin , Anadolu kırsalındaki yansıması olarak karşımızaçıkmaktadır . Mahrem unsur olan ev içinin kent mimarlığında dışarıya açılmasını sağlayan,cephenin hareketlendirilmesi amacının yanı sıra manzara arayışının bir sonucu olançıkmaların kırsal bölgelerde karşımıza çıkması Anadolu kırsal mimarlığında işlevselliğinyanı sıra beğeni arayışının da net bir göstergesidir. Karadeniz bölgesinin karakteristik malzemes i ahşap da dâhil olmak üzere çeşitli malzemelerden yapılan Bafra köy evlerindekiçıkmalar bu çalışmanın konusu olacaktır. Bu çıkmalar konum, malzeme, strüktür gibi yö nlerden incelenerek önemleri ortaya konulacaktır. 8 köyden 32 evin inceleneceği buçalışmayla Bafra kırsal konut çıkma türleri belirlenecek olup Anadolu kır konutlarıarasındaki yeri ve önemi belirtilecektir. Böylelikle bu konu üzerine çalışan araştırmacıl ariçin bir kaynak görevi görecektir. Şehir evlerinde sıkça karşımıza çıkan ve uygun olmayanarazi şartlarında üst kat plânını düzeltmek amaçlı başvurulan kat çıkmalarının Bafra köy evler inde çok sık görülmemesi, köylerdeki geniş ve uygun arazi şartlarında bu kullanımagerek duyulmamasından kaynaklıdır. Yine özellikle kent mimarlığında karşımıza çıkan sofaçıkmalı köy evlerinin Bafra kırsal mimarlığında sıkça uygulanması Bafra köy evlerinde beğeninin, işlevselliğin önüne geçtiğinin göstergesidir. Bu makale ‘‘Bafra Kırsal Mimarisi’’ isimli ve hâlen yazım aşamasında olan doktora tezi kapsamında yazılmıştır.Article Bafra’nın Geleneksel Ahşap Köy Evleri(Artuklu İnsan ve Toplum Bilim Dergisi, 2020) Tümer, ŞerifSamsun iline bağlı bir ilçe olan Bafra gerek nüfus gerekse yüzölçümü bakımından bazı illerden daha büyük bir ilçedir. Bafra’nın tarihsel sürecini milattan önce 5000 yıllarından itibaren takipedebilmekteyiz. İkiztepe yerleşimi bu noktada gerek arkeolojik açıdan gerekse geleneksel ahşapkonutların gelişim aşaması bakımından oldukça önemlidir. Bu yerleşimde yapılan kazı çalışmalarıneticesinde ahşap malzemenin konutlarda kullanımının Bafra özelinde yaklaşık 2500 yıllık bir tarihiserüveni olduğu anlaşılmıştır. Sadece malzeme değil yapım sisteminin de günümüzde hâlâ varlığınısürdürdüğü görülmektedir. Çantı/çandı ve kandil ev olarak da bilinen ahşap evler Bafra’nıngüneyinde, yükseltiye bağlı gelişim gösteren köylerde karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarsonucunda ahşaptan yapılmış 50 konut tespit edilmiştir. Bu çalışmada, içine girilen ve ölçüsü alınan34 konut incelenecektir. Konutların çoğu günümüzde hâlihazırda kullanılmaktadır. Fakat bukonutların artık terkedilmeye başlandığı, mevcut konutların yanına modern tabir edilen konutlarıninşa edildiği görülmüştür. Ahşap konutlar ise ya kaderine terkedilmiş durumda ya depo olarakkullanılmakta ya da sökülerek yakacak olarak kullanılmaktadır. Ulaşım ağının gelişmesi, ekonomikkoşullardaki iyileşme ise bu süreci ciddi anlamda hızlandırarak geleneksel ahşap konutların hızlayok olmasına neden olmaktadır. Mevcut ahşap konutların birkaç on yıl içerisinde tamamen ortadankaybolabileceği öngörüsü ile oldukça önemsediğimiz bu çalışma -belki de- Bafra köylerindeki sonörneklerin ele alındığı bir çalışma olarak kayıtlara geçecektirBook Part Bafra'nın Geleneksel Cumbalı Köy Evleri(Berikan Yayınevi, 2023) Tümer, ŞerifGeleneksel Türk evi, yayılım gösterdiği tüm alanlarda iç mekân teşekkülü,cephe düzeni ve mimari detayları ile kendine has üslûp özelliklerine sahip yapıtiplerindendir. Türk şehrinin temel unsurlarından olan geleneksel konutlar, so- kak dokusu ve konutun so kak ile olan ilişkisi açısından da Türk sanatının ince-lemeye değer çalışma alanlarındandır. Türk evinin dış dünyayla olan ilişkini dü-zenleyen bir mimari birim olarak karşımıza çıkan cumbalar ise geleneksel Türkevinin en karakteristik öğesidir. Osmanlı Devleti’nin yayılım gösterdiği coğraf-yada yoğun olarak karşımıza çıkan bu kullanım Anadolu geleneksel konutununda en önemli öğesi olarak yüzyıllardır varlığını sürdürmüştür.Conference Object Bir Eğitim Kampüsü; Mardin Kasımiye Medresesi(İLMİ ETÜDLER DERNEĞİ, 2023) Acat Akgül, FehimeMardin Kasımiye Medresesi, Mardin’in güney batısında Bab-ı Zeytun olarak bilinen bölgenin dışında oldukça eğimli bir arazi üzerinde yer alır. Yapı, Osmanlı vakıf kayıtlarında Kasım Paşa Medresesi olarak geçmektedir. Kasım Paşa Medresesi, “zaviye ve mescid” veya “medrese ve zaviye” olarak Osmanlı dönemi vakıf kayıtlarına geçmiştir. Tarihsel süreç içerisinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, bir ucu Akdeniz’de başlayıp diğer ucu Basra körfezine uzanan “bereketli hilal”in tam tepe noktasını oluşturan Mardin, Güneydoğu Anadolu bölgesinin ve Orta Çağ’ın en önemli kentlerinden biridir. Hareketli kültür ortamının ürünü olan kent, tarih boyunca önemini korumuş ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Mardin şehir dokusu ve fiziki yapısının bölgede hüküm süren Artuklular devrinde gelişip şekillendiği ve mimari bir gelenek olarak devam ettiği görülmektedir. Artuklular’dan sonra kentte ve bölgede hâkim olan Akkoyunlu ve Osmanlı Devletleri, Artukluların kent mimarisinin şekillenmesinde önemsediği geleneği sürdürmüşlerdir. Çalışmamızda Kasımiye Medresesi’ni plan, mimari ve malzeme/teknik özellikleri açısından irdeleyeceğiz. Günümüzde oldukça sağlam ulaşan yapının Artuklu devrinde inşa edilen medrese mimarisi ile benzer özellikler sergilemesi nedeniyle Artuklu devri son dönemlerinde inşa edildiği ve Akkoyunlular tarafından tamamlandığı düşünülmektedir.Article Bir El Yazma Üretim Merkezi Olarak Şiraz ve Resim Üslubunun Türkmen Dönemindeki Dönüşümü(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2020)İran’ın Fars eyaletinde yer alan ve önemli bir kültür sanat merkezi olan Şiraz, 14. yüzyıl başlarından 16. yüzyılın ortalarına kadar bu özelliğini korumuştur. İran edebiyatına ait çeşitli eserlerin olduğu, resimli el yazmaları bu kentte, süreklilik içerisinde ve zaman zaman yerel metotlarla hazırlanmıştır. Bu metotla üretim, eserlerin sayı olarak artışına katkı sağlamıştır. El yazmaların sayı olarak arttığı zaman aralığı Türkmen Dönemi olarak bilinen Karakoyunlu (1351-1469) ve Akkoyunlu (1340- 1514) beyliklerinin var olduğu zaman dilimine denk gelmiştir. Böylece yeni üretim metodu ile birlikte yeni bir dönemde Şiraz’da yerleşik olan resim üslubu yeniden yorumlanmıştır. Bu çalışmada, Şiraz kentinin önemli sanat merkezi olmasını etkileyen başlıca unsurlardan bahsedildikten sonra kentte gerçekleştirilen kitap üretimi ve mevcut üretimi şekillendiren bazı unsurlar üzerinde durulmuştur. Üretim ile birlikte Şiraz’da hazırlanan resimli kitaplarda var olan resim üslubundan bahsedilmiş ve Türkmen dönemindeki durum değerlendirilmiştir. Üslubun şekillenmesine etki eden nedenler ve konunun odaklanıldığı dönemdeki resim üslubundaki dönüşüm eldeki mevcut bilgiler ışığı altında ele alınmıştır.Article BİR MEZARTAŞINDA SAKLI TARİH(2017) Erdal, ZekaiMezar taşları boyut olarak küçük olsalar da, üzerindeki yazılar nedeniye birçok yapı ile yarışacak kadar önemli eserlerdendir. İçinde yatan kişinin kim olduğunu, statüsünü, ölüm sebebini, ölüm tarihini, sade yada süslü cümlelerle anlatan mezar taşaları, kişinin dünyadaki konumuna göre de ihtişamlı ve görkemli olabilmektedir. Siirt İli, Baykan İlçesi’ne bağlı Derzin (Adakale) Köyü’ne hakim bir tepe üzerinde, kale, medrese, cami, türbeler ve onlarca mezar taşı bulunmaktadır. Bu eserlerin hepsi Osmanlı Devleti zamanında yurtluk-ocaklık sistemine göre bölgede varlık gösteren Zırki Beyliğine aittir. Ancak bu eserler arasında bir mezar taşı vardır ki, üzerindeki bilgiler ile bölgedeki Şerefhani etkisinin Zırkiler üzerindeki egemenliğini göstermektedir. Siirt bölgesindeki Bitlis-Zırki iktidar mücadelesinin somut bir örneği olan araştırmaya konu mezartaşı Muhammed Halef Bey’e aittir.Muhammed Halef Bey’in kim olduğu ve iktidar mücadelesi , hem mezartaşındaki bilgiler, hem de arşivdeki belgeler ile ortaya konulmuştur.Article Bizans Dönemi El Yazması: Topkapı Sarayı G.i.8 Nüshası Resimlerindeki Alegorik Unsurlar(AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ, 2019) NECLA KAPLANBugün Topkapı Sarayı Müzesi’nde G.İ.8 numarada kayıtlı bulunan Bizans Dönemi Resimli Oktateukh el yazması 12. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos’un (1081-1118) oğlu Porfirogennetos İsaakios Komnenos tarafından hazırlanan eser, Yunanca küçük harflerle yazılmış Eski Ahit’in ilk sekiz kitabını içeren 569 sayfalı ve 301 resimli bir el yazmasıdır. Eserde geçen hikâyeler resimlerle görselleştirilmiştir. Bazı hikâyelerin resimlenmesinde alegorik unsurların kullanıldığı dikkat çekmiştir. Söz konusu nüshada görülen alegorik figürler bildiri konusu olarak seçilmiştir. Genişletilmiş bir metafor, soyut kavramın resim diline dönüştürülmesi, başka bir şey söylemek anlamına gelen alegori, dini bağlamda kullanıldığında bir hikâyenin ya da sanat eserinin teolojik değerlerinin sembolü olarak yorumlanması, görsel olarak anlatılması şeklinde tanımlanabilir. Alegori; antikçağ, ortaçağ, rönesans metinlerinde, tiyatroda ve resimde de tercih edilmiştir. Ortaçağ kitap ve duvar resimlerinde, kilise süslemelerinde soyut kavramın veya olgunun anlaşılmasını sağlamak için basitleştirilerek kullanılmıştır. Topkapı Sarayı G.İ.8 Oktateukh el yazmasında; “Âdem’in Hayvanlara İsim Vermesi” sahnesinde Kartal, “Musa’nın Nehirde Bulunması ve Rab’bin Musa’ya Vadedilen Toprakları Göstermesi” sahnelerinde Güvercin ve “İlk Doğanların Ölümü Belası” sahnesinde Yılan figürleri görülmektedir. Çalışmada, Eski Ahit konulu Bizans el yazmasında geçen hikâyeleri görselleştiren resimlerde görülen Kartal, Güvercin, Kuğu ve Yılan figürleri neyi ifade ediyor? sorusuna yanıt aranacaktır. Metin resim ilişkisi göz önünde bulundurularak figürlerin ikonografik ve alegorik anlamları irdelenmiş, sembolik ifadeleri açısından resmin çözümlemesi yapılmıştır. Bildirinin amaçlarından biri Bizans resim sanatını temsil eder nitelikteki söz konusu el yazmasının resimlerinde görülen alegorik unsurlara dikkat çekmek ve ikonografik açıdan irdelemektir. Diğer önemli amacı ise el yazmasındaki bu alegorik unsurların sembolik anlamlarına değinmektir.Book Part Bizans Dönemi Resimli El Yazmalarda Kale Kent Motifi(Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2022) Kaplan, Neclaİnsanların toplu bir şekilde yaşamalarını mümkün kılan ayrıca kültür ve medeniyetin göstergesi olan kentler; kültürel, sosyal ve siyasal tarih için önemli bilgiler sunan olgular olarak halen merak edilen konulardandır. Bu nedenle, kentlerin gelişim sürecini gösteren tarih boyunca meydana gelen gelişmeler dikkatle araştırılmaktadır. Bunun için kentin kökenini ve fiziki özelliklerini ortaya koyan bulgulara, kalıntılara ve görsellere ihtiyaç duyulmaktadır. Böylece zaman içinde meydana gelen değişim ve dönüşümler hakkında fikir sahibi olunabilmekte ve kentsel yapı türleri ile işlevleri ortaya konulabilmektedir. Kısacası kentin gelişim sürecinin anlaşılması için kent tarihi araştırılmaktadır. Bu bağlamda, Antik dönemden modern döneme değin uzun bir kronolojiye sahip kent tarihi için Orta Çağ, zincirin önemli bir halkasını oluşturmaktadır. Nitekim, Orta Çağ’ın en önemli aktörlerinden olan Bizans/Doğu Roma (324-1453) araştırmacılar için dikkat çekici bir konumda durmaktadır. Bizans İmparatorluğu Mezopotamya, Mısır ve Helenistik gibi kendisinden önce gelen çeşitli kültürlerin bir sentezi ve birikimi olan Roma kültürünün de son temsilcisidir. Bu nedenle, Bizans’tan kalan mimari kalıntılar, görsel ve yazılı belgeler önemli başvuru kaynaklarıdır. Bu kaynaklardan resimli el yazmaları da sundukları tasvirlerle dönemin görsel hafızasını aktaran zengin bilgiler içermektedir. Bizans dönemi el yazma resimlerinden günümüze gelen; Süryanice Rabula Dörtlü İncil (586), Viyana Genesis (6. yy), II. Basil'in Menolojisi (10. yy), Vat.gr.747 Oktateukh (11. yy), Atina Tetraevangelion 93 (12. yy) ve Septuaginta-Oktateukh-G.İ.8 (12. yy) resimli el yazmaları bu kapsamda değerlendirilmiştir.specialist-thesis.listelement.badge Bizans Dönemi Resimli Oktateukh El Yazması: Seraglio (Topkapı Sarayı Gi. 8)(ANADOLU ÜNİVERSİTESİ, 2017) NECLA KAPLANTezin konusu “Bizans Dönemi Resimli Oktateukh El Yazması: Seraglio (Topkapı Sarayı Gi. 8)”dur. Bizans’tan günümüze kalan Türkiye’deki tek resimli Oktateukh el yazması olması nedeniyle tez konusu olarak seçilmiştir. 12. yüzyıla tarihlendirilen Topkapı Sarayı G.İ.8; Yunanca küçük harfle yazılmış resimli Eski Ahit metni içeren 569 folyolu, 301 resimli, üç ciltlik bir el yazmasıdır. El yazmasının tüm resimlerini kapsayan bir katalog hazırlanmış, ilgili konuların Yunancadan Türkçeye çevirisi yapılmış, resim-metin ilişkisi irdelenmiş, resimler ikonografik ve üslup açısından değerlendirilmiş ve farklı dönem resimli el yazmalarıyla karşılaştırma yapılmıştır. El yazmasının resimleri detaylı incelendiğinde, birbirinden farklı tarzda yapılmış pek çok resmin olduğu görülmüştür. Aralarında benzerlik kurulabilen resimler dikkate alındığında, A’dan H’ye kadar 8 üslup grubunun olduğu ve bazı resimlerin de onarım gördüğü tespit edilmiştir. El yazmasının başından sonuna kadar değişim gösteren resimlerinin gelişim sürecini anlayabilmek ve onarım gördüğü dönemi tespit etmek için farklı dönem el yazmaları incelenmiştir. Topkapı Sarayı G.İ.8 el yazmasının resimleri; Sina Gr. 1186 (11. yy.), plut., 9.28 (11. yy.), Vatikan Gr. 747 (11. yy.), Vatikan Gr. 746 (12. yy.), İzmir A. 1 (12. yy.), Vat. Gr. 1162 (12. yy.), Oxford Bodleian Gr. Th. F1 (14. yy.) ve Codex Gr.5 (14. yy.) ve diğer el yazmaların resimleriyle karşılaştırılmıştır. iv Yapılan karşılaştırmalar sonucunda, Topkapı Sarayı G.İ.8 el yazmasının resimlerinin 11-12. yy el yazmalarında görülen kalıplaşmış ikonografik programlarla benzer olduğu ve orijinaline bağlı kalınarak 14. yüzyılda Palaiologoslar döneminde onarım gördüğü önerilebilir.Article Book Review on Ritual and Art: Matthew P. Canepa. (2009). The Two Eyes of the Earth:Art and Ritual of Kingship between Rome and Sasanian Iran.(2017) Batuhan, TuğbaAuthor Matthew P. Canepa details the visual material in cultural context with other uttering elements, rituals and power, about Sasanian and Roman royal interaction.