MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Yüksek Lisans Tezleri - Karma

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/57

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 728
  • Master Thesis
    Koronavirüs (Covid-19) Sonrası Dönemde Turizm ve Otelcilik İstihdamının Geleceği: Mardin İli Otel İşletmeleri Örneği
    (2025) Uçan, Başak Arık; Kodaş, Betül
    Turizm dış etkenlerden en hızlı ve en çok etkilenen sektörlerden biridir. Yakın zamanda yaşanan pandemi, turizm sektörünü ciddi şekilde olumsuz etkilemiştir. Pandemi gibi olumsuz faktörler, işletmelerin kapanmasına, çalışan sayısında azalmaya gidilmesine ve işletmelerin güç kaybetmesine yol açmıştır. Turizm sektörünü dış etkenlerden kolayca etkilenmesi ve birçok iş koşullarının bu durumlardan etkilenmesiyle birlikte, bu çalışmada konaklama işletmelerinde çalışan bireylerin turizm sektöründeki çalışma koşulları, iş güvencesizliği ve COVID-19 sonrası bu güvencesizliğin geleceğe yönelik kaygıları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu araştırmada, COVID-19 sonrası dönemde turizm ve otelcilik çalışanlarının istihdamının geleceğine yönelik algıları incelenmiştir. Veri analizi için nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi ve betimsel analiz yöntemi uygulanmıştır. Araştırma da 14 katılımcı ile yapılan görüşmelerden elde edilen verilerin analizi sonucunda, kodlar (76) aracılığıyla temalar belirlenmiştir. İçerik analizi yöntemiyle 4 ana tema belirlenmiştir. Belirlenen 4 ana tema ise 10 alt tema altında toplanarak derlenmiştir. Bu ana temalar; turizm ve otelcilik sektöründeki çalışma koşulları, konaklama işletmeleri, otel çalışanlarının nitelikleri ve COVID-19'un turizm ve otelcilik sektörü ile otel çalışanları üzerindeki etkileridir. Bu çalışmada Mardin ilinin merkezinde bulunan beş yıldızlı konaklama işletmelerinde art ve orta kademede çalışan bireylerle yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak, turizm sektörü çalışanlarının sektöre yönelik bakış açıları, sektördeki istihdam edilebilirlik ve geleceğe dair kaygıları ele alınmıştır. Araştırma bulguları doğrultusunda, işletme yöneticilerine ve iş verenlerine çeşitli önerilerde bulunulmuştur
  • Master Thesis
    Zazakî de standartîzekerdişê termê huqûqî
    (2024) Gökdemir, Mehmet Emin; Kırkan, Ahmet
    Bu çalışmada hukuk mesleki terimleri Zazaca dialetiği üzerine bazı tespitlerde bulunulmuştur. Zazaca dialektiğinde mesleki sözcükler terminolojisin üzerine pek çalşma gerçekleştirilmemiştir bu sebeple hukuk sözlüğü üzerine bir çalışma yapılması ihtiyacı görülmüştür. Bu çalışmanın amacı zazaca hukuk terimleri üzerine terminolojik bir çalışma gerçekleştirmektir. Terimler her dilde farklı şekillerde karşılık bulmuşken Zazaca dilinde hukuk sözlüğü üzerine henüz bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Bu çalışma kendi içerisinde bir çok dildeki karşılıklarını karşılaştırarak istifade etmiştir. Bu çalışma her bir terimsel sözcük üzerine Kurmançca, Türkçe, ve İngilizce dillerindeki sözcüklerin neler oldukları tespit etmek ve bu sözcükleri Zazaca dilinde karşılayabilecek sözcükleri bulup önermektir. Bu çalışma önceliğine Mezopotamya Vakfı ve Diyarbakır Barosunun ortaklaşa Kurmaçca hukuk terimleri sözlüğü alanında yazılmış olan ''Ferhenga Têgihên Huqûqî'' almaktadir. Buradan sözcükler, sıralanış ve diğer dillerdeki karşılıkları alınmıştır. Daha sonra Zazaca kaynakça ve sözlüklerden bu kelimelerin karşılıklarını bulma çalışması yapılmış. Her sözcük içn bir paragraf içerisinde açıklama, cümle içinde kullanma ve öteki alternatifler gösterilmiştir. Zazacaya çevrilen bu sözcükler son bölümde tablo şeklinde gösterilmiştir.
  • Master Thesis
    Anadilini Kürtçe Olarak Belirten Üniversite Öğrencilerinin Etnik Kimlik Oluşumunda Sosyal Medyanın Etkisi: Dicle Üniversitesi ve Mardin Artuklu Üniversitesi Örnekleri
    (2024) Şahin, İbrahim; Yıldırım, Serdar
    Gelişen ve yaygınlaşan sosyal medya platformları, milyonlarca kullanıcıya ulaşarak sosyal bilimlerde yeni bir araştırma alanı haline gelmiştir. Sosyal medya platformlarının işlevleri ve kitleleri harekete geçirme potansiyeli nedeniyle, bu platformlar yeni toplumsal mekânlar olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal mekânlar, bireyler arası ilişkileri, kültürel ve toplumsal dinamikleri etkileyebildiği gibi bireylerin etnik kimlik algılarını da etkileyebilir. Bu bağlamda, günlük hayatımızda önemli bir yer edinen sosyal medya platformlarının bireylerin etnik kimlik algılarına etkileri araştırma konumuzu oluşturmaktadır. Araştırma nicel bir araştırma olup Mardin Artuklu Üniversitesi ve Dicle Üniversitesi'nde okuyan ve anadili Kürtçe olan öğrencilerle anket tekniği ile yapılmıştır. Çalışma, katılımcı öğrencilerin etnik kimlik ve sosyal medya pratikleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Bu ilişkiyi sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek amacıyla, katılımcılara etnik kimlik, sosyal medya kullanım amaçları, sosyal medyada kullandıkları dil, sosyal medya içerikleri ve siyasal görüşleri ile ilgili sorular yöneltilmiştir. Elde edilen veriler kategorize edilerek, Mardin Artuklu Üniversitesi ve Diyarbakır'da bulunan Dicle Üniversitesi'nde okuyan, anadili Kürtçe olan öğrencilerin etnik kimlik oluşumunda sosyal medyanın etkisine dair genel bir profil oluşturulmuştur. Bulgularımıza göre MAÜ'de kendini Kürt olarak tanımlayan katılımcılardan Kürtçeyi çok iyi bildiklerini belirtenlerin oranı %82.86 iken DÜ'de bu oran %55.08'tir. Bu veriler, başka kuruluşların sahada Mardin (%80.2) ve Diyarbakır'da (%64.4) Kürtçenin kullanımıyla ilgili yaptıkları tespitlerde uyumludur. MAÜ ve DÜ'de, Kürtçeyi çok iyi bildiklerini belirten katılımcıların %37.5'inin genellikle sosyal medyada kültürel kimlikleriyle ilgili paylaşımlar yaptıkları, %20'sinin yalnızca tarihsel veya özel günlerde, %25'inin çok nadir paylaşım yaptıkları ve %17.5'inin ise hiç paylaşım yapmadığı tespit edilmiştir. Katılımcıların genelinde sosyal medyada etnik kimlikleriyle ilgili paylaşımlar konusunda siyasi ve hukuki endişeler olduğu, 'fişlenme' kaygıları taşıdıkları görülmüştür. Katılımcıların yaklaşık yüzde sekseni etnik kimlik oluşumlarında aileyi başat faktör olarak görmektedir. Sosyal medyanın etnik kimliğin oluşumunda etkili olduğunu düşünenlerin oranının iki üniversitede (DÜ %17.4 ve MAÜ %45.7) farklı olduğu görülmüştür. DÜ'deki oran oldukça düşük kalmıştır. Çalışma, bunun sebebinin siyasal yönü ağır basan bir kent olan Diyarbakır'da etnik kimlikle ilgili dijital paylaşımların 'fişlenme' kaygıları nedeniyle az olmasına bağlamaktadır. Sosyal medyada az görünen kimliğin etkisi de az olmaktadır. Mardin'de ise hem şehrin daha küçük olması hem de siyasallaşmanın daha az olması nedenleriyle sosyal medyanın etkisinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler: Mardin Artuklu Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Kürt kimliği, Etnisite, Sosyal Medya Anahtar Sözcükler: Mardin Artuklu Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Kürt kimliği, Etnisite, Sosyal Medya
  • Master Thesis
    Üniversitelerde İç Kontrol Sisteminin ve Bileşenlerin Gelişim Sürecinin Değerlendirmesi: Mardin Artuklu Üniversitesi Örneği
    (2024) Öztürk, Mehmet; İnan, Cemil; İnan, Cemil
    İç kontrol; süreç ve akışları içerisine konulan, bireylerden etkilenen, üniversitelerin hedeflerine ulaşmak için kullandıkları aynı zamanda belli ölçüde güvenirliliğinin sağlanması için bir araçtır. Bir üniversitenin güvenirliliğinde, kurumsallaşmasında, eğitim ve öğretimde, kural ve mevzuata uygunluğunda, birimlerin verimliliği ve etkinliği iç kontrol sisteminin varlığı ya da işlerliği yardımcı olmaktadır. Bu araştırma devlet üniversitelerinden biri olan Mardin Artuklu Üniversitesinin İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığının İMİD'de iç kontrol varlığnın araştırılması amacı ile yapılmaktadır. Kuramsal çerçevede iç kontrol sisteminin örgütler için önemine ağırlık verilmiş, buna ek olarak güvenilir ve aktif bir iç kontrol mekanizmasının bir İMİD'de nasıl kurulacağı ve geliştirileceği tanıtıldıktan sonra araştırmanın problemi ve alt problemleri belirlenmiştir. ''Nitel Araştırma Yöntemlerinden'' kaynak tarama yöntemi (Mardin Artuklu Üniversitesinin de aralarında bulunan 129 devlet üniversitelerin wep sayfaları incelenerek) veri toplamak amacı ile kullanılmıştır. Bulgular; toplanan betimsel veriler tablolara işlenerek oluşturuldu. Yapılan değerlendirmelerden; Mardin Artuklu Üniversitesinin İMİD'de iç kontrol sitemin kurulu olup olmadığı, genel toplamına bakıldığında 129 adet üniversitenin 66 altında iç kontrol sistemini kurulduğu. İMİD'de bağlı personelin, hizmet alanını incelendiğinde; çoğu personelin bu birimde risk var diye çalışmak istemediği. İMİD'in muhsebe alanıyla ilgili calısmaları irdelendiğinde; İMİD'in eliyle yürütülen çoğu işlemlerin uzman kişiler tarafından yapılmadığı tespit edilmiştir. İMİD'lerin iç kontrol siteminin kurulmasında önemli bir yeri olan iç denetim bulgusundan; yeni kurulan Mardin Artuklu Üniversitesinin iç denetçisi olamdığıdan iç denetimin yapılamadığı. İç kontrol sistemlerinin neleri yapamadığı konusunda ise; kurumlar ve işletmeler belirlediği hedeflere ulaşmak için her türlü özveri ve gayreti sarf ettiği ama iç kontrol sisteminin mevzuata bağlı olması sebebiyle hedeflere ulaşılamdığı, tespit edilmiştir. Sonuç olarak yeni kurulan ve aralarında Mardin artuklu Üniversitesininde aldığı çoğunda bu sitemin oturmadığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: İç Kontrol, İç Denetçi, Devlet Üniversitesi, İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı
  • Master Thesis
    Doğal Afetlerin Seçmen Davranışı Üzerindeki Etkisi: 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimleri Adıyaman Örneği
    (2024) Güngören, Neslihan; Yıldırım, Serdar
    Serbest seçimler yoluyla iktidarın belirlenmesi demokrasinin en temel unsurlarından biridir. Genel oy ilkesinin dünyaya daha çok yayılmasıyla, belli bir yaşın üstündeki hemen herkes seçmen olmuş ve seçimlerde yarışan partilerin 'ikna etmesi' gereken insan sayısı birçok ülkede on milyonlarla ifade edilir olmuştur. Bu da beraberinde seçmenlerin davranışlarını nelerin etkilediği ile ilgili araştırmaları getirmiştir. Çalışmamız da seçmen davranışı literatürüne, büyük bir afetten hemen sonra yapılan seçimlerdeki seçmen tercihlerini inceleyerek katkı sunmayı amaçlamıştır. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerde en çok zarar gören yerleşim birimlerinden biri de Adıyaman Merkez ilçesi olmuştur. Çalışmamız, yaşanan büyük yıkımın Adıyaman Merkez ilçede ikamet eden seçmenlerin Mayıs 2023 Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerindeki tercihlerini etkileyip etkilemediği sorusu üzerinden doğal afetle gelen yıkımın seçmen davranışını ne ölçüde etkilediğini incelemiştir. Çalışma, Mayıs 2023 seçimlerinde Adıyaman Merkez ilçesindeki kayıtlı seçmenler arasından Basit Rastgele Örnekleme yöntemi ile seçilen 411 katılımcıyla anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın bulguları, AK Parti'nin yeniden inşa ile ilgili vaatleri büyük oranda inandırıcı bulunmamış olduğu halde en çok da evi tamamen yıkılan grubun iktidara oy verdiğini göstermiştir. Ev hanımları ve özel sektör çalışanları depremden en çok etkilenen kesim olarak öne çıkarken bu kesimde de iktidar lehine oy kullanma yüksek çıkmıştır. Bulgular, muhalefetin vaatlerinin daha da az inandırıcı bulunduğunu ve seçmenin rasyonel tercih kuramı ile uyumlu hareket ettiğini göstermiştir. Seçmen, iki rakip tarafın da yeniden inşaya dair vaatlerini inandırıcı bulmamış ve değişimin getireceği belirsizlik ve risklerden kaçınarak, önceki seçimlerdeki tutumuyla uyumlu olarak da, yine iktidar partisine ve adayına oy vermiştir. Mayıs 2023 seçimleri ile ilgili saha çalışmaları tamamlandıktan sonra yapılan Mart 2024 Yerel Seçimlerinde, Adıyaman'da 2023 seçimlerinden çok farklı bir tablo ortaya çıkınca, tezimizin kapsamı içinde bulunmadığı halde, yerel seçimlerle ilgili 38 kişilik mini bir anket de çalışmaya eklenmiştir. Bu rakamın iki seçim arasında birebir karşılaştırma yapmaya imkân vermediğinin farkındayız. Lakin vakit darlığı nedeniyle 2023 ile aynı ölçekte bir çalışma gerçekleştirilememiş ve yerel seçimleri tamamen dışarıda bırakmak ile mini bir anketle sınırlı bir değerlendirmeyi teze eklemek arasındaki tercih ikinciden yana kullanılmıştır. Bulgular, yerel seçimlerde 2023 AK Parti seçmeninden önemli oranda, HDP seçmeninden de belli bir oranda CHP'ye yönelme olduğunu göstermiştir. Bu yönelme özellikle, depremle gündelik hayatı en çok alt-üst olmuş kesim olan ev hanımları arasında diğer tüm gruplardan yüksek seyretmiştir. İktidar seçmeninin önemli bir kısmı aradan geçen 10 ayda depremin etkilerini daha çok hissetmeye başlamış ve oyunun yönünü değiştirmişken, HDP seçmeni de kazanabileceğini düşündüğü muhalefet adayına yönelmiştir.
  • Master Thesis
    Baudrıllard Perspektifinden Sosyal Medya ve İtibar İlişkisi: Black Mirror Dizisi Nosedıve Bölümü Örneği
    (2024) Çelik, Mihriban İlbaş; Karadeniz, Sıtkı
    Baudrillard, medyayı sınırsız sayıda üretilebilen, anlamlarını yitirmiş çıktılar olarak tanımlamaktadır. Düşünür, doğrudan sosyal medya üzerinden bir tahlilde bulunmamasına karşın, medya, kitle ve itibar ilişkilerini analiz etmiş; bu kavramları potlaç kültürü ile açıklamıştır. Moda, reklam gibi yeni yüzyılın öne çıkan iletişim kanalları aracılığıyla benlik oluşturmak, beraberinde bunun için ciddi bir fedakârlığı da getirmektedir. Kitlenin talepleri doğrultusunda elde edilecek benlik, medyanın ürettiği şeffaflıkla itibar veya itibarsızlaşmaya yol açacaktır. Şeffaflık, toplumun gündelik yaşam fenomenlerine eklemlenerek ânı yok etmekte ve gerçek olanı gerçeğe benzeyenle değiştirmektedir. Hızla gelişen dijital gösteri sektörüne popüler bir giriş yapan post apokaliptik dizilerden biri olarak Black Mirror, her bölümünde farklı bir tasarımın olduğu birer hipergerçek gelecek sunumu yapmaktadır. Dizinin Dibe Vuruş olarak çevrilen Nosedive bölümü; Baudrillardcı bir bakışla, simülakr yığını modern dünyanın itibar için yağmalanmaya hazır bireylerini yeni bir perspektif ile göstermektedir. Nosedive; toplumda bireyler yerine sanal kimliklerin yer aldığı, duyguların taklit ve senaryo ile performe edilmiş bir göstergeye bağlı olduğu dünyanın yansımasıdır.
  • Master Thesis
    Nomînal morfolojî yê Zazakî ser o cigêrayîşêk: Nimûneyê fekê Herte
    (2024) Narin, Abdullah; Kırkan, Ahmet
    İrani dil ailesinin kuzey batı dil grubuna ait olan Kürtçenin Zazaca lehçesi üzerine yeterince çalışma yapılmamıştır. Bu yüzden Zazaca üzerine yapılacak her çalışma önem arz etmektedir. Bununla birlikte Zazaca konuşanlar arasında ciddi farklı dilsel kullanımlar bulunmaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar Zazacayı üç temel ağıza ayırmaktadır; kuzey, merkez ve güney ağızları. Bu ağzılara ek olarak her bir ağız kendi içerinde farklı kullanımlar barındırmaktadır. Bu çerçeve de bu çalışmanın amacı Karpuzlu köyünün dilsel özelliklerini ortaya çıkarmaktır. Bu dilsel özelliklerden nominal morfoloji özerinde durulacaktır. Karpuzlu köyü Kulp/Diyarbakıra bağlı olup bu bölgede henüz konu hakkında bu tür bir çalışma yapılmadığından böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulmuştur. Bu yüzden bu çalışma bir bölgenin ağzının nominal morfolojik özelliklerini Zazaca dilbilim ağızları haritasına ilave etmek istemektedir. Çalışmamızda öncelikle konu hakkında sorular hazırlanmış olup bu sorular hem Zazaca hem de Türkçe bilen 30-60 yaş arası kişilere sorulmuş ve cevaplar kaydedilmiştir. Sorular dışında bu kişilerden birkaçının ağzından masallar kaydedilmiş ve bu kayıtlar deşifre edilmiş olup içerisinde nominal morfolojik özellikler aranmıştır. Bu şekilde sorular ile bulunamayan farklı özellikler aranmış ve farklı özellikler de tesbît edilmiştir. Bu çalışma zazaca dilbilim çalışanlar için özgün bir çalışma örneği olup ağızların karşılaştırılması çalışmaları için çalışma imkanını genişletecektir. Çalışma sürecinde öncelikle Kulp ve Karpuzlu köyü hakkında ayrınıtlı bilgi verilmiştir. Buna ek olarak konunun kavramsal terimleri verilmiş olup daha sonra nominal kategori konuları; durum, izafe, sayı, cinsiyet ve ergativite konuları çalışılmıştır. Bu çalışmada karpuzlu köyü bölgesindeki bazı nominal morfolojik özelliklerin değişmediğini; cinsiyet kullanımı gibi bazı kullanımların da değiştiği gözlemlenmiştir. Bu kullanımları ayrınıtılı bir şekilde ortaya koyduk. Anahtar kelimeler: Dil, Dilbilim, Morfoloji, Zazaca, Durum, İzafe, Cinsiyet.
  • Master Thesis
    Ahmet Hamdi Akseki ve Ömer Nasuhi Bilmen'de Nazarî Ahlâk
    (2024) Bozkurt, Ömer; Bozkurt, Ömer
    Bu tezde Ahmet Hamdi Akseki ve Ömer Nasuhi Bilmen'in nazarî ahlâk anlayışları karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmıştır. Her iki düşünürümüzün özellikle nazarî ahlâkla ilgili görüşlerinin ortaya konulması ve birbirleriyle mukayese edilmesi, modern ve klasik dönemdeki ahlâk ekolleri içerisinde yerlerini görmek ve yakın dönem Türk düşüncesinde nazarî ahlâk ile ilgili varılan noktayı ortaya koymak açısından büyük önem arz etmektedir. Tez, iki ana bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde Akseki ve Bilmen'in ahlâka dair temel konular olan ahlâkın tanımı, kısımları, konusu, gayesi ve temellendirilmesi gibi konular ele alınmıştır. Bu konular ele alınırken mukayese ve değerlendirmelere gidilerek Akseki ve Bilmen'in görüşleri kaynakları da dikkate alınarak belirlenmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde ise nazarî ahlâkın temel problemleri olan özgür irade, vicdan, sorumluluk, ödev anlayışı, yaptırım, faziletler ve reziletler, akıl, hak ve hukuk, tevekkül, kader, hayır ve şer gibi konular ele alınmıştır. Bu konular ahlâk felsefesi bağlamında ortaya konulmuş ve çeşitli fikir akımları ve öncülerinin görüşleri gözetilerek değerlendirilmiştir. Bununla birlikte Akseki ve Bilmen'in kendilerine ait orijinal değerlendirmeleri de tezde tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu tez, yakın dönem Türk düşüncesinde ahlâk felsefesinin gelişim, değişim ve dönüşüm sürecini Akseki ve Bilmen üzerinden ortaya koymakta ve alana yapılan katkılarını göstermeye çalışmaktadır.
  • Master Thesis
    Sanatta Büyüsel Gerçeklik
    (2024) Özergin, Elif; Özcan, Şefik
    Bu tezin amacı, izleyicide bir yabancılaştırma etkisi yaratmak doğanın ve mekanın girift yapısını kontrastlar bağlamında okumak, zamanın ve mekânın ilişkisini metafizik bir estetikle ortaya koymaktır. Kara deliklerin içinde değişen oluşumlarla ilişkilendirerek Bilim ve Sanat konusunu tekrar işlemektir. Gerçekliğin kırıldığı, manipüle edildiği ve sonuç olarak yeni formlar alan bu çalışmalar, büyülü gerçekliği barındıran bir atmosfer sunuyor izleyicilere. Çoğunlukla büyülü gerçekliğin büyülü dünyası günlük yaşamın bir parçası haline gelmekte ve gerçek dünya ile bütünleşerek farklı ifade biçimlerinin kapılarını aralamayı hedeflemektedir. Büyülü gerçeklik ile sanat ve bilim konuları farklı ülkelerde farklı sanatçılar tarafından ele alınarak günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Genellikle büyülü gerçekliği ele alan sanatçılar, yaşadıkları toplumdan etkilenerek gerçekliğin arkasındaki gizemi bazen toplumsal ve kişisel deneyimlerinden bazen mitolojiden ve efsanelerden ilham alarak kendi gerçekliklerinin ve büyülü gerçekliğin değişimini resimlere aktarılması aynı zamanda, sanata yansımasını ele almışlardır. Bu tez çalışmasında büyülü gerçeklik ve sanat kavramı ile bilim ve sanat kavramlarının birbiriyle ilişkileri, çelişkileri yan yana getirilerek yeni bir görsel anlatım diline ulaşmak hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Bilim, Büyüsellik, Evren, Gerçeklik, Karadelik.
  • Master Thesis
    الأثر السلبي للروايات الضعيفة والموضوعة على التفسير في قصص الأنبياء نبي الله أيوب نموذجاً
    (2025) Youssef, Abdulsalam; Youssef, Abdulsalam
    Bu çalışma, Allah Teâlâ'nın Kitabı'nın tefsirine, özellikle peygamber kıssalarına ilişkin birçok zayıf ve uydurma rivayetin olumsuz etkilerini ayırt etmeye ve açıklamaya yönelik temel bir zemin oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu, tefsir ve hadis kitaplarındaki rivayetlerin izini sürerek tümevarım yöntemine ve metinleri analiz edip kökenlerini ve dayanaklarını açıklayarak eleştirel ve analitik yönteme dayanmaktadır. Ayrıca genel olarak peygamberlere ve elçilere dil uzatan ya da özellikle Allah'ın peygamberi Eyyûb'a saldıran rivayetlere yanıt vermektedir. Bu araştırmada Allah'ın peygamberi Eyyûb'un özel olarak ele alınması, onun kıssasının, sıradan bir insana dahi isnat edilemeyecek birçok konuyu ve zayıf rivayetleri içermesi nedeniyledir. Bu tür rivayetlerin bir peygambere veya elçiye isnat edilmesi ise kabul edilemez. Çalışma, uydurmayı ve uydurucuları ortaya çıkarma konusundaki âlimlerin çabalarını ele aldığı gibi, İsrailiyat kaynaklı olanlar da dâhil olmak üzere bu konuların ve rivayetlerin, Kur'an metinlerini anlamaya ve tefekkür etmeye olan kötü etkilerini de açıklamıştır. Elde edilen en önemli sonuçlardan biri, bu iftiraların ve uydurma rivayetlerin büyük miktarda olduğu ve bu rivayetlerin büyük bir kısmının peygamberlik makamını küçültmeyi hedeflediğidir. Öyle ki, birçok peygamber ve elçi bundan kurtulamamıştır. Daha sonra bu uydurma rivayetleri ayıklamak, çürütmek ve onları doğruluk veya yanlışlık açısından açıklamak, kulun peygamberlere ve elçilere olan imanını sağlamlaştıran bir durumdur. Ayrıca, onların sahih hayat hikâyelerindeki doğrular, bu uydurma rivayetlerin birçoğunu izlemeye gerek bırakmayacak şekilde yeterlidir. Araştırma, bu uydurma rivayetlerin tefsir kitaplarına sızdığı noktaları araştırıp tespit etmek ve onları temizlemek için mümkün olduğunca incelemeler ve araştırmalar yapılmasını tavsiye etmektedir. Sonra, peygamber kıssalarının, uydurma rivayetlerden tamamen uzak durması gerektiğini ve yalnızca peygamberlerin ve elçilerin hayatlarındaki yüksek hedefler ve maksatlarla sınırlı olması gerektiğini ifade etmektedir. Bu da özellikle yetişkinler ve çocuklar için geçerlidir. Sonra, Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerini zayıf rivayetlerle tefsir ederken âlimlerin koyduğu tüm şartların tamamen dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Son olarak, davetçileri ve âlimleri, doğru akide ile çelişen rivayetlerde gevşek davranmanın tehlikesine karşı uyarmakta ve uydurma rivayetlerden tamamen uzak durulması gerektiğini ve onlara karşı dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Anahtar Kelimeler: Tefsir. Eyyub (a. s). Olumsuz Etki, Rivayet, Zayıf, Uydurma, Peygamber Kıssaları
  • Master Thesis
    İnsan Kaynakları Yönetimi Uygulamaları ve Örgütsel İnovasyon Üzerindeki Etkileri: Türkiye'deki Birkaç Üniversite Örneği Üzerine Alan Araştırması
    (2024) Yıldırım, Hüda; Almohamad, Dawoud
    İnsan kaynakları, özellikle rekabetçi ve hızla değişen iş ortamlarında, kurumsal stratejik varlıklar arasında kritik bir öneme sahiptir. Bu tez, Türkiye'deki üniversitelerde insan kaynakları yönetimi uygulamalarının kurumsal yenilik üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. İnsan kaynakları yönetimi, çalışanların yeteneklerini geliştirmede ve yenilikçi bir kültür oluşturmada belirleyici bir rol oynamaktadır. Kurumsal yenilik, sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamak için hayati bir unsurdur. Bu nedenle, insan kaynakları uygulamaları ile kurumsal yenilik arasındaki ilişkiyi anlamak büyük önem taşımaktadır. Çalışma, kaynaklar ve yetkinlikler teorisine dayanmaktadır ve insan kaynakları yönetiminin temel uygulamaları olan işe alım, seçim, eğitim ve geliştirme ile ücret/ödüllendirme sistemlerini kapsamaktadır. Bu uygulamalar, organizasyonların yenilik kapasitelerini artırmak için kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda, akademik ve idari personelin ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi ve bu ihtiyaçlara uygun stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir. Araştırmada nicel bir yöntem kullanılarak, değişkenleri ölçmek için literatüre dayalı bir anket tasarlanmıştır. Anket, Türkiye'deki üniversitelerde görev yapan 201 akademisyen ve idari personele dağıtılmıştır. Anket araçları, geçerlilik ve güvenilirlik açısından sistematik bir incelemeye tabi tutulmuştur. Verilerin analizi için Sosyal Bilimler İstatistik Paketi (SPSS) kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkilerin analizi için uygun istatistiksel yöntemler ve çoklu regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır.Sonuçlar, Türkiye'deki üniversitelerin insan kaynakları yönetimi uygulamalarının beklenen yenilik desteklerini sağlayamadığını göstermektedir. İnsan kaynakları birimlerinin, akademik ve idari personelin ihtiyaçlarını belirlemek için yıllık değerlendirmeler yapmadığı ve gelecekteki ihtiyaçları tahmin etmek için gelişmiş yöntemler kullanmadığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca, iş analizi ve insan kaynakları planlaması konularında bilgi ve deneyim eksikliği gözlemlenmiştir. Bu durum, insan kaynakları birimlerinin üniversitelerin stratejik hedefleriyle uyumlu bir şekilde hareket etmesini engellemektedir.Tez, Türkiye'deki üniversitelerde insan kaynakları yönetimini geliştirmek için önemli öneriler sunmaktadır. Öncelikle, yıllık değerlendirme süreçlerinin geliştirilmesi ve akademik ile idari personelin ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, gelişmiş tahmin yöntemlerinin benimsenmesi, üniversitelerin gelecekteki ihtiyaçlarını daha etkili bir şekilde karşılamalarına olanak tanıyacaktır. İnsan kaynakları birimlerinin, nitelikli personel çekme ve elde tutma kapasitesini artırmak için bilgi ve uzmanlık seviyelerinin yükseltilmesi önemlidir. Sonuç olarak, akademik ve idari personel arasında yenilik kültürünün oluşturulması gerekmektedir. Bu önerilerin uygulanması, Türkiye'deki üniversitelerin insan kaynakları yönetimini kurumsal yenilik gereksinimlerine uygun şekilde geliştirmelerine yardımcı olacaktır. Tez, insan kaynakları yönetimi uygulamaları ve kurumsal yenilik üzerindeki etkisine ilişkin akademik bilgi birikimini zenginleştirmekte ve eğitim kurumlarında etkili insan kaynakları yönetimi uygulamalarının bilimsel temellerini sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: İnsan Kaynakları Yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetimi Uygulamaları, Kurumsal Yenilik, Türk Üniversiteleri.
  • Master Thesis
    الأدوات النحوية عند ابن جنّي
    (2024) Mohammed, Ahmad Al; Jankır, Aslam
    Bu araştırmada, dilbilgisi araçlarıyla ilgili Ebu'l-Feth İbn Cinni'nin görüşlerini inceledim. Bunun sebebi, onun nahiv ve sarf alimleri arasında saygın bir bilimsel konuma sahip olması ve Hicri dördüncü yüzyıldan sonra Arapça ilimleri üzerinde geniş bir etkisinin olmasıdır. Araştırmayı giriş, dört bölüm ve sonuç olarak ayırdım. Girişte, araştırmanın önemini, seçilme nedenini, hedeflerini, çalışma yöntemini ve araştırma planını ele aldım. Birinci bölümde, İbn Cinni'nin kişisel hayatı ve genel olarak nahiv alanındaki bilimsel çabalarını ve onun dilbilgisi araçları alanındaki görüşlerini zorunlu olarak etkileyen nahiv mezhebini kısaca inceledim. İkinci bölümde, dilbilgisi araçları çalışmaları alanında İbn Cinni'nin görüşlerini, eksiltme, artırma ve dilbilgisi içeriği gibi konuları gözlemlemeye başladım. Üçüncü bölümde, yapı bakımından tekil olan dilbilgisi araçlarını, İbn Cinni'nin anlamları, türleri ve kullanımları konusundaki görüşlerini, bazı meseleler ve Kuran ve şiir örnekleri hakkındaki dilbilgisi hükmünü ele aldım. Dördüncü bölüm ise iki veya daha fazla harften oluşan bileşik araçlara ayrılmıştır. Araştırma, İbn Cinni'nin kitaplarında ve eserlerinde bahsettiği tüm dilbilgisi araçlarını ele almak için yeterli olmadı. Bu nedenle, hakkında uzun uzun konuştuğu ve çeşitli yerlerde teorize edip uyguladığı araçları seçtim. Sonuç bölümünde ise, araştırmamda ulaştığım sonuçlar ve öneriler ile başvurduğum kaynakları ve referansları belirttim. Anahtar kelimeler: Gramer araçları, Anlam edatları, Eksiltiler, eklemeler, Edatların anlamları.
  • Master Thesis
    Lisanslı Spor Yapmış Bireyler ile Lisanssız Spor Yapmış Bireyler Arasındaki Egzersiz Bağımlılığının İncelenmesi
    (2024) Altunhan, Abdullah; Altunhan, Abdullah
    Toplum için vazgeçilmez hale gelen spor olgusu bireylere psikolojik,maddi,fiziksel ve sosyal olarak olumlu aktarımlar gerçekleştirmektedir. Spor dünyasının temel yapı taşı insan en aşağıdan en yukarıya her alanda yer almaktadır. İnsanın aktif olarak yer aldığı spor alanında bilimsel çalışmalar vazgeçilmez bir hal almıştır. Araştırmanın konusu lisanslı spor yapmış bireyler ile lisanssız spor yapan bireyler arasındaki egzersiz bağımlılığının araştırılmasıdır. Bu araştırmanın amacı lisanslı spor yapmış bireyler ile lisansız spor yapan bireyler arasındaki egzersiz bağımlılıkları arasındaki farkı ve lisanslı spor yapmanın egzersiz bağımlılığına etkisinin olup olmadığını araştırmaktır. Spor kendini güncelleyerek devam eden bir olgu olarak zaman içinde kendine farklı alanlarda yer açmıştır. Aktif spor alanlarında yer alan bireyler arasında hangi seviyede olduğu ve farklı sonuçları doğurduğunu olumlu olumsuz çıktılar üzerindeki çalışmalara katkı sağlanmak istenmiştir. Bu araştırmada lisanslı spor yapmış 300 kişi ve lisanssız spor yapan 300 kişi katılım göstermiştir. Araştırmaya katılan bireyler ülkenin farklı bölgelerinden katılım sağlamıştır. Araştırmanın yöntemi betimleyici tarama olup katılımcılar ''Kişisel Bilgiler Formu'' ve Tekkurşun-Demir, Hazar ve Cicioğlu (2018) tarafından geliştirilen ve 17 sorudan oluşan '' Egzersiz Bağımlılık Ölçeği'' uygulanmıştır. Verilerin analizi için İBM Spss statistics 27 programı kullanılmıştır. Verilerin görsel olarak normallik dağılımını incelemek için Q-Q Pilot, Histogram kullanılmıştır. İstatistik değerler içim shapiro wilk ve çarpıklık – basıklık testi kullanılmıştır. Uygulanan testlere göre verilerin normal dağılmadığı görülmüştür. Araştırmaya katılan bireylerin özelliklerin belirlenmesinde tanımlayıcı istatistikler kullanılmış bağımsız iki grubun arasındaki farkın karşılaştırılması için Mann whitney U testi uygulanmıştır.Mann Whitney U testi Mann Ranks (ort) incelenmiş ve karşılaştırıldığında lisanslı spor yapan bireylerin puanlarının ortalamalarının toplamı lisanssız spor yapan bireylere göre anlamlı bir artış olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın veri analiz sonuçlarına bakıldığında Lisanslı spor yapmış bireylerin lisanssız spor yapan bireylere göre egzersiz bağımlılık yönelimlerin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Egzersiz bağımlılığı, lisanslı spor, psikoloji.
  • Master Thesis
    Distopyalarda Siyasal ve Sosyal Kurumlar
    (2024) Acun, Fayık; Çıvgın, İzzet
    Coğrafi keşifler ve sonrasında yaşanan bilimsel ve teknik gelişmeler, ütopyaların yazılmasına ortam hazırlamıştır. Bilimsel gelişmelerin korkutucu bir hal alabileceğinin anlaşıldığı 20. yüzyılda ise yeni bir tür olarak distopyalar belirmiştir. Aralarındaki benzerliklere rağmen distopyalar, birçok yönden ütopyadan farklıdır. Ütopyalar, daha iyi bir yaşam tasarımı sunmayı amaçlıyorken distopyaların, var olması muhtemel olmayan kötü yaşam dizaynlarını sunmaya çalışmaları en temel farklılıkları kabul edilebilir. İnsanların bir arada yaşamalarının bir sonucu olarak ortak yaşam kalıpları sunmak amacıyla ortaya çıkan kurumlar, bireylerin hangi faaliyetleri hangi koşullar altında yapmaları gerektiğini de açıklayan yapılardır. Bu yapılar, günümüzde siyasal ve sosyal yaşantının ayrılmaz bir parçasıdır. Devlet, uzun evrimle bir süreç neticesinde oluşmuş, siyasal ve sosyal kurumları bünyesinde barındıran kurumlar üstü bir yapıdır. Yasama, yürütme ve yargı ise devletin görünürlüğünü arttıran erkler olarak işlevseldirler. Güvenlik, eğitim, sağlık, aile ve din ise devletle birlikte siyasal ve sosyal yaşantının merkezinde yer alan kurumlardır. İnsan yaşantısında çok geniş yer kaplayan bu kurumları siyasal ve sosyal olarak ayırmak imkânsız görünmektedir Günümüzde her alanda varlıklarını hissettiğimiz kurumların Batı ve Türkiye distopyalardaki varlığı ve işlevselliğinin farklı olduğu savı, bu tezin sorunsalını oluşturmaktadır. Zira Batı distopyalarından seçilen örnekler ile Türkiye distopya yazınından seçilmiş örnekler karşılaştırıldığında aralarındaki işlevselliğin farklılık taşıdığı görünmektedir.
  • Master Thesis
    Analîzek lı ser parastına zımanê yekemîn a duzımaniyên Kurdî-Tirkî
    (2024) Bozkur, Nuh; Yonat, Mehmet
    Dil içsel bir organizasyondur ve psikolinguistik de bu içsel organisazyonun üzerindeki psikolojik etkileri inceler. İki dilli beyinler, tek dilli beyinlere göre daha fazla beynin konuşma mekanizmalarını kullanır. Bu tespit, Psikolinguistik bir tespit olarak, tek dillileştirme süreçlerinin verdiği zarara da işaret edebilir. Bu çalışma psikodilbilimsel yöntem ve kavramlara dayanmakta olup, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki Kürtçe-Türkçe iki dilliliği üzerine çalışmaktadır. Bu tezin amacı Kürtçedeki Türkçe etkisiyle oluşan kaybının bilançosonu tespit etmek ve ideal iki dilliliğe işaret etmektir. Tezimizde psikodilbilim bölümü tanıtıldıktan sonra yarım dillilik (semilingualism) kavramını Türkiye sınırları içindeki Kürt durumu bağlamında ele alınmakta ve okuyuculara kavramın tarihsel bir perspektif sunulmaktadır. Daha sonra Dunn ve Fox Tree (2009) tarafından geliştirilen A Quick Gradient Bilingual Dominance Scale (Hızlı ve Kademeli İki Dilli Baskınlık Ölçeği) ile saha çalışması, yaşları 18-34 arasında değişen son 3 kuşaktan (1990-1995, 1996-1999, 2000-2006) KürtçeTürkçe iki dilli 159 kişi üzerinde uygulanmış ve sonuçlar istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Bu çalışmaya göre Türkçenin baskın ve etkili bir dil olduğu ve Kürteçenin eksiltici iki dillilik bağlamında olduğu ve çalışmanın parametrelerine göre yarı dilli konuşanlar ürettiği anlaşılmıştır. Aynı zamanda D2'nin geç edinilme yaşının D1'in koruması üzerinde olumlu bir etkisi olduğu anlaşılmış. Teknolojinin kuşaklar düzeyinde dil hakimiyetin de D1'e olumlu değişim etkisi, Kürtçenin kullanım alanlarının yaygınlaşması ise dengeli iki dilliliğin korunmasına olumlu etki yaptığı analaşılmıştır. Türkiye'nin sağlıklı bir iki dilliliği teşvik etmediği ve Kürtçe-Türkçe ikidilliler için dengeli bir iki dilliliği desteklemediği de ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak Kürtçe D1 olarak yerini D2 olarak Türkçeye bırakmak üzere bir yenidenyapılanma (resturuction) sürecindedir. Bu çalışmanın sonuç ve önerilerinin ailelere çocuklarını Kürtçe yetiştirmesi yolunda bilimsel bir rehber olmasını umuyoruz.
  • Master Thesis
    Yüksek Sıcaklık ve Yarı Kurak Koşullara Uygun Geliştirilen Ekmeklik Buğday Genotiplerinin Erken Dönem Kuraklığına Tepkileri
    (2024) Sınır, Emine; Kızılgeçi, Ferhat
    Buğday dünya genelinde güçlü adaptasyon özelliği sayesinde eski tarihlerden beri geniş coğrafyalarda farklı iklim ve bölgelerde yetiştirilen, insanlar için besin kaynağı olmasıyla birlikte samanı ve tanesi ile de hayvan yemi olarak kullanılan serin iklim tahıllarından biridir. Bu araştırmada, CIMMYT tarafından yüksek sıcaklık ve yarı kurak koşullar için geliştirilen ekmeklik buğday genotiplerinin erken kurak koşularında verim, verim unsurları ve kalite özellikleri ile başaklanma döneminde ölçülen Greenseeker, SPAD ve CM-1000 spekteral yansıma aletleri ile ilişkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada 3 adet ticari ekmeklik buğday çeşidi ve 20 adet ileri kademe ekmeklik buğday genotipi olmak üzere 23 adet ekmeklik buğday genotipi tesadüf blokları deneme desenine göre 4 tekrarlamalı olarak 2022-2023 yetiştirme sezonunda Diyarbakır ilinde yürütülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre incelenen özelliklerden başakta dane sayısı, NDVI (Normalize Edilmiş Vejetasyon İndeksi) ve CM-1000 hariç diğer özellikler için genotipler arası farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Genotipler arasında yüksek sıcaklığa karşı geliştirilen G6 genotipi incelenen birçok özellik yönünden ön plana çıkmıştır. Korelasyon ve Biplot analizi sonucuna göre başaklanma döneminde spektral yansıma aletleriyle yapılan ölçümler ile tane verimi arasında olumlu ve önemli ilişkinin bulunması özellikle erken kuraklık döneminde tane veriminin belirlenmesinde bu aletlerin kullanılabilir olduğunu göstermiştir. Ayrıca, erken kuraklık koşullarında yüksek sıcaklık ve yarı kurak koşullar için geliştirilen ekmeklik buğday genotiplerinin incelenen özelliklere benzer tepki verdiği görülmüştür
  • Master Thesis
    أثر البيئة على المفسر عبد الكريم المدرس انموزجاً
    (2024) Ensari, Abdurrahman; Ensari, Abdurrahman
    Bu çalışmanın amacı, çevrenin Şeyh Abdülkerim el-Müderris üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Araştırma, onun görüşleri, çıkarımları ve tercihleri aracılığıyla akidevi, fıkhi, sosyal ve siyasi açılardan çevresinin ve çağdaş gerçekliğinin etkisini belirgin bir şekilde göstermektedir. Tez, bir giriş, üç ana bölüm ve bir sonuç kısmına ayrılmıştır. Giriş kısmında, araştırmanın önemi, hedefleri, önceki çalışmalar ve araştırma planı ele alınmıştır. Birinci bölümde, Şeyh Abdülkerim el-Müderris'in biyografisi incelenmiştir. Bu bölümde adı, soyadı, doğumu, lakabı, bilimsel gelişimi, görevleri ve çalışmaları, eserleri ve alimler arasındaki konumu detaylandırılmıştır. İkinci bölüm, Şeyh Abdülkerim elMüderris'in yaşadığı dönemi ve çevresini ele almaktadır. Bu bölümde araştırma terimlerinin tanımları (müfessir üzerindeki çevrenin etkisi), Şeyh'in siyasi, ekonomik ve bilimsel çevresi ile 'Mevahibü'r-Rahman fi Tefsirü'l-Kur'an' adlı tefsirin tanıtımı yapılmıştır. Üçüncü bölüm, çevrenin Abdülkerim el-Müderris'in tefsiri üzerindeki etkisini incelemektedir. Bu bölümde, Şeyh'in akidevi, fıkhi, sosyal ve siyasi çevresi hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Sonuç kısmında ise, elde edilen en önemli bulgular ve öneriler sunulmuş, ayrıca kaynakça ve referanslar listelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Mevahibü'r-Rahman, Çevrenin Etkisi, Abdülkerim elMüderris.
  • Master Thesis
    Okul Öncesi Öğretmenlerinin Kapsayıcı Eğitime İlişkin Tutumlarının İncelenmesi: Bir Karma Yöntem Çalışması
    (2024) Ocak, Mehtap; Ağalday, Bünyamin
    Bu araştırmanın amacı, kamuya bağlı okullarda görev yapan okul öncesi öğretmenlerinin kapsayıcı eğitime ilişkin tutumlarını incelemektir. Araştırmada, karma yöntem modellerinden çeşitleme deseni kullanılmıştır. Nicel boyutta tarama modeli, nitel boyutta ise olgu bilim modeli kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutundaki örneklemini, Mardin ilinin tüm ilçelerinde görev yapan ve kolay örnekleme yöntemiyle seçilen 300 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın nitel boyutundaki örneklemini ise kartopu örnekleme yöntemiyle, araştırmadaki 300 öğretmen dışında seçilen 15 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın nicel boyutundaki verileri Kapsayıcı Eğitime Yönelik Tutum Ölçeği aracılığıyla, nitel boyutundaki verileri ise görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmada nicel verilerin analizi sonucunda, okul öncesi öğretmenlerinin kapsayıcı eğitime yönelik tutum ortalamalarının ölçek genelinde ve ölçeğin alt boyutlarında yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca öğretmenlerin kapsayıcı eğitime yönelik tutumları arasında, mesleki kıdem ve daha önce kapsayıcı eğitim ile ilgili eğitim alma değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Nitel verilerin analizi sonucunda okul öncesi öğretmenlerine göre, okul öncesinde kapsayıcı eğitimin amaçları; eğitimde fırsat ve imkân eşitliği sağlanması, çocukların potansiyelini en üst düzeye çıkartması, eğitimi dezavantajlılara göre uyarlaması ve tüm çocukların beraber öğrenmesi şeklindedir. Katılımcılara göre özel eğitim öğrencileri, ikinci dili Türkçe olan öğrenciler, göç ile gelen çocuklar, sosyoekonomik düzeyi düşük çocuklar, üstün zekâlı çocuklar gibi gruplar, kapsayıcı eğitimde dezavantajlı gruplardır. Öğretmenlerin bu dezavantajlı gruplarla çalışırken, eğitimi çocuklara göre uyarladığı ve farklı öğretim yöntem ve teknikleri kullanarak tüm dezavantajlı çocukları eğitime katmak için çaba gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcılara göre kapsayıcı eğitimin önündeki en önemli engellerin; öğretmenlerin bilgi eksikliği, maddi sıkıntılar, sınıfların fiziksel, personel ve donanım eksikliği, müfredat, toplumsal engeller, idari engeller şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Kapsayıcı eğitim uygulamalarının başarıya ulaşması için öğretmenlerin eğitim önerilerinin uygulamaya yönelik olan bir eğitim olması, bütün dezavantajlı grupları kapsaması ve alanında yetkin olan eğitimciler tarafından sunulması şeklinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenler tarafından kapsayıcı eğitim ile ilgili alınan eğitimlerin, öğretmenlerin kapsayıcı eğitime ilişkin tutumlarını etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin mesleki kıdeme göre kapsayıcı eğitime ilişkin tutumlarında; olumlu değişim olduğu, olumsuz değişim olduğu ve bazı öğretmenlerde ise değişim olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu bulguya sondaj sorular ile ulaşılmıştır. Araştırmanın nicel ve nitel verilerinden elde edilen bulgular kısmen birbirini desteklemektedir. Araştırmanın sonucunda uygulayıcılara, araştırmacılara ve politika yapıcılara yönelik birtakım öneriler sunulmuştur.
  • Master Thesis
    Gelenekten Geleceğe Siirt Mutfak Kültürü
    (2024) Yavuz, Fatma; Gürbüz, Semra
    İnsanoğlunun fizyolojik bir gereksinimi olan beslenme, insanın var olması ve hayatını devam ettirebilmesi için önemli bir unsurdur. Geçmişten günümüze kadar yemek alışkanlıkları değişiklik göstermiştir. Yenilen yemeğin pişirilme usulü, hazırlanış biçimi, sunulması, tüketimi, toplumlar arası farklılık göstermektedir. Siirt ilinin doğal ve beşerî unsurların etkisiyle şekillenmiş çok zengin bir mutfak kültürü bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı; Siirt ilindeki mutfak kültürü uygulamaları ve bu kapsamda unutulmaya yüz tutmuş yiyeceklerin tekrar gün yüzüne çıkarılmasına yönelik bilgilere ulaşmak, bunları yazılı kaynak haline getirmek, kültürün korunması ve gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlamaktır. Çalışmanın bir diğer amacı da; ortaya konulacak mevcut kültürel birikimin ilin tanıtım ve turizm planlaması çalışmalarına ve alan yazına katkı sağlamasıdır. Çalışma nitel araştırma yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış soru formu kullanılmıştır. Çalışmaya katılacak kişiler kartopu örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Toplamda 25 kişi ile görüşülmüş, ses ve video kayıtları alınmış, bu kayıtlar içerik analizine tabi tutularak verilere ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda; Siirt ilinin başlıca yerel gastronomik ürünlerinin; Siirt fıstığı, Pervari balı, bıttım, Zivzik narı, Siirt elması ve Tayfi üzümü olduğu; ilde yetişen kenger, sumak, reyhan, zahter (dağ kekiği), sirik otunun mutfakta sıklıkla kullanıldığı, Siirt kuru ekmeği, pekmez, harire, kuru üzüm, sirke ve cevizli sucuğunun üretimi yapılan başlıca ürünler olduğu belirlenmiştir. Siirt ili mutfak kültüründe çok sayıda çorba çeşidinin yanında etin ağırlıklı olarak yer aldığı Büryan Kebabı, İçli Köfte, Mumbar, Ekşili Arap Dolması, Kaburga Dolması, gibi çok sayıda geleneksel ana yemeğin ve şehre özel tatlıların bulunduğu belirlenmiştir. Çalışma kapsamında ayrıca sofra adabı, önemli günlerde sunulan yiyecekler, kış hazırlıkları konusunda detaylı bilgilere ulaşılmıştır. Çalışma bulguları değerlendirilerek; yöreye özgü gastronomik mirasın kaybolmaması, Siirt mutfağının kültürel kimliğinin korunarak sürdürülebilirliğinin sağlanması için özel sektöre, kamu yöneticileri ve akademisyenler ile konu ile ilgili kuruluşlara ve yerel halka yönelik önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Gastronomik Ürünler, Geleneksel Yiyecekler, Mutfak Kültürü, Siirt, Yerel Ürünler
  • Master Thesis
    Üniversite Öğrencilerinin Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara Bakış Açısının ve Sürdürülebilir Beslenme Davranışlarının Antropometrik Ölçümlere Etkisi
    (2024) Kırkler, Suat; Ceylan, Jiyan Aslan
    Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) konusundaki bakış açılarını ve sürdürülebilir beslenme davranışlarının antropometrik ölçümler üzerindeki etkisini incelemek amacıyla tanımlayıcı nitelikte bir araştırmadır. Araştırma, Mardin Artuklu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde öğrenim gören Beslenme ve Diyetetik, Ebelik ve Hemşirelik bölümü öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, sosyodemografik bilgiler, GDO'lara yönelik tutumlar, sürdürülebilir beslenme davranışları hakkında soruları ve antropometrik ölçümleri içeren anket formu ile araştırmacı tarafından toplanmıştır. Evrenden amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilen 499 öğrenci çalışmaya dahil edilmiştir. Toplanan veriler SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Ortalama yaşları 21.2±2.3 yıl olan bireylerin büyük çoğunlu kadın öğrencilerden oluşmaktadır. Öğrencilerin çoğunluğu GDO'ları 'genetiği değiştirilmiş gıda' olarak tanımlamış ve kullandıkları bilgi kaynağının internet olduğu bulunmuştur. Bireylerin büyük çoğunluğu, GDO'lu besinlerin alerjiye neden olabileceğini düşündüğü ve GDO'ların açlık sorunlarını çözmede uzun vadeli faydaları konusunda belirsizlik yaşadığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin sürdürülebilir beslenme davranışları ortalama puanları; besin tercihi 19.8±4.1, gıda israfının azaltılması 32.0±6.4, mevsimsel ve yerel beslenme 28.3±5.6, besin satın alma 19.0±4.7 ve sürdürülebilir beslenmeye yönelik davranış ölçeği toplam puanı 99.23±17.5 bulunmuştur. Cinsiyet ile sürdürülebilir beslenme davranışları ölçeğinin toplam puanı, ölçeğin besin tercihi, gıda israfının azaltılması ve besin satın alma alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Öğrencilerin 'GDO kullanımı ile uzun vadede açlığa çözüm bulunabilir' ifadesi dışındaki sorulara verdikleri yanıtlar ile sürdürülebilir beslenmeye yönelik davranışları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin sürdürülebilir beslenme davranışları ile antropometrik ölçümleri arasındaki korelasyon analizlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmüştür. Üniversite öğrencilerinin GDO'lar ve sürdürülebilir beslenme konusunda daha bilinçli hale gelmesi için, bu konularda eğitim programları düzenlenmeli ve öğrencilerin doğru bilgiye ulaşmaları sağlanmalıdır. Anahtar Kelimeler: GDO'lu Organizmalar, Antropometrik Ölçüm, Sürdürülebilir Beslenme, Besin Alımı, Gıda İsrafının Azaltılması.