MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Yüksek Lisans Tezleri - Karma

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/57

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 767
  • Master Thesis
    Experiences of Young People Who Dropped Out of Secondary Education
    (2025) Ergün, Naif; Ergün, Naif; Department of Psychology / Psikoloji Bölümü
    Eğitim sistemi içinde yer alırken, eğitimini tamamlamadan, eğitim sisteminden erken kopma okul terki olarak kavramsallaştırılmıştır. Okul terki bireysel açıdan olumsuz durumlara yol açtığı kadar toplumun gelişimi açısından da önemli sorunlara neden olmaktadır. Dünya genelinde okul terki problemine dayalı birçok çalışma bulunmasına karşın, ülkemizde bu alanda çalışma sayısı oldukça düşüktür. Bu çalışmada ortaöğretimde örgün eğitimi terk eden gençlerin deneyimleri ele alınarak, bu konudaki eksikliğin giderilmesi, yeni çözümler ve önerilerin oluşabilmesi açısından katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Araştırma ortaöğretimi terk eden gençlerin, okul terk süreçlerini, okul terki sonrası yaşantılarını ve okul terk nedenlerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan fenomenolojik (olgu bilim) desen tercih edilmiştir. Bu amaç doğrultusunda açık uçlu yarı yapılandırılmış sorular yöneltilmiştir. Çalışma grubunu Diyarbakır ilinde örgün eğitimden ayrılan 10 genç ve gençlerin anneleri oluşturmuştur. Araştırmada örgün eğitimden ayrılma nedenlerine ilişkin bireysel, kurumsal, sosyal ve olağanüstü durumlar olmak üzere dört ana tema oluşturulmuştur. Ortaöğretimi terk eden gençlerin okul terk sürecinde aile, okul ve çevrenin rolü incelenmiştir. Okul terk sonrası yaşantıları ise çalışanlar, yaygın eğitime geçenler ve belirsizlik yaşayanlar olmak üzere üç başlık altında incelenmiştir. Araştırmada sonuçlar değerlendirildiğinde örgün eğitimden ayrılma nedenlerine ilişkin akademik başarısızlık, öğretim programı, akran grubu ve sosyal çevre etkisi en fazla belirtilen etkenler olduğu görülmüştür. Ayrıca araştırmada örgün eğitimden ayrılma nedenleri arasında pandemi ve deprem etkisi ortaya çıkmıştır. Ortaöğretimi terk eden gençlerin okul terki sonrası yaşantıları incelendiğinde ise büyük bir bölümünün belirsizlik yaşadıkları ve okul terk kararlarından pişmanlık duydukları sonucuna ulaşılmıştır.
  • Master Thesis
    6 February 2023 Disaster Management in Public Institutions After Kahramanmaraş Earthquakes: Example of Mardin Province
    (2025) İnan, Cemil; İnan, Cemil; Department of Management / İşletme Bölümü
    Doğal afetler içerisinde en yıkıcı, en can alıcı, en tahrip edici afetin deprem olduğunu söylemek mümkündür. Deprem afeti, can ve mal kayıpları ile yaralanmaların yanı sıra, bina, yol, köprü, baraj, elektrik santralleri gibi yapılarla, kanalizasyon, gaz ve su hatları gibi şehirlerin alt yapısında çok ciddi ekonomik zararlara da neden olmaktadır. Böylesi büyük ve geniş çaplı tahribatlar doğurabilen deprem afetleri karşısında kamu kurumlarının bu afet durumunu yönetebilme kabiliyeti büyük önem taşımaktadır. Bu araştırmanın konusu; Kahramanmaraş depremleri sonucu Mardin İlindeki beş kamu kurumunun gerek Mardin İlinde, gerekse afet bölgesinde hem deprem sırasında, hem de deprem sonrasında faydalı, yeterli, eksik ve yanlış bulunan işleyişlerin ortaya çıkarılmasıdır. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi uygulanmıştır. Veri toplama yöntemi olarak yarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılmıştır. Toplanan veriler, betimsel ve içerik analizine tabi tutularak yorumlanmışlardır. Depremden, başta çocuklar ve kadınlar ile desteğe muhtaç yaşlı ve hastalar daha çok etkilenmişlerdir. Afetzedeler, mevsimin kış olması nedeniyle başta ısınma olmak üzere; su, tuvalet, banyo, elektrik gibi imkânlara çok zor koşullarda erişebilmişlerdir. Araştırmanın sonunda, elde edilen bulgulardan yararlanılarak Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) müstakil bir Bakanlığa dönüştürülmesi, belediyelerde afet birimlerinin kurulması, arama-kurtarma çalışmaları bitmeden hasar tespit çalışmalarına başlanılmaması gibi bir takım öneriler sunulmuştur.
  • Master Thesis
    Examining the Effect of Lean Hospital Management on Workload in Emergency Services: the Case of an Education and Research Hospital
    (2025) Bayram Değer, Vasfiye; Değer, Vasfiye Bayram; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Giriş: Acil servislerde yalın yönetimin iş yükü üzerine etkisinin incelenmek bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Yöntem: Bu bağlamda, araştırma kapsamında öncelikle sağlık, yalın yönetim ve iş yükü konuları açıklanmış, ardından tanımlayıcı ve kesitsel türde bir araştırma ortaya koyulmuştur. Veri toplama esnasında tanıtıcı bilgiler formu, aşırı iş yükü ölçeği ve yalın yönetim ölçeği kullanılmıştır. Çalışma evreni 136, örnekleminin ise 129 acil servis çalışanından oluştuğu bu çalışma %94.85 ile evrene genellenebilir bir katılıma ulaşmıştır. Bulgular: Çalışmada aşırı iş yükü ölçek puanı ortalama 44.74 (±5.51) olarak, yalın yönetim ölçeğinin genel ortalaması ve standart sapması 2.70 (±0.67) olarak bulunmuş olup, hem iş yükü hem yalın yönetimde istatistiksel olarak anlamlı bir fark yaratan durumlar ise; nöbet tutma durumunda gece-gündüz şiftlerinde %79.2 oranı iş yükünde, 3.79 puan ile nöbet tutmayanların hem nöbet tutma durumu hemde haftada ortalama kaç saat nöbet tutulduğu maddeleri yalın yönetimde, haftada ortalama tutulan nöbet saati iş yükünde 32.19 saat, iş yükünün nasıl değerlendirildiği ankette çok ağır diyenlerin %42.6 iş yükü, 3.66 puan ile orta diyenler yalın yönetimde serviste çalışan personel sayısının yeterliliği durumunu kısmen yetersiz ve yetersiz diyenler %93.8 iş yükü, 3.68 puan ile kararsızım diyenler yalın yönetimde anlamlı olarak bulgulanmıştır. Serviste ortalama kaç hastanın muayene-tedavi-nakil sürecine katılındığı 25-75 ile %30.2 oranı ile sadece iş yükü üzerinde farklılık yaratmıştır. Yalın yönetim ile iş yükü arasında negatif yönlü ve güçlü bir ilişki bulunmuştur. Tanımlayıcı bilgi formunda 'nöbet tutma durumu', 'haftada ortalama kaç saat nöbet tutulduğu', 'iş yükünün nasıl değerlendirildiği', 'serviste çalışan personel sayısının yeterli olup olmaması', 'serviste günlük ortalama kaç hastanın muayene-tedavi-nakil sürecine katıldığı' yer alan maddeler ve 'yalın yönetim ölçeği' iş yükü üzerindeki değişimin %61'ini açıklamıştır. Sonuç: Çalışanların iş yükünü ağır buldukları ve hastanenin yalın yönetilmediği sonucuna varılmıştır. Yalın yönetimin acil servislerde iş yükünü etkilemekte olduğu; iş yükü yönetimi, fiziksel koşulların iyileştirilmesi, yalın yönetim uygulamalarının geliştirilmesi ve kullanımı acil servislerin iş süreçlerini yalınlaştırarak iş yükünü azaltacağı belirtilebilir.
  • Master Thesis
    Comparison of Inclusive Education in Turkey and Canada With a Special Focus on Immigrant Education
    (2025) Öter, Ömer Murat; Öter, Ömer Murat; Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü
    Kapsayıcı eğitim, farklı ulusları ve kültürleri bünyesinde barındıran ülkelerin eğitiminde önemli kavram olarak ortaya çıkmaktadır. Son zamanlarda yaşanan göç, hastalık, savaş gibi birçok toplumsal olay neticesinde, kapsayıcı eğitim ve özellikle göçmenlerin eğitimi önem arz etmektedir. Araştırmanın amacı, çeşitli sebeplerle çok sayıda göçmen barındıran Türkiye ve Kanada'daki kapsayıcı eğitimi ve göçmenlerin eğitimini karşılaştırmalı olarak incelemektir. Nitel araştırma modeli ile gerçekleştirilen araştırmada, literatür tarama yöntemi kullanılarak ilgili yasal düzenlemeler, uluslararası metinler ve araştırmalar incelenmiştir. Türkiye ve Kanada'daki kapsayıcı eğitim ve göçmenlerin eğitimi ile ilgili politikalar ve uygulamalar, yatay yaklaşım yöntemi ile karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Araştırma ile göçmenlerin eğitimi özelinde politikalar ve uygulamalar açısından iki ülke arasındaki benzerlik ve farklılıkların ortaya konmasıyla göçmenlerin eğitimi hakkındaki boşluğun doldurulmasının yanında, Türkiye'de göçmenlerin eğitimine yönelik politika yapıcılara ve uygulayıcılara katkıda bulunulmaya çalışılmıştır. Araştırmada, Türkiye ve Kanada'nın sahip olduğu yönetim yapıları ile sosyal ve kültürel farklılıklarına bağlı olarak kapsayıcı eğitim ve göçmenlerin eğitimine yönelik politika ve uygulamalarının şekillenip farklılaştığı görülmüştür. Bununla birlikte Türkiye'deki kapsayıcı eğitim ve özellikle göçmenlerin eğitimine yönelik politika yapıcılar ve uygulayıcılar için önerilerde bulunulmuştur.
  • Master Thesis
    A Review on Mihriban İnan Karatepe's Stories
    (2025) Kanter, Beyhan; Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    2000 sonrası öykü yazarları arasında yer alan Mihriban İnan Karatepe, yayımlanmış dört öykü kitabı ve kitaplaşmamış 11 öyküsüyle üretken bir yazardır. Karatepe'nin öykülerinde kadın erkek ilişkileri, çocukluk ve çocuk bakışı, ölüm, aşk, ayrılık, yalnızlık, yabancılaşma ve yozlaşma, yüzleşme hesaplaşma, açlık, yoksulluk gibi pek çok tema irdelenir. Bireyi anlattığı öykülerinde toplumsalı, toplumsal olanda bireyi ele alan yazar içinde yaşadığı toplumun aynası olur. Ağırlıklı olarak kadın karakterlerle çocuk karakterlere yer veren Karatepe'nin öykülerinde gözlemlerine, yaşam tecrübesine dayanan öyküler yazdığı görülür. Kadını ve çocukları öykülerinde yoğun olarak ele alan yazar, kadın duyarlılığı ve büyüklerin dünyasına çocuk bakışıyla kendine özgü bir öykü evreni inşa eder. Öykülerinde yer alan kişiler kusur ve zaaflarıyla birlikte ele alınır. Karatepe, iki sayfayı geçmeyen kısa öyküleriyle yoğunluklu ve derinlikli öyküler yazar. Bireyin yaşadığı an'a yoğunlaşan yazar Çehov tarzı durum öykücülüğüne yakındır. Olaydan çok karakterin yaşadığı değişimi, çelişki ve tutarsızlıkları iç dünyaları üzerinden göstermeye çalışır. Onun öykülerinde zaman genellikle kronolojisi bozularak verilir. Mekân da kişilerin iç dünyasını aydınlatmaya yarayan unsurlarıyla dikkatlere sunulur. İlk öykü kitabından itibaren anlatma problemine odaklanan yazar, öykünün imkânlarını genişletmek için yenilik ve arayışlar içindedir. Bu bağlamda postmodernizmin anlatım tekniklerine başvuran yazar özellikle üstkurmaca ve metinlerarası ilişkilerinden yararlanır. Çeşitli dil oyunlarına da başvuran Karatepe, dili kullanmada titizlik gösterir. Karatepe de her yazar gibi içinde yaşadığı toplumun bir parçası ve aynası olduğundan onun öykülerine yansımış her olgu aynı zamanda insanla ilgilidir. Karatepe'nin öyküsünün kaynaklarını, içine doğduğu toplumu anlama arayışını tespit etmek aynı zamanda sosyal, kültürel ve tarihsel birikimi değerlendirmek, hayatın bütün alanlarında insanın toplumsal ve tarihsel köklerini aramakla aynı anlama gelmektedir. Bu çalışmada Karatepe'nin öyküleri yapı ve tematik açıdan incelenmiş; öykülerinde postmodernizmin yansımaları ile dönemin izleri açıklanmıştır.
  • Master Thesis
    The Mediating Role of Destination Values in the Effect of Word of Mouth Communication on Visitor Satisfaction: Midyat Case
    (2025) Kayaoğlu, Ahmet; Kayaoğlu, Ahmet; Department of Management / İşletme Bölümü
    Çalışmanın temel amacı, Midyat bölgesinde ziyaretçi memnuniyeti üzerindeki ağızdan ağıza iletişimin etkisini ortaya çıkarmak ve ağızdan ağıza iletişim ile ziyaretçi memnuniyeti arasındaki dolaylı etkide kültürel destinasyon imajının bir aracı değişken olarak rolünü incelemektir. Verilerin toplanması için nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 26 (Demo) istatistik programı ile analiz edilmiştir. Güvenilirlik ve geçerlilik analizleri yapılmış ve tüm değişkenler için değerlerin iyi olduğu belirlenmiştir. Çalışma hipotezlerini test etmek ve doğruluğunu değerlendirmek amacıyla, kolayda örnekleme yöntemiyle 454 kişiden anket yoluyla veri toplanmıştır. Regresyon analizi SPSS 26 (Demo) Hayes PROCESS v4.2 programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar, ağızdan ağıza iletişimin ziyaretçi memnuniyetini etkilediğini göstermiştir. Ayrıca kültürel destinasyon imajının ziyaretçi memnuniyeti üzerinde anlamlı ve olumlu bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Bunun yanı sıra sonuçlar, kültürel destinasyon imajının ağızdan ağıza iletişim ile ziyaretçi memnuniyeti arasındaki ilişkide aracılık etkisi olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına dayanarak, ziyaretçileri teşvik etmeye yönelik bir dizi öneri sunulmuş ve aracılığa ilişkin tüm hipotezlerin anlamlı olması sebebiyle kültürel destinasyon imajının hem bilişsel hem de duygusal aracılık rolü olduğu desteklenmektedir. Bölgenin kültürel destinasyon imajını, duygusal ve bilişsel yönlere odaklanarak güçlendirmek ve ziyaretçiler arasında kültürel sembolleri vurgulayan, bu kültürel sembollerin anlaşılmasını artıran turizm girişimlerinin sağlanması; kültürel destinasyon imajına dayalı turizme katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda destinasyon yönetimi stratejilerine yönelik içgörüler sunarak; turizm alanındaki bilimsel araştırmaların önemini vurgulamaktadır.
  • Master Thesis
    Examination of Experiences of Elective Language Courses Teachers
    (2025) Beltekin, Nurettin; Beltekin, Nurettin; Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü
    Kürtçe öğretim faaliyetlerine katılan öğretmenlerin deneyimlerinin incelenmesi, bundan sonra bu alanda yapılacak olan öğretmen yetiştirme ve program geliştirme faaliyetlerine ışık tutacağı için önem arz etmektedir. 2012 yılından itibaren devlet kurumlarında yapılmaya başlanan Kürtçe öğretim faaliyetlerinin analiz edilmesi ve başarı durumunun tespiti, bundan sonra bu alanda atılacak adımların ve geliştirilecek eğitim politikalarının tespiti için önemlidir. Türkiye ‟deki Kürtçe öğretim deneyimi daha çok şahıslar ve bağımsız kurumlar üzerinden ilerlemiştir. Bu deneyimin ne derece başarılı olduğunun ortaya çıkarılması bundan sonra yapılacak öğretim faaliyetlerinin başarısı için de önem arz etmektedir.
  • Master Thesis
    The Effect of Emergency Department Overcrowding on Safety Attitudes of Healthcare Staff
    (2025) Bütün, Ahmet; Bütün, Ahmet; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Acil servisler, sağlık sisteminin kritik birimlerinden biridir. Acil servislerdeki hasta yoğunluğunun birçok olumsuz etkisi vardır. Acil servislerdeki yoğunluk hastalar, sağlık personelleri ve sağlık sistemi üzerinde ciddi olumsuz etkileri vardır. Bu çalışmanın amacı, acil servislerdeki hasta yoğunluğunun sağlık çalışanlarının güvenlik tutumları üzerine etkisini tespit etmektir. Kesitsel tanımlayıcı desende planlanan bu çalışma, Mardin ilindeki dört hastanenin acil servislerinde görev yapan 336 sağlık çalışanı (266 hemşire, 70 doktor) ile yürütülmüştür. Bu çalışmanın verileri 16/02/2024-30/03/2024 tarihleri arasında toplanmıştır. Veriler, 'Demografik Özellikler Formu', 'Güvenlik Tutumları Anketi' ve 'NEDOCS Formu' kullanılarak toplanmıştır. NEDOCS skoru ile Güvenlik Tutumları alt boyutları (takım çalışması iklimi, güvenlik iklimi, iş doyumu, stresin kabulü, yönetime ilişkin algılar, çalışma koşulları) arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi ve çoklu regresyon ile değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizlerde SPSS 26 programı kullanılmış ve anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak belirlenmiştir. Katılımcıların %55,1'i erkekti. NEDOCS skoru 43 günlük veri toplama sonucunda, farklı günlerde yapılan hesaplamalarda, 21 gün 'yoğun ama kalabalık değil', 17 gün 'kalabalık', 5 gün 'ciddi şekilde kalabalık' olarak tespit edilmiştir. NEDOCS skoru arttıkça Güvenlik Tutumları Anketi alt boyutlarından ekip çalışması iklimi (r: -0,236), güvenlik iklimi (r: -0,248), iş doyumu (r: -0,254), yönetime ilişkin algılar (r: -0,302) ve çalışma koşulları (r: -0,348) puanlarının anlamlı düzeyde düştüğü tespit edildi (p<0,001). Stresin kabulü boyutunda ise anlamlı bir ilişki bulunamadı (p>0,05). Doktorların ve deneyimli çalışanların güvenlik tutum puanları daha yüksekti. Yoğunluğun arttığı günlerde tüm alt boyut puanları düşüş gösterdi. Acil servis yoğunluğu, sağlık çalışanlarının güvenlik tutumlarını olumsuz etkilemektedir. Özellikle ekip çalışması, güvenlik algısı ve iş doyumu gibi kritik boyutlar, yoğunluk arttıkça zayıflamaktadır. Bu çalışma, acil servis yoğunluğunun sağlık çalışanlarının güvenlik tutumları üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ortaya koymuş ve sağlık sistemlerinin bu soruna multidisipliner çözümler üretmesi gerektiğini vurgulamıştır. Acil servislerdeki hasta yoğunluğu sorununun ele alınması, sağlık hizmeti sunumunu iyileştirmek ve acil servislerdeki sağlık personelinin ve hasta refahının sağlanması için çok önemlidir
  • Master Thesis
    The Effect of Local Food Experience on Tourist Satisfaction and Behavioral Intention: the Van Case
    (2025) Gürbüz, Semra; Gürbüz, Semra; Altürk, Abdulvahap; Department of Gastronomy and Culinary Arts / Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü
    Son yıllarda yerel mutfak kültürlerine ve gastronomi turizmi deneyimlerine ilginin giderek artış göstermesi, turistik bir ürün olarak mutfak kültürlerinin çeşitli yönleriyle incelenmesini beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda tez çalışmasının amacı Van iline gelen yerli turistlerin yerel yemek deneyiminin turist memnuniyeti ve davranışsal niyet üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışma, nicel araştırma yöntemi ile tarama modeli kullanılarak yapılmıştır. Araştırma verilerini 2024 Ekim-Aralık aylarında Van iline gelen yerli turistlerin anketlere verdikleri cevaplar oluşturmaktadır. Toplam 470 katılımcıdan alınan veriler incelenmiş ve eksik veya hatalı doldurma tespiti yapılarak 406 veri değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma verileri Sosyal Bilimler için istatistik programı olan SPSS programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma verilerinin açımlayıcı faktör analizi sonucunda yerel yemek deneyimi faktörleri yeni deneyim, otantik deneyim ve duygusal deneyim olmak üzere 3 faktör altında ele alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre korelasyon analizi sonucunda yerel yemek deneyimi faktörleri ile turist memnuniyeti ve davranışsal niyet arasında olumlu ve anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Yerel yemek deneyiminin, turist memnuniyeti ve davranışsal niyet üzerindeki etkisinin belirlemesi için yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda; yerel yemek deneyimi faktörlerinden yeni deneyim ve duygusal deneyim faktörlerinin turist memnuniyetini olumlu yönde etkilerken, otantik deneyim faktörünün turist memnuiyeti üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Yerel yemek deneyimi faktörleri ile davranışsal niyet arasındaki ilişkiye yönelik regresyon analizi sonuçları; yeni deneyim, otantik deneyim ve duygusal deneyimin davranışsal niyeti olumlu yönde etkilediğini ortaya koymuştur. Yine turist memnuniyeti ve davranışsal niyet arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulgulanmıştır. Çalışma yerel yemek deneyiminin her geçen gün artan öneminin memnuniyet ve niyet üzerindeki etkisini göstermektedir. Elde edilen bulgular çerçevesinde gelecekteki çalışmalar için akademisyenlere, planlama ve uygulamalar için işletmecilere ve kamu yöneticilerine çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Gastronomi, Yerel Yemek, Yerel Yemek Deneyimi, Turist Memnuniyet, Davranışsal Niyet, Van
  • Master Thesis
    Difficulties Experienced by Patient Relatives Caring for Community Mental Health Center Patients and Mental Health Literacy Levels
    (2025) Baran, Leyla; Baran, Leyla; Department of Social Services/ Sosyal Hizmet Bölümü
    Amaç: Bu araştırmada, toplum ruh sağlığı merkezinden hizmet alan bireylere bakım veren hasta yakınlarının yaşadığı zorlukların ve ruh sağlığı okuryazarlık (RSOY) düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Method: Kesitsel nitelikte planlanan bu çalışmanın evreni, Mardin Toplum Ruh Sağlığı Merkezi'nden hizmet alan bireylerin bakımını sağlayan 330 bakım verenden oluşmuştur. Araştırmanın örneklemini ise çalışmanın dahil olma kriterlerini sağlayan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 184 bakım veren oluşturmuştur. Veriler 01.05.2024 – 01.09.2024 tarihleri arasında yüz yüze anket yöntemiyle araştırmacı tarafından toplanmıştır. Araştırma verilerinin istatistiksel değerlendirilmesinde Statistical Package of Social Science 26.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırmaya dahil edilen hastaların ve bakım verenlerin tanıtıcı bilgilerine ilişkin verileri için; sayı, yüzde dağılımlar, ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerler verilmiştir. Yapılan normallik testleri sonucunda uygun t testleri uygulanmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi 0.05 olarak alınmıştır. Bulgular: Çalışmamızda bakım verenler tarafından bakımı sağlanan hastaların yaş ortalaması 37.89±14.17 (19–94) ve tanı yılı ortalaması 11.17±8.20 (1–40) olduğu, %52.2'sinin kadın, %59.8'inin tanısının şizofreni, %59.8'inin bekar olduğu, %35.9'unun okuma yazma bilmediği, %55.4'ünün şehir merkezinde yaşadığı, %77.2'sinin çalışmadığı, %81.5'inin gelirinin giderden az olduğu ve %61.9'unun gelir kaynağının engelli / bakıcı maaşı olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda bakım verenlerin yaş ortalaması 45.42±11.49 (24–73) ve hastaya bakım süresinin ortalama 12.28±9.13 (1–35) yıl olduğu, %50'sinin kadın, %80.4'ünün evli, %28.2'sinin okur yazar olduğu, %60.9'unun şehir merkezinde yaşadığı, %84.8'inin çalışmadığı, %76.1'inin gelirinin giderden az olduğu, %89.1'inin hastayla aynı evde yaşadığı, %85.9'unun daha önce bakım deneyiminin olmadığı, %29.3'ünün bakım verdiği hastanın eşi olduğu, %30.4'ünün bakımda yardım almadığı ve %50'sinin gelir kaynağının engelli / bakıcı maaşı olduğu saptanmıştır. Bakım verenlerin %87.5'inin duygusal, 83.2'sinin fiziksel, 81.5'inin pratik, 76.6'sının sosyal ve 67.9'unun finansal zorluk yaşadığı saptanmıştır. Bakım verenlerin RSOY ölçeğinden aldıkları puan ortalamaları 12.36±3.42 (3-22) olup; cinsiyet, medeni durum, çalışma durumu, eğitim durumu, hasta dışında baktığı kişilerin olması ve hastaya bakım verme nedenine göre ölçek puanı farklılıklar göstermiştir. Ayrıca RSOY ölçeğinden alınan puan ortalamaları bakım verenlerin fiziksel ve sosyal zorlukları yaşama durumlarına göre farklılıklar göstermiştir. Sonuç: Çalışmamızın sonuçları incelendiğinde, ruhsal sorunları olan bireylere bakım verenlerin çeşitli alanlarda önemli zorluklarla karşılaştığı ve RSOY düzeylerinin orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bu alanda yapılacak gelecekteki çalışmalarda, bakım verenlerin karşılaştığı zorlukların aşılmasına yardımcı olabilecek ve onlara zorluklarla etkili baş etme mekanizmaları geliştirmelerine olanak tanıyacak yaklaşımların ele alınması önerilmektedir.
  • Master Thesis
    Projections of Ashabul Hadith's Opposition To Kalam in Ibn Hazm
    (2025) Şahinalp, Hacer; Şahinalp, Hacer; Department of Basic Islamic Sciences / Temel İslam Bilimleri Bölümü
    İslam düşünce tarihinde, Hz. Peygamber'in vefatının ardından yaşanan siyasal, sosyal ve kültürel hadiseler, birçok düşünce ve akımın neşet etmesine yol açmıştır. Tarihsel süreçte yaşanan bu tür olaylar, zaman zaman kesin ayrışmaların ve çatışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Her bir grup, kendisini hakikatin yegâne muhafızı olarak görmüş ve diğer grupları bid'atla suçlayarak dini prensipler temelinde dışlamıştır. Ashâbü'l-Hadîs, itikadî tartışmaların ön plana çıkmaya başlamasıyla fıkhî alandaki metodolojik yaklaşımını itikadî bir düzlemde de sürdürmeye çalışarak nassın anlam alanın sınırlarını aşmamaya ve bunun dışındaki yaklaşımları da reddetmeye yönelik bir eğilim sergilemiştir. Tarihsel süreçte bu eğilim, farklı zamanlarda ve mekanlarda kelâmcılara yönelik tenkit ve dışlanma şeklinde kendini göstermiştir. 384/994-456/1064 Tarihleri arasında Endülüs'te yaşan İbn Hazm, itikadî meselelerde kendine has bir metodoloji ile kelâmcılara yönelik tenkit ve dışlamada bulunmuştur. Ashâbü'l-Hadîs çizgisinde olan Zâhirîlik ve Zâhirîliğin ikinci kurucusu sayılan İbn Hazm, itikadî konularda Kur'an ve hadislerin lafızlarının izin verdiği ölçü ve sınırda kalarak bunun dışında yapılan te'vil ve aklî çıkarımlara mesafeli durmaya çalışmıştır. Onun bu yaklaşımı, bazen Ashâbü'l-Hadîs ile benzer yönleri olmakla birlikte kendine özgü bir yönteminin de olduğu anlaşılmaktadır.
  • Master Thesis
    Investigation of the Role of Visinin-Like Protein-1 and Prestin Biomarkers in the Physiopathology of Covid-19 Patients
    (2025) Dündar, Ahmet; Dündar, Ahmet; Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölümü
    Korona virüs hastalığı-19 (Covid-19) viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Covid-19 birçok semptoma neden olmaktadır. Covid-19'dan kaynaklı olan geçici işitme kaybı, baş dönmesi, bilinç bulanıklığı, tat ve koku kaybı gibi nörolojik semptomlardan kaynaklanan geçici veya kalıcı rahatsızlıkların mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle bu çalışmadaki amacımız covid-19 fizyopatolojisinde nöronal hasar belirteci olan visinin-like protein-1 (vilip-1) ve prestin moleküllerinin rolünü araştırmaktır. Çalışma Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 01.01.2022-31.03.2022 tarihleri arasında gelen hastalarda reverse transkriptaz polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) pozitif çıkan ve hastaneye yatırılan covid-19 hastalarından 60 hasta çalışmaya dahil edildi. Grup II: RT-PCR sonucu negatif olan kişiler kontrol grubu olarak çalışmaya dahil edildi (n=60). Vilip-1 ve prestin düzeyleri Eliza yöntemiyle tayin edildi. Serum AST, ALT, LDH, ve CRP düzeyleri kolorimetrik yöntem ile çalışıldı. Cinsiyetler arasında istatistiksel olarak farklılık bulunmadı. Covid-19 hastalarında serum vilip-1 düzeylerinin kontrol grubuna göre yükseldiği ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulundu (p=0.001). Covid-19 hastalarında serum prestin düzeylerinin kontrol grubuna göre yükseldiği ancak istatistiksel olarak anlamlı olmadığı gözlendi (p=0.470). Covid-19 hasta grubunda serum AST, ALT, LDH ve CRP düzeylerinin kontrol grubu ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (p=0.001). Yapılan korelasyon analizlerinde covid-19 hastalarında vilip-1, prestin, CRP ve LDH düzeyleri arasında pozitif korelasyon olduğu göstermiştir. Sonuç olarak çalışmamızda covid-19 hastalarında serum vilip-1, CRP, AST, ALT, LDH düzeylerinin kontrol grubuna göre yükseldiği gösterilmiştir. Koklear hasar belirteci olan prestin düzeylerinde yükselme olduğu ancak istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bulunmuştur. Çalışmamızda dikkatleri çeken bir diğer sonuç ise nöronal hasar biyobelirteç olan vilip-1 biyomolekülü ve CRP düzeyleri arasında pozitif korelasyon göstermesi ve literatürde böyle bir bulgunun olmayışı açısından çalışmamızı değerli kılmıştır. Bu bilgiler ışığında nörolojik belirtiler olmaksızın bile akut dönemdeki covid-19 hastalarında nöronal hasarın olabileceğini göstermiştir. Ancak yine de vilip-1 ve prestin moleküllerinin covid-19 hastalığındaki patofizyolojik rolünü açıklayacak geniş çaplı çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
  • Master Thesis
    An Analysis of Masculinity Representation in TRT Çocuk Magazine
    (2025) Işık, Mehmet; Işık, Mehmet; Department of Radio, Television, and Cinema / Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü
    Günümüzde teknolojinin gelişmesi, görsel medyanın yanı sıra sosyal medyanın kullanım alanlarının yaygınlaşması ve her geçen gün daha cazip hale gelmesi, dergi, kitap ve gazete gibi kitle iletişim araçlarının kullanımını zayıflatmıştır. Bu durum, çocukların gelişimi açısından olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bunun önüne geçmek ve daha bilinçli, duyarlı ve okuyan bir nesil yetiştirmek için en önemli etkenlerden biri, çocuklara okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı ve keşfetmeyi öğretecek, aynı zamanda içinde bulundukları çağın gelişmelerinden haberdar edecek çocuk dergileridir. Çocuk dergileri, çocukların kimlik gelişiminde, toplumla etkileşim kurmalarında, öğrenme ve okuma isteklerini artırarak fikir sahibi olmalarında ve boş zamanlarını faydalı içeriklerle değerlendirerek kişisel gelişimlerine katkı sağlamalarında önemli bir rol oynamaktadır. Bu sebeple, yayımladıkları konu ve temalar çerçevesinde çocuklar için etkili ve önemli bir öğrenme aracı olan çocuk dergileri, onların zihinsel gelişimlerini desteklerken, gündelik yaşama ve akademik hayata dair bilgi edinmelerini sağlayarak eğlenceli ve dikkat çekici içeriklerle öğrenmelerini pekiştirmektedir. Yazılı basın kapsamında değerlendirilen ve çocuklara yönelik hazırlanan önemli dergilerden biri olan TRT Çocuk Dergisi, çocuk okurların boş zamanlarını verimli bir biçimde geçirmelerine yardımcı olurken, eğlenceli bir yolla çeşitli bilgiler edinmelerini, kişisel gelişimlerine katkı sağlamalarını ve sosyalleşmelerini destekleyen içerikler sunmaktadır. Dergi içeriklerinde yer alan mesajlar, çocuk okurların toplumsallaşma sürecine katkı sağlayarak karakter oluşumlarını etkilemektedir. Bu nedenle, bu çalışmada toplum açısından önemli bir konu olan toplumsal cinsiyet rollerinin ele alınış biçimi temel alınarak, TRT Çocuk Dergisi'ndeki erkeklik temsili temel özellikleri içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir.
  • Master Thesis
    Diseases in Social Realistic Novel (1950-1980)
    (2025) Kanter, Beyhan; Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi sanatçılar yazdıkları eserler üzerinden sosyal, ekonomik ve siyasi bir söylem geliştirirler. Toplumun faydasını gözeterek yazdıkları tezli romanlarda, insanların hayatlarının önemli bir yerini tutan hastalıklara da yer verirler. Toplumun sorunlarını gerçekçi bir bakış açısıyla inceleyen toplumcu gerçekçi sanatçılar için hastalık, toplumsal bir sorundur. Hastalığın nedenleri ve sonuçları üzerinden insanların yaşadığı sorunlara temas edilir. Çalışmanın amacı 1950-1980 arasında yayımlanan toplumcu gerçekçi romanlardaki bedensel ve ruhsal hastalıkları tespit etmek ve hastalıkların toplumsal sorunlarla olan bağını ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda hastalıklar tematik olarak sınıflandırılmış, romanlar kronolojik olarak incelenmiştir. Toplumcu gerçekçi romanlarda geçen hastalıkların incelenmesi sonucunda ekonominin, eğitimin, sağlığın, sosyo-kültürel yaşantının hastalıklar üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri değerlendirilmiştir. Toplumcu gerçekçi romanlarda yoksulluk, eğitimsizlik, kirlilik, sürgün hayatı, hapis hayatı, ağalık düzeni, patron baskısı, ilaç yoksunluğu gibi sorunlar; neden sonuç ilişkisi ile beraberinde birçok hastalığı getirir. Üç ana bölümden oluşan tezin birinci bölümünde, dünyada toplumcu gerçekçi sanat anlayışının oluşumu ve Türk edebiyatına yansımaları açıklanmıştır. Tezin ikinci bölümünde hastalık olgusunun tanımı ve yorumu yapılmış, Türk edebiyatında hastalığın edebiyat türleri ile olan ilişkisi dönemsel olarak açıklanmıştır. Tezin üçüncü bölümünde 1950-1980 arasında yayımlanan toplumcu gerçekçi romanlardaki hastalıklar tespit edilmiş, bedensel ve ruhsal hastalıklar olarak sınıflandırılmıştır. Bedensel hastalıklar ruhsal hastalıklara oranla romanlarda daha çok işlenmiştir. Köy hayatının fiziksel güç gerektiren zorlu işleri, şehir hayatının yoğun iş temposu bedensel hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.
  • Master Thesis
    Natural Disasters and Epidemics During the Crusades (1096-1291)
    (2025) Çekiç, Ayşe; Çekiç, Ayşe; Department of Islamic History and Arts / İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü
    Tarih boyunca doğal afetler, insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri olmuştur. Depremler başta olmak üzere yangın, kuraklık, kıtlık, sel ve salgın hastalıklar, insan yaşamını derinden etkileyen doğal felaketler arasında yer almaktadır. Bu tür afetler, toplumlar üzerinde ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda ciddi olumsuz etkiler bırakmıştır. Bu çalışmada, yaklaşık iki yüzyıllık bir zaman dilimi içinde gerçekleşen Haçlı seferleri sırasında meydana gelen doğal afetler ve salgın hastalıkların hem Haçlı orduları hem de bölge halkı üzerindeki etkileri ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Doğal felaketler ve salgın hastalıklar, yalnızca Haçlıların lojistik ve askeri kapasitesini olumsuz yönde etkilemekle kalmamış, aynı zamanda seferlerin genel stratejisini, ilerleyişini ve nihai sonuçlarını da büyük ölçüde şekillendirmiştir. Özellikle şiddetli kuraklıklar, depremler, yangınlar ve salgın hastalıklar, Haçlıların büyük kayıplar vermesine neden olmuştur. Çalışmada, bu felaketlerin Haçlı seferleri üzerindeki sosyal, ekonomik ve demografik etkileri kronolojik bir yaklaşımla ele alınmış; Haçlılar ve Müslümanların bu afetlere karşı verdikleri tepkiler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.
  • Master Thesis
    Rousseau ve Wollstonecraft Düşüncesinde Kadın: Karşılaştırmalı Sosyolojik Bir Analiz
    (2025) Gürhan, Nazife; Gürhan, Nazife; Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü
    Bu tez, Jean Jacques Rousseau ve Mary Wollstonecraft'ın kadına ilişkin görüşlerini karşılaştırarak sosyolojik bir analizini ortaya koymaktadır. Her iki düşünürün bu husustaki görüşleri genel olarak insan ve toplumsal roller çerçevesinde bütüncül bir anlamda ele alınmaktadır. Birinci Dalga (Liberal) Feminizmin kurucu teorisyenlerinden biri kabul edilen Wollstonecraft, iyi bir toplum inşa etmek için kadınların da erkekler kadar bireysel ve toplumsal sorumlulukları olduğunu belirtir. Rousseau'nun aksine kadınların bunları yapabilecek güç ve iradede olduklarını da vurgulayan Wollstonecraft hem gerçek hayatında hem de yazdığı birçok eserinde bu konuyu işlemiştir. Kendisi de bir Aydınlanmacı olan Wollstonecraft'ın, Aydınlanma karşıtlığıyla ünlü olan Rousseau'yu temel alarak yaptığı eleştiriler aslında Aydınlanmacıların kadınlara yönelik ihmalkâr tavırlarını da hedef almaktadır. Bununla birlikte tezde karşılaştırma için Rousseau tercih edilmiştir. Bunun temel sebebi, Wollstonecraft'ın kadının yeri, rolü ve doğasına yönelik söylemlerini akılsallık çerçevesinde ortaya koyarken Rousseau'nun kadını doğal olarak erkekten daha aşağı gördüğünü bilinçli bir şekilde belirtmesi ve bunu savunmasıdır. Bu temelde tez, Wollstonecraft'ın görüşlerini Rousseau'nun insan doğası, akıl, duygu, din, özgürlük ve toplumsal roller açısından kadına bakışı bağlamlarında ele alıp karşılaştırmaktadır. Bu bağlamda çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış, birincil kaynaklar olarak her iki düşünürün temel eserleri analiz edilerek teorik bir değerlendirme yapılmıştır. Böylece, Wollstonecraft'ın Rousseau'yu eleştrisi çerçevesinde kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki görüşleri sistemeatik bir biçimde incelenmiştir.
  • Master Thesis
    Mardin Derik İlçesi Karahan Ailesi Konutu Koruma Projesi
    (2025) Çağlayan, Murat; Çağlayan, Murat; Department of Architecture / Mimarlık Bölümü
    Mardin İlinin Derik ilçesinde tarih boyunca farklı din ve kültür grupları yaşamış olması mimari çevreyi zengin kılmıştır. Derik, kalesi, topografyaya göre biçimlenmiş sokakları, dini yapıları, konakları ve evleri ile geleneksel yerleşim düzeninin özgün değerlerini yansıtmaktadır. Ancak hem kırdan kente hem de büyük kentlere olan göçler ve bunun sonucu yapıların asıl kullanıcılarının değişimi nedeniyle sahipsiz kalan bir tarihi kent dokusunu ortaya çıkarmıştır. İlçe içinde çok sayıda geleneksel konut bulunmasına rağman sadece dördü tescillenerek günümüze kadar ulaşmıştır. Tez çalışması ile Mardin ili, Derik ilçesinde yer alan sivil mimarlık örnekleri incelenmiştir. İncelenen kültür mirası konutlardan biri olan ve 561 ada 21 nolu parselde yer alan ikinci dereceden tescilli geleneksel yapının koruma projeleri hazırlanmıştır. Tez kapsamında, tarihi yapının geleceğe aktarılmasını sağlayacak bilgiler arşivlenmiş; yapıya ait rölöve, restitüsyon, restorasyon öneri projeleri geliştirilmiş ve koruma-onarım yöntemleri belirlenmiştir. Geleneksel konutun günümüzdeki korunmuşluk durumu ile ilgili genel bilgiler verilmiştir. Yapının lazer tarama cihazıyla ölçümleri alınarak rölövesi çizilip fotoğraflanarak belgelenmiş, malzeme analizi, hasar tespit analiz paftaları hazırlanmıştır ve bugünkü mevcut durumunun belgelenmesi sağlanmıştır. Dönem araştırmalarından elde edilen bilgiler, kullanıcıların yaptığı sözlü açıklamalar ve yapıda görülen izlere göre, evin özgün durumu belirlenmiş ve restitüsyon çalışması yapılmıştır. Restorasyon projesinde ise, yapının korunması ve günümüzde kullanılması için yapılması gereken müdahaleler tespit edilmiştir. Tescilli kültür mirasının konut olarak kullanımının devam edilmesi önerisinde bulunulmuştur. Bu çalışma ile sürdürülebilir korumanın sağlanmasına yönelik olarak, kültür mirasının yaşayarak ve yaşatılarak gelecek nesillere aktarılması hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Derik, Geleneksel konut, Koruma, Mardin, Restorasyon
  • Master Thesis
    Yiyecek ve İçecek İşletmeleri Çalışanlarının Gıda Alerjisi Bilgi Düzeyleri, Tutumları ve Davranışları: Şanlıurfa Örneği
    (2025) Yiğit, Serkan; Yiğit, Serkan; Department of Gastronomy and Culinary Arts / Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü
    Bu çalışma, Şanlıurfa ilinde faaliyet gösteren yiyecek ve içecek işletmelerinde çalışan personellerin gıda alerjisi konusundaki bilgi düzeylerini, tutumlarını ve davranışlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Gıda alerjisi; gıda güvenliği ve tüketici sağlığı açısından kritik bir öneme sahip olup, özellikle yiyecek ve içecek sektöründeki çalışanların farkındalık düzeyi, işletmelerde sunulan hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyetini doğrudan etkilemektedir. Araştırmanın evrenini, Şanlıurfa ilindeki yiyecek ve içecek işletmelerinin çalışanları oluşturmaktadır. Örneklem, amaçlı örnekleme yöntemi ile seçilmiş olup mutfak personeli ve servis elemanları gibi gıda alerjisiyle doğrudan ilişkili çalışanlardan oluşmaktadır. Araştırmada nicel bir yaklaşım benimsenmiş ve veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmıştır. Veriler 27 Ağustos 2024-27 Eylül 2024 tarihleri arasında, yüz yüze anket yöntemiyle 409 katılımcıdan toplanmıştır. Ancak toplanan anketlerden 57'si eksik veya geçersiz yanıtlar nedeniyle analize uygun bulunmamış olup, araştırmada 352 geçerli anket formu kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; katılımcıların gıda alerjisi bilgi ve tutum düzeyleri orta düzeyde çıkarken, davranışları ise orta riskli düzey bulunmuştur. Araştırmada elde edilen bu veriler, çalışma kapsamındaki amaç ve sorunsal çerçevesinde değerlendirilmiştir.
  • Master Thesis
    Baklagil Nodüllerinden İzole Edilen Bakterilerin Bazı Fungal Bitki Patojenlerine Karşı Antagonistik Aktiveleri
    (2025) Şimşek, Ahmet; Güney, İnci Güler; Department of Basic Islamic Sciences / Temel İslam Bilimleri Bölümü
    Bu çalışmada, bezelye, mercimek ve nohut kök nodüllerinden izolasyon yapılmıştır. 80 bakteri izole edilmiş bunlardan etkili olan 20 tanesi diğer çalışmalar için seçilmiştir. Bakterilerin morfolojik, fizyolojik ve biyokimyasal analizleri yapılark bakterilerin tanımlaması yapılmıştır. Mercimekten ((Lens culinaris M.) izole edilen RM1 izolatının Stenotrophomonas sp., RM2 izolatı ve RM3 izolatının Bacillus megaterium; bezelyeden ((Pisum sativum L.) izole edilen B3P9 izolatının Stenotrophomonas sp., olduğu ve RB30 izolatının Bacillus megaterium, nohuttan (Cicer arietinum L.) izole edilen RN2 izolatının Paenibacillus polymaxa ve RN5 izolatının Bacillus mojavensis olduğu Maldi-tof cihazı ile tür tanımları yapılmıştır. İzolatların %65'i %10'luk tuza toleranslılık göstermiştir. Enzim aktivitesinde fosfatazda RM6, RN3, RB24, RB26 ve RB29 izolatları pozitif sonuç vermiştir. Arjinin dehidrolaz testinde %40'ı, levan testine %30'u pozitif sonuç vermiştir. İzolatlar Fusarium pseudograminearum'a karşı RN2 izolatı % 80.91 ve Neoscytalidium dimidiatum'a karşı %97.62 inhibisyon oranıyla en etkili antagonistik aktivite göstermişlerdir. İzolatlardan RN2 mercimek tohumuna inokulasyonu sonucu negatif kontrole kıyasla çimlenme hızını %33, çimlenme gücünü %42.7 ve kök uzunluğunu %123 ve koleoptil uzunluğunu %91.62 arttırmıştır. Fusarium pseudograminearum+RN2 inokulasyonunda çimlenme hızını %75.3, çimlenme gücünü %49.8, kök uzununluğunu %122 ve koleoptil uzunluğunu %65 arttırmıştır. Neoscytalidium dimidiatum+RN2 uygulamasında kontrole göre inokulasyonunda çimlenme hızını %76.1, çimlenme gücünü %84.9, kök uzununluğunu %55 ve koleoptil uzunluğunu %131.3 arttırmıştır. Sonuç olarak bu çalışma, Paenibacillus polymaxa (RN2) izolatının hem bitki gelişimini teşvik etmede hem de hastalıklara karşı etkili olduğu için in vivo çalışmalar yapıldıktan sonra önerilebilinecektir. Anahtar kelime: Biyolojik kontrol, Lens culunaris, çimlenme, Bacillus sp., endofitik bakteri
  • Master Thesis
    214 Numaralı Mardin Şer'iyye Sicili'nin Transkripsiyon ve Değerlendirmesi
    (2025) Akman, Ekrem; Akman, Ekrem; Department of History / Tarih Bölümü
    Bu çalışmanın konusu 214 numaralı Mardin Şer'iyye Sicil Defteri'nin transkripsiyon ve değerlendirilmesidir. Çalışma 214 numaralı Mardin Şer'iyye Sicil Defteri'nde 27 Zilhicce 1308/3 Ağustos 1891 ile 13 Cemaziyelevvel 1309/15 Aralık 1891 tarihleri arasında şer'iyye mahkemesine gelen daha çok aile, miras, vesayet, vekâlet, alım-satım ve tarla davalarını kapsamaktadır. Sicil defterinde Mardin'in mahalleleri, çarşıları, önemli vakıf yapıları, köyleri, nahiyeleri ve çevredeki yer adları hakkında önemli bilgiler bulunmaktadır. Transkripsiyonu yapılan defterde ayrıca ailevi problemler ve satış davalarına konu olmuş şehirde yaşayan aileler, evlerde kullanılan eşyalar ve kadınların mal varlıkları yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı şehir tarihine önemli katkılar sağlayan mahkeme kayıtlarının transkripsiyonunun yapılarak araştırmacıların hizmetine sunulmasıdır. Böylece şehrin sosyal ve ekonomik yapısı, demografisi ve mekân gelişimi hakkında birincil kaynak olarak önemli bir katkı sunulmuş olacaktır.